İzmi Barosu'ndan Anayasa Değişikliği Açıklaması

İzmi Barosu'ndan Anayasa Değişikliği Açıklaması

İzmir Barosu tarafından, 5 Ocak 2016 günü Anayasa Değişikliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oylanmasına ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

İzmir Barosu’nun,  21  Ocak 2017 tarihinde konusunda uzman olan katılımcılarla “Anayasa Değişikliği Paketinin” ele alınacağı bir çalıştay düzenleyeceğini ve buradan çıkan sonuçların kamuoyu ile paylaşılacağını açıklayan  İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, ancak konunun aciliyeti ve önemi karşısında bugün bu açıklamayı yapma gereği doğduğunu dile getirdi.
 
Açıklamanın tamamı şöyle:
                                                                                                                                                                        
Basına ve Kamuoyuna;

Bilindiği gibi, adına ; “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” denilen ve 21 maddeden oluşan Anayasa değişikliği paketi TBMM’ne sunuldu. Bu Anayasa değişikliği önerisi Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana Meclis gündemine gelen en önemli değişiklik paketidir.   

Değişim Paketi, kimilerine göre hükümet kurma sistemini,  kimilerine göre devletin rejimini değiştirecek sonuçlar doğuracaktır. Her ne kadar, 21 madde olarak sunulan değişiklik önerisi sonradan 18 maddeyle sınırlanmış olsa da, getireceği değişiklikler doğuracağı sonuçlar itibarı ile sıfırdan yeni bir anayasa yapmakla eş değerde olacaktır.
Bu durumda, böylesine köklü bir değişikliğin Yasama Meclisince mi, yoksa oluşturulacak bir Kurucu Meclisce mi yapılması gerektiği bile tartışma konusudur.

Ancak  değişiklik önerisi meclis gündemine gelmiş ve 18 madde olarak Anayasa Komisyonunca kabul  bile edilmiştir.

O halde dikkat edilmesi gereken çok önemli bir başka konu vardır.

Anayasa değişiklikleri, nitelikli çoğunluğa göre yapılır. Anayasa değişikliğinin Yasama Meclisince kabul edilebilmesi için en az 367 milletvekilinin oyu gerekmektedir. Kabul oyları 367 sayısının altında ve fakat 330 ve üstü olması durumunda da teklif REFERANDUMA götürülür.

Anayasamızın 175. Maddesine göre de Anayasa değişikliği oylamalarının gizli oylama şeklinde yapılması Anayasal bir zorunluluktur.

Ancak, fiili durumda, kamuoyunda, iktidarın, milletvekillerinin üzerinde baskı kurduğu  ve kullandıkları oy şeklini bir şekilde açıklamak hatta ispat etmek zorunda bıraktığı yönünde yaygın bir kanaat oluşmuştur.

Bu durumda, bir nevi Kurucu Meclis görevini de ifa edecek olan milletvekillerimizin, Türkiye Cumhuriyetinin yönetim şeklini değiştirecek ve vekilliğini yaptıkları büyük Türk Milletinin kaderini derinden etkileyecek böylesine önemli  bir konuda, mutlak olarak özgür iradeleri ile oy kullanabilmeleri gerekir.

Bu da ancak; oylamanın sadece kağıt üzerinde değil, fiili olarak da gizliliğinin sağlanması ile mümkündür.

İzmir Barosu,  21  Ocak 2017 tarihinde konusunda uzman olan katılımcılarla düzenleyeceği çalıştayda “Anayasa Değişikliği Paketini” ele alacak ve işin esası ile olarak görüşlerini kamuyu ile paylaşacaktır.

