Abdulkadir Hazman yazdı... YANIK KİLİSEDEN KÜTÜPHANEYE

Abdulkadir Hazman yazdı... YANIK KİLİSEDEN KÜTÜPHANEYE

Abdulkadir Hazman yazdı...

Karataşlıların Yanık Kilise olarak bildikleri adını Hataylı bir azizeden alan Aya Pareskevi Rum Kilisesinin ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgimiz olmamakla birlikte Karataş’ın 1850 den sonra sivil yerleşime açılmış olması bize bu kilisenin bu tarihten sonra inşa edilmiş olması fikrini vermektedir. Kilisenin bunca senedir araştırmalarımıza rağmen yanmadan önceki bir fotoğrafına ne yazık ki ulaşamadık. Kim ya da kimler yaktı, kaza mıydı? Kasıt mıydı? Bilinmez, bilenlerde artık yok. Bildiğimiz çocukluğumuzdan beri oranın adı Yanık Kilisedir. Aya Pareskevi Kilisesi bu günkü adıyla Şehit Nihat Bey caddesinin hemen altında ve Karataş Camisinin de hemen üstünde bulunan Adile Naşit Parkının olduğu yerdeydi. Arazi içerisinde Kilise binasının yanı sıra Papazın evi ve birde mezarlık bulunmaktaydı. Bizim kuşaktan olan Karataşlıların çok iyi hatırladığı gibi çatısı yanmış, içerisinde yanık çatı kerestelerinin bulunduğu ve dört taş duvarından başkaca bir şeyi kalmamış Kilise Binası bizlerin çocukken saklambaç oynadığımız oyun alanıydı. Bizler mezarlığı görmedik ama oraya gitmememizi istemeyen ebe beyinlerimizin söylediğine göre ‘’orada mezarlar var çarpılırsınız’’ sözünün daha sonraki araştırmalarımda ne derece doğru olduğunu kanıtlıyordu, çünkü Şehit Nihat Bey Caddesinin adı Cumhuriyet öncesi adının Belçikalıların yapmış olduğu İzmir Su Yolları Haritasında  ‘’Rum Mezarlık Sokağı’ ’olarak geçmekteydi. Bu gün Çocuk Kütüphanesi olarak restore edilen Papazın evi ise bizim çocukluğumuz ve gençlik yıllarımızda Ayva ve Darı satarak geçimini sağlayan ‘’Ayvacı Sefo’’  adlı şahsın ve iki kardeşinin birlikte yıllarca yaşadığı ev olarak kalmıştır Karataşlıların hafızalarında.

Ayvacı Sefo ve kardeşleri vefat edince bu tarihi bina sahipsiz kaldı ve yıkılmaya yüz tuttu. Uzun süren bakımsızlıktan yıpranan bina ve birkaç taş duvar yıkıntısından ibaret kalan kilise binasınıda geçmiş dönemde Konak Belediye Başkanlığı yapan Hakan Tartan ortadan kaldırarak bu alanı Adile Naşit parkı haline getirdi. Papazın evininde pencere ve kapı boşluklarını kaldırım taşları ile örerek sözüm ona ‘’Berduşların mekânı’’ olmaktan kurtardı. Aya Parekevi kilisesinden birkaç mermer merdiven basamağı ve birde kapı- pencereleri kaldırım taşları ile örülmüş ve çatısı göçmüş papazın evi kalıverdi.

Çocukluk anılarımızın yok olmasına mı yanacaktık yoksa zaten tarik ve kültür varlıkları konusunda oldukça fakir olan Karataş’ta bir tarihi yapının daha yok olmasına göz mü yumacaktık. Kendi adıma bunu benim kabullenmem mümkün değildi. Özellikle Konak Belediyesinde görevli bulunan Mihriban Yanık hanımefendinin de yardımlarıyla dört duvarı ayakta kalan papazın evinin tescillenmesini sağladık. İzmir Basınında görevli olan Mustafa Oğuz, Ali Arda Perk ve Erman Şentürk’ün katkılarıyla konuyu sürekli gündemde tuttuk. Çeşitli gazete, dergi, televizyon ve sunumlarla bu yapını önemini anlatmaya çalıştık. Konak Belediyesi Başkanlığına seçilen Sema Pakdaş hanımefendiye konuyu defalarca anlatma fırsatı yakaladım ve kendileri de bu binayı restore edeceğini ve Karataş’ta çocuklar için bir kütüphane kazandıracağına dair söz verdi. Evet; Sema Pekdaş hanımefendi sözünde durdu ve papazın evini restorasyonunu yaptırdı. Binanın restorasyonu oldukça güzel oldu. Hatalar yok mu? Var, ama ben bunları gündeme getirerek bu güzel çalışmayı baltalamak istemiyorum. Eksiklikleri ve hataları belediyenin yetkililerine bildirdim sanırım açılışa kadar bu eksiklikleri ve yanlışlıkları giderirler.

Karataş’ın 150 yıllık tarihinde ilk defa bir çocuk kütüphanesine kavuşması çocuklarımızın geleceğe daha aydınlık ve güvenle bakmasını sağlayacağı gibi yemyeşil parkında özgürce oyunlar oynayarak sosyal ve psikolojik olarak gelişimlerine yardımcı olacaktır. Her şeyden önce cevrede yaşayan çocuklarımızın apartman dairelerinde hapis olmuş hayatlarına son verecektir bu kütüphane ve park.    Aya Pareskevi Kilisesinden bize kalan Papazın Evi kurtarılmış ve gelecek nesillere bırakılmış olmasında azıcık payım olduysa ne mutlu bana. Hele bu yapının Karataşlı çocuklar için kütüphane olarak kullanılacak olması sanırım bunca uğraşa değerdi. Adile Naşit’in ‘’Kuzucuklarına’’ şirin bir armağan bırakmanın tadı ve lezzeti inanın hiçbir şeyde yok. Bu çabam ve uğraşımda başta Barbaros Mahallesi Muhtarı İsmet Çağdaş’a emeği geçen ve burada adını yazamadığım Karataşlılara, Karataş sevdalılarına, sosyal medya yolu ile bize desteklerini esirgemeyenlere onca insana Karataşlı çocukların cıvıltıları sanırım en büyük teşekkürdür. Bir de ricam var sizlerden, Eylül ya da Ekim ayında açılması öngörülen Karataş Çocuk Kütüphanemize kitap bağışı yapmak isteyen dostlar Konak Belediyesi Kültür Müdürlüğüne bağışlamak istedikleri eserleri teslim edebilirler.

p7110022.jpgp7110026.jpgp7110032.jpgp7110042.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.