Avukat kardeşimin sosyal medyada yazdığı paylaşım, gördüğü olay, yaşanan sonuç ve çıkarılacak dersler.

İzmir Aile Mahkemesi önünde müvekkili adına gireceği boşanma davasını sırasını bekleyen avukatımızdan önce genç bir çift, el ele, göz göze duruşma salonuna giriyorlar.

Gülüyorlar, eğleniyorlar ve hatta o kadar sevinçliler ki, hâkim izin verse dışarıdan davul ve zurnayı da getirip halay çekecekler.

Neyse duruşma başlıyor, hâkim soruyor her iki tarafa da boşanmak isteyip istemediklerini, ‘Canı gönülden istiyoruz, birbirimizi o kadar çok seviyoruz ki, birbirimizi daha fazla üzmemek için boşanma istiyoruz’ dercesine beyanlar hava da uçuşuyor.

Sanırsınız ki, marketten tarihi geçmiş, bozuk ürün alınmış da market sahibini Tüketicinin Korunması Kanunu gereği malı iade ediyorsunuz, o da seve seve alıyor ve yenisini vererek sizi mutlu ediyor.

Hâkim şaşkın, kâtip şaşkın, mübaşir şaşkın, içeride bulun benim kardeşim avukat ta dâhil bütün hukukçular şaşkın.

Kanun gereği, ‘Gereği düşünüldü’ demekten başka çaresi olmayan hâkim, kâtibe boşamanın tarafların anlaşmasına bağlı olarak kabul edilmesine karar veriyor.

Kanun izin vermediği için duruşma salonuna davul zurna alamıyor, halay ekibini kurulmasına da izin veremiyor.

Seneler önce Adalet Bakanlığı yargı istatistiklerini haber yapmıştım.

Türkiye’de en çok boşanmanın yılda 10 bin kişinin boşanmasıyla İzmir’de olduğunu.

Rakamlar değişti mi bilemiyorum ama İzmir bu konuda birinciliğini değişmediğini düşünüyorum.

Sevgi kelimesi bu kadar kolay kullanılıp, atılmamalı.

Aşk kelimesi bu kadar ucuz satılıp, tutulmamalı.

Aile kelimesi bu kadar basit demeyeceğim canım istemiyor gibi nedenle bitirilmemeli.

Medeni Kanunun gereği herkesin medeni şekilde boşanmaya hakkı var ama canım istemiyor diye kimsenin bir kadının hayatıyla, bir erkeğin hayatıyla bu kadar ucuz roman çevirmeye hakkı olmamalı.

Aile içinde sorun yaratan insanla yaşamak zorunda değilsin ama ‘İstemiyorum’ kelimesi tek başına boşanmak için yeterli olmamalı!

Evlenmek gibi boşanmanın da mantıklı psikolojisi, fizyolojisi, sosyolojisi olmalı!