CHP'li Yedekci'den mecliste ironik konuşma

CHP'li Yedekci'den mecliste ironik konuşma

"Şehir yıkılsın ben size yenisini yaparım"

CHP İstanbul Milletvekili Yrd. Doç. Dr. Gülay Yedekci, Meclis kürsüsünde yaptığı ironik konuşma ile iktidarı eleştirdi.

 İşte o konuşmanın tam metni:

"Bir türlü yaranamıyorum"

     "Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekiliyim ama yirmi üç yıldır İstanbul'u, on beş yıldır Türkiye'yi ben yönetiyorum. Ne yapsam eleştiri, sürekli bir eleştiri hâlindesiniz, bir türlü size yaranamıyorum ama ne yapayım, tek başıma ancak bu kadarını yapabiliyorum. Alışveriş merkezleri yaptım, rezidanslar yaptım, kuleler diktim, sonra bir baktım ki her yer beton, beton, beton. Aydınlık da yok bu şehirlerde, huzur da kalmadı. İhanet mi ettim şimdi ben? 
"Şehir yıkılsın ben size yenisini yaparım"

        Yeşillik arıyorsanız salatada, yeşil alan arıyorsanız mezarlıklarda bulursunuz benim şehrimde. İstanbul'da selvi ancak Karacaahmet Mezarlığı'nda bulunur. Kısa kısa binaları yıktım, uzun uzun binalar yaptım; bir teşekkür bile etmiyorsunuz. Şehir yıkılacak diye mi korkuyorsunuz? Yıkılsın, ben size yenisini yaparım hem de daha büyüğünü yaparım, daha büyüğünü yaparım; en yakın seçime de bitiririm, size söz. Mahkeme kararıyla yıkım kararı verilen gökdelenleri eğer yıkmazlarsa kendilerine biraz küserim. 

"Deprem önlemine gerek yok"

       İstanbul'da hiç deprem önlemi almıyorum, zaten gerek de yok. 493 tane "deprem toplanma alanı" denilen yer vardı, deprem olursa benim halkım zaten kendini koruyacak yer bulur, oralara ihtiyaç var mı hiç? Hepsini imara açtım, 77 tanesi kaldı, onları da çok yakında imara açacağım, hiç endişeniz olmasın. Hem boş verin, depremde yıkılsın kentler, özellikle İstanbul, yıkılsın, geriye bir şey kalmasın; ben size yenisini yaparım.

"Ben size sordum mu, iktidarımın yansıması ne diye?"

        Atatürk Kültür Merkezi bence ruhsuz, hiç sevmedim, zaten güzel bir yapı da değil, bence çirkin; yıkayım da yenisini yapayım, daha da büyüğünü yapayım. Bir tutturmuşlar, Atatürk Kültür Merkezi değermiş, kültürel değeri varmış, simge yapıymış, kent kimliğiymiş; şu mimarlar var ya hep muhalifler hep. Neymiş efendim? Taksim çağdaşlığın, modernliğin, uygarlığın merkeziymiş, İstanbul'un kalbiymiş; bir tanecik yeşil alanı varmış, ona da göz dikmişim. Londra'da halka açık yeşil alan yüzde 33'müş, İstanbul'da 2,2'ymiş; neyinize yetmiyor 2,2? Ne yapacaktınız da yapamadınız? Efendim, diyorlar ki: "İktidarınız ranta uzanan yapılar, talan edilen yeşil alanlar ve tarihî dokusu bozulan kentler olarak yansıyor." Ben size sordum mu "İktidarımın yansıması ne?" diye.

Benim yurttaşım cefakardır!"

        Muhalefet yapılacaksa ey milletvekilleri, ben yaparım, hem de en iyisini yaparım. Trafik büyük sorunmuş, kentler açık otoparklara dönmüş; benzine biraz daha zam yapsam nasılsa çok vergi alıyoruz, biraz da halk adına söz verip köprüler, tüneller yapayım, nasıl olsa ödenir; benim yurttaşım cefakârdır. 

"Şehrin silüetinin bozulması da benim yüzümdenmiş."

        Onca şatafata rağmen dünyadaki metropollerin insanı mutsuz eden bir hâli var. Amerika'nın Manhattan'ı var; tamam da Manhattan'ın nesi var, Bryant Park'ı mı var, Central Park'ı mı var, nesi var? Ne diyorlar efendim: Doğaya verdiğim zararın hesabını verecekmişim; İstanbul'un silüeti bozulmuşmuş, dolgu alanları yüzünden kıyı şeridi hasar görmüşmüş, Şemsi Paşa Külliyesi'ndeki çatlaklar da Haliç Metro Köprüsü de Süleymaniye Camisi'nin silüetinin bozulması da benim yüzümdenmiş, iktidarımın imzası olan projelerdenmiş.

"Mimarlar anlamaz, kent plancıları bilmez"   

Bu arada 805 bin toplu konut yaptık, hepsini de aynı yaptık, Van'dan aldık Muğla'ya kopyaladık, yapıştırdık. "Estetik"miş, "şehir dokusu"ymuş, "kent kimliği"ymiş, bakın, aslında bunlar çok da gerekli değil, mimarlar anlamaz, kent plancıları hiç bilmez.

"İktidarım yozlaşmanın ve çürümenin kronolojisiymiş"

        Dolar kurundaki yükseliş engellenemez bir hâl aldı. Esnaf yavaş yavaş kepenkleri kapatıyormuş, kiralar ödenemiyormuş, yoksulluk sınırının yakından bile geçmiyormuş asgari ücret. Emekliler zam istiyormuş, ödeneklerimin üzerini de örttüğüm hâlde nereden çıkıyor bu istekler, bir türlü anlamıyorum. Ekonomimiz büyük bir istikrarla büyüyor, görmüyor musunuz? İktidarım yozlaşmanın ve çürümenin kronolojisiymiş. Gün geçtikçe uyguladığım politikaların yanlışlığı ve yandaşlığı yüzünden kötü günler geçiriyormuş ülkem. Çiçekler açıyor ülkemin dört bir yanında, barışa ve adalete hiç de acıkmadı benim halkım. Hiç görmüyor bu insanlar, özellikle"Ce-Ha-Pe"zihniyeti.
   
"Otuz saniye neyinize yetmiyor?"

     Ayrıca Sayın Başkan, bu beş dakika çok değil mi? Milletvekili dediğin nedir, gelir buraya, yoklamaya girer, otuz saniye, gider, ayrıca beş dakikaya ihtiyaç var mı? Yakında kuklalarını koyacağım, ellerini kaldırıp indirecekler.Otuz saniye neyinize yetmiyor?
    Hepinizi içtenlikle selamlıyorum.  "  

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.