Ancak konunun aciliyeti ve önemi karşısında Baromuz;
Anayasa’nın ilk üç maddesinde ifadesini bulan ve dördüncü maddeyle koruma altına alınmış olan çerçeve kurucu ilkelerin tartışıldığı, bu güne değin oluşmuş olan siyasal birikimimizi yok sayarak parlamenter sistemden kopuşu öngören ve kişisel arzular etrafında şekillenen "Başkanlık" rejimine kapı açan bir dönüşüme karşı olduğumuzu açıklıkla söylemeliyiz. Böyle bir çalışmanın Türkiye’nin demokrasi ihtiyacına yönelik olduğunu söylemek kesinlikle mümkün olmayacaktır. Değişiklik, egemenliği tek bir elde toplanarak otoriter rejime geçişi sağlayacaktır. Herkese dokunan ancak kendisine dokunulamayan bir sistem öngörülmektedir. Bu sistemde; cumhurbaşkanı, bakanlıkları, devlet dairelerini, kamu kurumları kuracak, kaldıracak, görevlerini belirleyecek, atayacak, azledecek, soruşturma yapacak, disiplin işlerini düzenleyecek, ihale yapacak, parti genel başkanı olarak milletvekili listesi hazırlayabilecek, partisinin meclis grubu başkanı olabilecek, bu şekilde meclisi istediği gibi şekillendirme ve etkileme, meclisin oluşumuna müdahale edebilme, meclisi feshetme yetkisine sahip olacaktır.


Yine, temel haklar hariç kararname çıkarma yetkisi ile yürütmeye ilişkin her konuda kanun etkisinde kararnameler çıkarabilecektir. Bu kararnameler, merkezi idare kapsamında bölgesel yönetim birimleri, bölgesel yapılar oluşturma imkânı verdiğinden federasyona geçiş mümkün olacaktır.

Anayasamızın kurucu ilkeleri temelinde, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığını esas alan, parlamenter sisteme dayalı bir Anayasa yapımına tüm bilgi birikimimizi ve kalbimizle katkı verebileceğimizi ifade etmek isteriz.

Yargı bağımsızlığı kuşkusuz kuvvetler ayrılığının ve hukuk devletinin de zorunlu bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçekten demokratik hukuk devleti­nin birincil koşulu kuvvetler ayrılığı ve denkliği ilkesi, yargının öncelikle yasama ve yürütme organına karşı bağımsızlığını içermektedir. Daha da önemlisi, demok­ratik bir hukuk devletinde, yasama ve yürütme organlarının yargı erki tarafından denetlenmesi, temel hak ve özgürlükler açısından en önemli güvenceyi oluştur­maktadır. Gerçekten bağımsız ve yansız bir yargısı olamayan bir ülkede, temel hak ve özgürlüklerin güvencede bulunduğundan ve hukukun üstünlüğünden söz edilemez.


Demokrasi, güçlü ve diri bir uygar  toplum ile yurttaşlık kültürünün egemen olduğu toplumlarda var olma ve gelişme olanağı bulmaktadır. Demokrasinin, totalitarizm, otoriterizm, mutlakıyet, diktatörlük ve otokrasiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığı, bu kurum ve kavramların çağrıştırdığı siyasal iklimde yaşama olanağı bulamadığını bir kez daha hatırlatmakta yarar vardır. Demokrasi varlığını, ancak hukuk devletlerinde sürdürebilecek bir yönetim biçimidir. Hukuk devletinin olmadığı bir coğrafyada demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Atatürk Devrimleri'nin alt yapısını oluşturan hukuk düzenimize karşı teokratik devlet düzeni özlemi içinde gelişen saldırılar ciddi tehlike oluşturmaktadır. Laik devlet ve Hukuk Devrimi ülkemizin onurudur. Cumhuriyetimiz ancak bu hoşgörü ve özgürlük düzeni içinde varlığını sürdürmek olanağına sahiptir.


TBMM’ni, bu hayati oylamada gizliliğin fiili olarak da mutlaka sağlanması konusunda çalışmaya, tüm kamuoyunu da bu konunun takipçisi olmaya çağırmayı  milli bir görev olarak kabul etmiştir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.