'Bahanelere Sığınmak Yok' Özel Röportaj

Cengizhan Kaya soruyor, kıymetli yazarlarımız cevaplıyor.

Merhaba değerli okuyucularımız. Bugünkü Röportajımızda “Bahanelere Sığınmak Yok” kitabıyla tanıdığımız "Esra Kapılı” var.

Merhabalar Esra Hanım, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

İlkokuldan bu yaşıma kadar hep farklı farklı yeteneklerimle ilgili faaliyetlere katıldım. İlkokuldan lise sonuna kadar Kırklareli ilinin Pınarhisar ilçesinde Halk Eğitim Merkezi’nde, Trakya halk oyunları kursu ekibinde, halk oyunları oynadım. Ortaokulda, Müzik öğretmenimin kulağımın notaları iyi algıladığını ve sesimin güzel olduğunu fark etmesi ile ortaokul organizasyonlarında korolarda solist olarak şarkı söyledim. Lisede ise Türkçe öğretmenimin okulda kompozisyonlarımızdan seçerek “Mevsimlerden Umut” 70 Küçük Yazar isimli kitabın içerisinde benim de yazımın olduğu kitaptaki küçük yazarlar arasında ilk yazma deneyimimi lise yıllarımda yaşadım. Yazı yazmayı kendimi bildim bileli çok seviyorum. Küçük yaşlarda bir çok günlük defterim oldu. Hepsini de sonrasında yırtıp, atmıştım. Arkadaşlarıma, akrabalarıma yazdığım mektuplar, bayram kartları, şiirler hepsinin tadını da deneyimledim. Kitap yazma hayalimse, Babamı çok seviyorum ve ona bu hayatta bir hediye vermek istiyordum. Ve kendi hayatımı anlattığım bir kitap olmasını istiyordum. Fakat sadece bunu hayal ediyordum uzun yıllardır. Hayalim, sadece kendi hayatımdan bahsettiğim kitabımı matbaada bastırıp babama hediye etmekti. Bir gün gerçekleştireceğim diye de hep erteliyordum. Hayalimin gerçeğe dönüştürmenin sırrının hedefe dönüştürmek olduğunun farkına varana kadar… Kişisel gelişimim için, eğitimler araştırmak ve kişisel gelişim üzerine kitaplar okumayı seviyorum. Ayrıca, yeni yerler keşfedip, yurtiçi ve yurtdışı kültür turlarına katılmak hobilerim arasında yer alıyor.

“Bahanelere Sığınmak Yok” kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?

Kitabımda, iş hayatında ve sosyal hayatlarında herkes engellerle karşılaşıyor. Zorlukların, engellerin üstesinden nasıl geldiğimi, nelere rağmen, neler başarabildiğimin okuyucularıma da ilham olacağına inandığım, bir kişisel gelişim kitabıdır. Ayrıca kitabımda, tamamının gerçek olduğu, küçük ve orta ölçekli başarı hikayemin okuyucularımda da, kendilerinde farkındalık oluşturacağına inanıyorum.

Bahane kavramı günlük hayatımızı en çok işgal eden kavramlardan bir tanesi. Peki, sizce bahanelere sığınmadan hayatımızı nasıl daha iyi yönetebiliriz?

Bahanelere sığınmamak için ya da diğer bir deyişle, erteleme hastalığına yakalanmamak için, kendimize kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli hedefler belirlemeliyiz ve hedeflerimizi de gerçeğe dönüştürmemiz için, muhakkak hedefimizi gerçeğe dönüştürmek istediğimiz bitirme, sonuçlandıracağımız tarihi belirlememiz gerekiyor. Çünkü bitiş tarihi belirlenmemiş hiçbir hedef gerçekleşmez. Hep hayal olarak kalır. Bahanelere sığınmamak için, sürekli bir eylem halinde olmalıyız. Büyük başarılar için; bugün, şimdi bir adım atın, eyleme geçin..

Yazmanın sizdeki tarifi nedir? Bize bunu biraz anlatır mısınız?

Yazmak, benim için tutku. Yazarken, saatin nasıl geçtiğinin farkına bile varmıyorum. Gerçek tutkumu bulmak otuz dört yılımı aldı. Güçlü sorular arasında sorulan, yaptığınız bir işin karşılığında hiçbir para kazanmayacağınız, zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacağınız ve yorulduğunuzu hissetmeyeceğiniz bir iş yapıyor olsaydınız bu ne olurdu? Sorusunun cevabı ve tarifi tam olarak yazmak benim için.

