“İZM’LERDEN KURTULMAK

Bu yazımda ciddi bir konuya dikkat çekeceğim: “İZM” ler.

Sosyoloji ve felsefe konusunda filozof olarak gördüğüm Cemil Meriç’in “Bu Ülke” adlı kitabında çok beğendiğim bir sözü var: “İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.”

Meriç’in bu sözlerini biraz açmak istiyorum. İzm’lerden kast edilen aslında sınırlamalar. Kapitalizm, liberalizm, sosyalizm, pozitivizm, feminizm, rasyonalizm, materyalizm, Panislamizm, Panislavizm, Kemalizm gibi belli başlı bazı grupların kendilerine benimsedikleri kavramlar. Meriç bu “izm’lere karşı. “İzm’lerin bizi esir aldığı görüşünde. Sadece zihinsel olarak değil bedensel olarak da esir alıyor bizi “izm’ler. Konuyu biraz daha açayım. “İzm’e teslim olursak kendi özgür düşünce alanımız “sınırlanma” tehlikesiyle karşı karşıya kalmaya mahkum olacaktır.

Elbette ki bu “izm’leri benimseyen kesimlere saygı duyulmalı. Ancak bana göre bu noktada Meriç’in bu düşünceleri takip edilmeli. “İzm’lerden sıyrılmalı. Çünkü belli başlı düşünce kalıbına giren insan, bu kalıbın dışında bir şeyler düşünememekte ve ortaya farklı bir şey koyamamaktadır. Aynı zamanda karşıt düşüncede olan bir “izm’e karşı saygı duyması çok zordur. Her ne kadar insan kendisine bunu söylemeye cesaret edemese de, bilincinde kendi düşüncesinin yani kendi “izm’inin doğrular arasında en doğrusu olduğu görüşündedir. Yahut da yanlışlar arasında tek doğru olduğu görüşünde olacaktır. Bu düşünceler sonuç olarak gruplaşmayı doğurduğu gibi, saygıyı azaltmakta ve özgür düşünceyi de öldürmektedir.

21. yüzyıl kabullerin ve düşüncelerin hızla değiştiği bir zaman dilimidir. Bu zaman diliminde belli başlı kalıba girmek ne kadar olumlu bir davranıştır, tartışılır. Elbette ki “izm’ler kişiye yol göstermektedir. Ancak yolun tamamı değildir. Yol budur demek sakıncalı bir tutum olacaktır. Şöyle bir örnek verelim; Kapitalizm’e karşı olan bir insanın bu dünyada yaşama şansı yoktur. Çünkü yaşadığı her ülke artık kapitalizm’in buyruğundadır. İnsan, ülkesi için kapitalizm ile yönetiliyor derse bu da yanlış bir tutumdur. Çünkü aynı zamanda ülkelerde liberalizm de söz konusudur. Yani serbest piyasa ekonomisi… O halde ülke kapitalizm ya da liberalizm ile yönetiliyor demek doğru değildir.

Edebiyat ve sanatta da durum böyledir. Yıllardan beri süre gelen edebiyat akımları olarak göze çarpan izm’ler tarih sahnesinden yavaş yavaş silinmektedirler. Çünkü her bir anlayışın üzerine yeni bir anlayış doğmakta ve bir öncekini bastırmaktadır. Örneğin Batı klasiklerinin ağırlıklı olduğu realizm ve romantizm akımları üzerine egzistansiyalizm, kübizm, materyalizm, sosyalizm, modernizm, postmodernizm gibi akımlar hakim olmuş ve bir öncekileri geri plana itmiştir. Ancak günümüzde görmekteyiz ki herhangi bir edebi romanda sabit bir “izm” olsa da diğer “izm’lerden de destek almaktadır. O halde yazar tek bir izm’e bağlı kalamamaktadır. Bu zaten mümkün değildir. Çünkü toplum ve toplumun anlayışları hızla değişim göstermektedir ve birbirine bağımlı hale gelmektedir. Bu nedenle edebiyat ve sanatta da tek bir “izm’den söz etmek mümkün değildir.

Artık “İzm’ler iç içe geçmiş ve ölmüşlerdir. Sabit bir geçerliliği yoktur. Zararları her zaman faydasından fazla olmuştur. Cemil Meriç’in de dediği gibi idrakimize giydirilen bu gömleklerden bir an önce sıyrılmalı, özgür olarak lanse ettiğimiz düşüncelerimizi hakiki manada özgür bir hale getirmeliyiz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar