Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

BÜYÜK DERTLER

Akşam kanalları geziyorum. Bir sosyetik magazine denk geldim. Pandemi konusunda sosyetik denilen kişilerle röportajlar yapıyorlar. Hayat nasıl geçiyor, ruh durumunuz nasıl gibi sorular. 

Başlıyor hanımlar anlatmaya. Dinlerken nasıl üzülüyorsunuz, nasıl dertleniyorsunuz anlatamam. 

Mesela bir tanesi artık kitap okuyamıyormuş, ruhu sıkılıyormuş. Onun yerine evin bahçesinde resim yapmaya başlamış, o iyi geliyormuş. 

Aylardır bir baleye gidemedik diyor, bir konsere gidemedik. Vakıfları da yönetmek çok zorlaşmış. 

Bir diğeri diyor ki, evi baştan dekore ettik sıkıntıdan. 

Başka biri diyor ki o kadar bunalmış ki, markete diye çıkıp havalimanına atıp kendisini ilk uçakla yurtdışına kaçmak istemiş ama yapamamış yazık. 

Yaz gelsin de diyor bodrum daki yazlığa gidelim bari diyor. 

Ne büyük dertleriniz var, gerçekten gözlerimiz dolu dolu izledik. Yazık size. 

Bir tanesi de çıkıp demedi ki, çok darda olan aileler var,  insanlar işsiz kaldı, işyerleri kapandı, çok kişi hayatını kaybetti, çok acılar çekildi. Halimize şükürler olsun demediler. 

Bir müsibetten çok ders çıkar diye düşünmüştüm. 

Bu olay hepimizi farklılaştırır sanmıştım. 

Zengin fakir demeden hepimiz artık havada duran burnumuzu indiririz sanmıştım. 

Ama belli ki yanılmışım. 

Çok çabuk unuttuğumuz gibi herşeyi, bu meseleyi de daha bitmeden bitirmişiz. 

İlk günlerde aman canımız tehlikede deyip çarpıntısı tutanlar, yerini yurtdışına kanatlanıp uçmak isteyenlere bırakmış. Müze gezemediği için yakınan, bale izleyemediği için kahrolan, sosyalleşemediği için ağlayanlar var şimdi etrafımızda. 

İnsan denen şey çok acayip. 

Ve biraz da utanmaz. Çok da saygısız. 

Müze gezemiyorum diye ağlarken, bu hastalıktan çocuğunu kaybetmiş anne izliyorsa?

Ne düşünür, ne hisseder?

İşini kaybetmiş ve akşam pazarından  çürük sebzeleri toplayıp ailesini doyurmaya çalışan baba ne hisseder? 

Evet hayatın gerçeği bu, kabul. 

Bir tarafta zenginlik bir tarafta fakirlik olacak. Açlık ve tokluk hep olacak. Bir sofrada balık varken diğerinde kuru ekmek olacak. Bu böyle, bunu değiştiremeyiz. 

Ama bu farklı. Pandemi başka birşey. 

Maddi manevi bütün insanların canını yakan birşey. Kimi parasını kimi canını kaybetti. Üstelik sırf ülkemizi değil bütün dünyayı vurdu. Herkesin hayatını değiştirdi. Beklenmeyen birşeydi. Öngörülmez bir durumdu. 

Bu nedenle biraz saygıyı hak ediyor insanlar. 

Eğer herkesin sizi izlediği bir platformda konuşuyorsanız biraz daha insaflı olmanız gerekiyor. Sıkıntınız normaldir, herkes sıkıldı, sıkılmadım diyen yalan söyler. Ama biraz da sessiz sıkılın. Saygınızı kaybetmeden sıkılın. Acısından sıkıntı çekmeye fırsat bulamayanları düşünüp öyle anlatın derdinizi. 
Lütfen...

Önceki ve Sonraki Yazılar