En çok hangi tür kitapları okuyorsunuz ve hangi yazarları takip ediyorsunuz?

İlk soruda da kısacık bahsettiğim gibi kişisel gelişim üzerine kitaplar okuyorum.

Mümin Sekman, Bahar Eriş, Sinan Canan, Ziya Şakir Yılmaz, Azra Kohen, Ahmet Yıldız, Ahmet Şerif İzgören, Doğan Cüceloğlu, Hakan Birol, Tunç Vidinli , Joseph Murphy, Stephen Covey, Robert Greene…

Yazmak başlı başına cesaret isteyen bir iştir. Yazmak isteyen ama nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için önerileriniz var mı?

Yazmaya başlamak için istemek yetmez. Başlamak için, karar vermek ve kararlı bir şekilde odağımızı sağlayarak hatta sonucu görene kadar kendimizi yazmaya adanmamız gerekiyor. Yazmak için, yazarlık eğitimi almadım. Tamamıyla amatörce, bilgi, birikimimi, deneyimlerimi ve araştırmalarım sonucunda bir eser çıkardım. Başarı odaklı ve mükemmeliyetçi bir karakterim olmasına rağmen, belki de ilk defa kitabımı çıkarma konusunda mükemmel olmasını beklemedim. Çünkü mükemmeliyetçilik, kişinin kendi kendini sabote eden, engelleyen unsurlardan biri. Kitap yazmak isteyen herkese tavsiyem; mükemmel olmasını beklemeyin, yazdıkça zihin açılıyor, beyninizin ne fikirler ürettiğine siz bile şaşırabiliyorsunuz. Kitap yazmaya ilk başlayanlar, yazmak istedikleri konuyu, içeriği belirlemekle, buna karar vermekle başlayabilir. Adım adım konu başlıklarını belirledikten sonra zaten kelimeler dökülmeye başlıyor. İnanın siz bile, yazdıklarınızı okurken, ben bunu nasıl yazmışım diye şaşıracaksınız. Kitap çıkana kadar kimseye kitap yazdığınızı söylemeyin. Çünkü şaşırmak ve şaşırtmanın hazzını yaşamanın lezzeti, tarif edilemez bir mutluluk.

Ülkemizdeki okuma oranları hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Gözlemleriniz doğrultusunda genç nesle bakış açınızı özetleyebilir misiniz?

Unesco verilerine göre; Türkiye’de okuma alışkanlığı sıralamasında dünyada 86.sırada yer alıyor diye internette okumuştum. Kendi kitabımı çıkarttığımda, bu konuda farkına daha çok vardım ki ne yazık ki çevremdeki bir çok kişinin kitap okuma alışkanlığının olmadığını daha net gördüm. Kitap okuma alışkanlığı, çocuk yaşta kazanılması gerekiyor. Sorunun şu olduğunu da düşünüyorum. Kitap okuma alışkanlığının edinilmemesindeki en önemli ayrıntı, kişinin ilgi alanına göre kitapları fark edememiş olmasıdır. Kendini tanımak konusunda kişiler çok geç farkına varabiliyor. Neye ilgisi olduğunu bile bilmeyen çok kişi var. Yetenekleri çocuk yaşta keşfedilen doğru yönlendirilen kişiler, erken yaşlarda da büyük başarılara imza atabiliyorlar. Bu yüzden çocuk yaşta kitap okuma alışkanlığı edinilmesi için, ailenin çocuğunun yetenek, yatkınlıklarını ve ilgisinin neye olduğunu fark etmesi çok önemlidir. Çocuklarının ilgisinin neye olduğunu fark eden aileler, ilgi duyduğu konularda kitaplarla çocuklarına kitap okuma alışkanlığı da edindirebilir.

Değerli Esra Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…

Kıymetli Cengizhan Bey, asıl ben teşekkür ederim. Bu röportajda bana da yer ayırdığınız ve sesimi duyurabilmeme vesile olduğunuz için. Bu köşeyi okuyan herkesin kitabımı alıp okuduktan sonra benim azim ve mücadeleci ruhumun okuyucularıma da ilham olmasını diliyorum.

img-20230630-wa0060.jpg

img-20230630-wa0064.jpg

img-20230630-wa0067.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum