Özgür Özel'den Seçim Kanunu açıklaması

Özgür Özel'den Seçim Kanunu açıklaması

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Seçim Kanunu Teklifi’ne ilişkin olarak, “Milletin gönlünden düşen, bu Meclis'ten de düşer. Yapılan seçimde başınıza gelecek budur. Getirin, her şartta sizi yeneceğiz. Korkunun ecele faydası yok” ifadesini kullandı.

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beştepe'de, eski ve yeni AKP'li milletvekilleriyle buluşmasını değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “İki gündür gündemimizde, gündemde olan fotoğraf bu: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinin en büyük tükenmişliğinin fotoğrafıdır bu; en büyük acziyetinin fotoğrafı. Bütün televizyonlar canlı yayında, ülkenin Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, sarayda partisinin eski il başkanlarını, eski milletvekillerini ve mevcut milletvekillerini bir araya getirmiş; onlara ziyafet çekiyor, yemek ısmarlıyor. Kürsüye çıkıyor ve diyor ki: ‘Bu parti sizin evinizdir. Bu çatı altında insan kendi evine sahip çıkmak için davet beklemez.’ Bu parti dediği yer, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi; hepimizin parasıyla yapılmış, Tayyip Erdoğan'a, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne en muhalif, onlardan en çok zulüm görmüş, en çok rahatsızlık duyan insanların dahi vergileriyle yapılmış bir yer ve orada kendi partisinin il başkanlarına toplantı yapacak acziyette” dedi.

Özel, “Türkiye için utanıyoruz, demokrasi için utanıyoruz. Yoksa önümüzdeki dönem iktidara talip olan bir parti olarak, rakibimizin bu hallere düşmesinden keyifliyiz. Çünkü bunu görüp de, ‘AK Parti'de işler yolunda gidiyor’ diyecek kimse yok. Bu toplantıyı AK Parti Genel Merkezi'nde yapamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Paraları mı yok, bütçeleri mi yok? Aklı başında bir müfettiş, orada harcadığınız her kuruşun, yaktığınız her elektriğin hesabını sorar, burnunuzdan fitil fitil getirir normal bir demokraside” diye konuştu.

yeni-proje-11-2-690x450.jpg

“HER ŞARTTA SİZİ YENECEĞİZ”

“Seçim Kanunu Teklifi geldi. Bakın geçmişte bunu hangi parti yaptıysa, yapılan ilk seçimlerde zararını gördü. Sen milletin zihninden çıktıysan, gönlünden düştüysen, millet seni göndermeyi kafaya koyduysa; sandık oyunlarıyla, seçim kanunu değişiklikleriyle iktidara tutunamazsın. Milletin gönlünden düşen, bu Meclis'ten de düşer. Yapılan seçimde başınıza gelecek budur. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz. Getirin, her şartta sizi yeneceğiz. Korkunun ecele faydası yok. Bir başka değişiklik, barajı yüzde 7'ye indiriyorlar. Cumhur İttifakı gururla sunar: Kenan Evren'in yakışıklı torunları... Kenan Evren 10'u getirdi, 20 yıl uygulandı. Ak Parti geldi, ne dedi? ‘Barajı kaldıracağız’ dedi. 20 yıl Evren'in barajından istifade ettiler, şimdi 7'ye indiriyorlar. Ne için? MHP'nin boyuna göre çıta ayarlıyorlar. Bu da tutmaz, biz sıfırı savunuyoruz. Eğer güçlendirilmiş parlamenter sistem olursa, üç olsun diyoruz. Ama bu rejimde mutlaka ve mutlaka sıfır olsun. Ne yapacaklarmış? Grubu bulunan partiler seçime otomatik giriyor ya, şunu söyleyelim. Bakın elimde 411 sayılı Yüksek Seçim Kurulu kararı; meraklısına 2 Ağustos 2002 tarih. Ne diyor biliyor musunuz burada?

Seçimlere girecek partileri belirliyor, örgütlenmesini tamamlamış partileri sayıyor tam 20 tane. İçinde AK Parti yok; 41 ildeki örgütlenmesini tamamlayıp, kongresini yapıp, üstünden 6 ay geçip, seçime girme yeterliliği olan partiler içinde yok. Grubu bulunan partileri sayıyor, orada var. Ak Parti grubu olduğu için seçime girebilir diyor. Hangi seçime? 3 Kasım 2002 seçimine. Bugün kaldırmaya çalıştıkları madde, kendilerini seçime sokan madde 3 Kasım'da. İktidara geldiklerinde eğer bu madde olmasaydı, seçime giremiyorlardı, Meclis'e giremiyorlardı. Ak Parti açısından varoluşsal bir çelişki... Kendilerini var eden, iktidara taşıyan maddeyi kaldırmaya çalışıyorlar. Nereden nereye... O gün yapsalardı ne olurdu? ‘Demokrasiye büyük darbe!’ Ak Parti iktidara giderken, seçime girme yeterliliğini elinden aldı. Bugün, buna AK Parti ile MHP müştereken tenezzül ediyorlar. Bizim için bir şey yok ama bu varoluşsal çelişkiyi, bu kendilerini seçime sokan maddeyle kavgalarını, sürükledikleri siyasi çukur açısından görmek lazım. Siyaseten dipteler, perişan haldeler. Buna tenezzül eder mi insan? Normal şartlarda AK Parti'nin bir müzesi olsa, bu maddeyi çerçeveletip, altın varakla süsleyip asmaları lazım.

“FARKI BİZ ÖDEYECEĞİZ”

Devlet Bahçeli çıktı grup toplantısını yaptı, ağzına geleni söyledi. Geçmişte Tayyip Erdoğan'a söylüyordu, dönüyor, şimdi bize söylüyor. Küfrün, hakaretin bini bir para da umursayan kim? Nasılsa dün küfrettiğine yarın methiye düzmüyor musun? Dün hain dediğini bugün kahraman ilan etmiyor musun? O yüzden ne küfrün, ne tehdidin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Ama tutmuş ‘Efendim milletin sırtına yük’ demişiz Çanakkale Köprüsü, buna laf ediyor. Kardeşim; köprü yapılsın, yapılacak tabii. 2022 yılında iki yaka arasında köprü olmayıp da feribotla gidip gelen kaç tane şehir kalmış da köprü yapmayacaksın? Tabi ki yapacaksın ama devletimizin parasından imkan ile yapacaksın ve o köprüyü bedava yapacaksın, tüneli bedava yapacaksın. Almanya'da transit geçen yabancılar, otobanlarda gişe mi var kardeşim?

Özal'ın yaptığı 7 lira, Tayyip Erdoğan'ın yaptığı 77 lira. Böyle iş mi olur? Finansman modeli nasıl? Yap, işlet, gelecek kuşaklara borç devret; gelecek kuşaklara kaldıramayacakları borç devret. Sorun burada... Köprünün kendi güzel de Euro 4 lirayken anlaşma yapmışlar, Euro olmuş 16 lira bunların beceriksizlikleri yüzünden. 15 Euro artı KDV garanti vermişler mi? Bunun üstüne 45 bin araç günde geçecek demişler mi? Geçsin geçmesin, 5 bin araç geçerse 40 bin tane bunlar ödeyecek, 10 bin araç geçerse 35 bin tane. Bunlar derken yanlış anlamayın, bu imzayı atanlar da, bu MHP'yi yönetenler de değil. Maalesef 84 milyon ödeyeceğiz bu parayı, yıllarca ödeyeceğiz bu parayı. Vatandaş 200 liraya geçecek, aradaki farkı yine biz ödeyeceğiz.

“SON NEFESİMİZDE YANINIZDA İTTİFAK OLMAYACAK SAĞLIK EMEKÇİLERİ OLACAK”

45 bin araç, çarpı 15 Euro, çarpı KDV'yi milletin sırtına bindirdiler, buna itiraz edene diyor ki: ‘Bunun derdi Çanakkale Köprüsü değil, Çanakkale Savaşı’ Yazıklar olsun... Biraz vicdan, biraz insaf. Öyle bir noktadayız ki, derdimiz Çanakkale Savaşı'ymış. Kim ne tarafta Bahçeli görmek istiyorsa, Numan Kurtulmuş'a sorsun. ‘Biz 150 yıldır karşı karşıyayız’ diyor. Kuvâ-yi Milliye'ye geliyoruz, yine karşımızdalar, Milli Mücadele karşımızdalar... Bahçeli şimdi kimle ittifak olduğunuza bakarsanız, siz ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen fesli deli Kadir'le, onun hastalığına gidenlerle, cenazesine koşanlarla berabersiniz; ‘O Atatürk'e zerre muhabbet besleyen ne ölüme, ne dirime’ diyordu. İttifak ortaklarınız kuyruk oldular cenazede. Sen Fesli Deli Kadir'in tarafındasın, biz Anafartalar Grup Komutanı Kurmay Albay Mustafa Kemal'in tarafındayız. Siz işgal donanmasına kırmızı halı serenlerle ittifak olmuşsun, bizim durduğumuz yer: Kartal istimbotunun ucunda, ufuk çizgisine bakıp da ‘Geldikleri gibi giderler’ diyenler… Biz o taraftayız.

Atatürk'ün adını anmadan Çanakkale anmaya çalışanların Çanakkale'deki Alan Başkanlığı'nda Atatürksüz Çanakkale anlatanların ittifak ortağının ettiği lafa bakın! Bir de TTB... Tutturmuşlar, TTB kapatılsın. Kardeşim. TTB dediğin, 101 bin doktor üyesi var. Bu doktor üyeler oy kullanırken kırbaç altında oy kullanmıyor. Kendi özgür iradeleriyle pazar günü gidiyorlar oy vermeye. Sizin gibi Anayasa değişikliğinde milletvekiline güvenmeyip, atmadığı pulları arkada Arzu Hanım'a da toplattırmıyorlar. Gidiyorlar, kabine girip oy veriyorlar. Kendi odalarının başkanlarını, yöneticilerini, delegelerini seçiyorlar, onlar da gelip Türk Tabipleri Birliği'ni seçiyorlar. Sen çıkar kurt tabipleri birliğini kurmak istiyorsan, çıkar milliyetçi doktorları, liste yapsınlar; zaman zaman yapıyorlar. Kim kazanırsa, o yönetiyor... Şimdi en demokratik şekilde seçilen 101 bin tabibin temsilcisi niye kapanıyor kardeşim? Türk Tabipleri Birliği'ni doktorlar kurdu, kapatacaksa doktorlar kapatır. Son nefesimizde hiçbirimizin yanında ittifak ortakları olmayacak, sağlık emekçileri olacak. Çocuğumuzun, çocuğumuzun, büyüğümüzün, kendimizin hayatı bunlara emanet, ittifak ortağından aferin almak için önüne gelene saldırmanın da iler tutar tarafı yoktur.

“MART BİTTİĞİNDE YAPILMIŞ ZAM TÜKENMİŞ OLACAK”

Vedat Bilgin asgari ücret tartışmalarını anlamlı bulmuyormuş. İnsanların emeğini savunmanın, alın terini savunmanın, alın terinin karşılığını talep etmekten daha anlamlı bir tartışma ne olabilir bunlardan? Bunun neresi yanlış? Türk İş'in Sayın Genel Başkanı Ergün Atalay. Diyor ki: "Asgari ücreti aralıktan aralığa konuşuyoruz’ Ya böyle şey mi olur? Asgari ücrete yüzde 47,5 zam yapıldı. Zam yapıldığı günden bugüne yüzde 32,3 enflasyon. Sadece bugün için zam 1428 lira, enflasyon 1037 lirasını yutmuş. Bu ayın enflasyonu açıklandığında bir senelik zam havaya gitti. Mart ayı bittiğinde asgari ücrete yapılmış zam tükenmiş olacak. Böyle bir noktadayız, bunu herkes görsün.

“AKP’NİN KUYRUK OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR”

Et ve Süt Kurumu var; bu bir KİT. Amacı ne? Kamu yararı. Ne yapıyor? Ucuza et ve süt satıyor. Zararına değil ucuza ve tuttular yüzde 48 artış yaptılar. "Ne yapıyorsun" diyorlar? Açıklamaya bakın: ‘Ucuz satıyorduk, çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle fiyatları arttırdık’ Kardeşim, siz kuyruğu kısaltacaksanız, Et ve Süt Kurumu'na zam yapmayacaksınız. Dışarıdaki eti, sütü ucuzlatacaksınız ki kuyruk uzamasın. Kuyruk ihtiyaçtan, keyiften değil. Kuyruk kısalsın diye zam yapılır mı? Böyle bir yanlış iş olabilir mi? Bu şu demek. Mealen söylüyorum kuyruklar Tayyip Bey'in sinirlerini bozuyor, her kuyruktan rahatsız oluyor. ‘CHP kuyruk demektir’ demişti 70'ler için. 50 yıl sonra AKP'nin kuyruk olduğunu herkes görüyor. Diğer yandan tabii ağlanacak halimize gülen ve güldüren bir bakanımız var, Sayın Nebati.

Her lafı gaftan öte artık parodiye dönüşmüş durumda. Kur korumalı mevduat; o gün dedik ki: Siz faiz arttırmıyoruz diyerek örtülü faiz veriyorsunuz. Bir kısmı bankanın sırtında yük olacak, çoğunu milletin sırtına vuruyorsunuz. Zenginler faize para koyacak. Bu yüzde 27,41'lik artışın 3,75'ini banka karşılıyor, 23,66'sı sizin sırtınızdan, sizin hazinenizden, sizin verginizden karşılanıyor. Yüzde 27'lik artışın, yüzde 23,66'sı vatandaşın sırtından; 3 ay önce ne dediysek o... Nebati yatırımcıların kur korumalı mevduattan çıkmasına gerek olmadığını, Türk Lirası'nın değerinin en düşük durumda olduğunu, bundan sonra inecek bir yer kalmadığını söylemiş.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.