1. Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Sempozyumu gerçekleştirildi

1. Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Sempozyumu gerçekleştirildi

EÜ Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezinde, EÜ Edebiyat Fakültesi ev sahipliğinde düzenlenen ve iki gün sürecek, “Tarih Boyunca Uluslararası Göç ve Göçmenlik”  konulu 1. Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Sempozyumu’nun açılışı yapıldı.

 “TARİH BOYUNCA ÇOK DÜŞMAN ÇİZMESİ GÖRDÜK”

Türkiye ve dünyanın en önemli sorunlarından birinin göç olduğuna işaret eden Rektör Budak, Türk milletinin tarih boyunca bir çok kez düşman çizmesi gördüğünü, değer ve kültürüne sahip çıkarak bugün güçlü bir millet haline geldiğini söyledi. Kendi ailesinin de Balkanlar’da büyük zorluklar yaşadığına değinen Rektör Budak, “Bizim için önemli ve değişmeyen iki şey var, vatan ve bayrak. Çünkü vatansız olduğumuz zaman, bayraksız kaldığımız zaman neler olduğunu ailelerimiz çok iyi biliyor. Tüm Balkan köylerinde Kuran-ı Kerim ve Atatürk resmi muhakkak vardır. Ailelerimiz acı hikayeler yaşamış. Köklü bir devletiz. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti harita olarak doğu ve batı arasında huni görevi görüyor. Göçün; psikolojik, sosyolojik, ekonomi ve siyasi etkileri var” şeklinde konuştu. 

“KOMŞUNUZA KAPINIZI NASIL KAPACAKSINIZ?”

Göçlerin daha çok yaşam kaygısı nedeniyle gerçekleştiğini belirten Rektör Budak, “Tarihi incelediğimizde görüyoruz ki Türk milleti her zaman darda olanın yanında olduğunu görüyoruz. Masa başında konuşmak çok güzel ama insan yaşamında yapılan eyleme bakmak gerekir. Burada en klasik örnek Suriye örneğidir. Aynı apartmanda oturduğunuz bir evde yangın var ve ne yapacaksınız kapınızı komşunuza mı kapatacaksınız? Maalesef insanlık bu evreye gelmiş. Dünya aslında bütün insanlığa yeter. Bu söylememin tek bir nedeni var; Biz ülke olarak çok köklü bir milletiz. Şu anda dünyadaki ruh hali ve inanç değerleri toplumları eskisi kadar yönlendiremediği için, insanlık umudunu Türkiye’de görüyor. Bize de bu nedenle, umut, vicdan olarak çok iş düşüyor. Bu konu bizim için, öğrencilerimiz için çok önemli. Üniversitemizin, hocalarımızın ve öğrencilerimizin, bir araya gelip devletimiz için bir politika oluşturması çok önemli. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. 

“HEPİMİZ GÖÇMEN ADAYIYIZ”

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, kendisinin de göçmen bir ailenin çocuğu olduğunu dile getirdi. Dr. Ok, “Osmanlı, Balkanları kaybettiği zaman balkanlardan buraya gelen 4. kuşak bir ailenin evladıyım. Aslında hepimiz birer göçmen adayıyız. İnsanın serüveni devam ediyor ve her göçmenin bir hikayesi var.  Her insan bir hikaye, bilinmezlik aleminden bir nesille yaratılıştan diğerine gönderiliyor. Göç ve göçmenlik ile ilgili bu coğrafyayı coğrafya yapan kadim gelenekler sizi yalnız bırakmıyor. Göç politikalarının kurgulanması ve yönetilmesi konusunda Anadolu tarih boyunca göçlere maruz kalmış, doğu-batı arasında köprü olmuştur. Göçe hedef bir ülkeyiz. Dünyanın bir sorunu var, hiç bitmeyecek” açıklamasında bulundu. 

“GÖÇ DERİN İZLER BIRAKIR”

Göç olgusunun, bütün milletlerin edebiyatlarına, romanlarına, şiirlerine ve destanlarına konu olduğunu vurgulayan EÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Ayönü, bugün de dünyanın her bölgesinde süregelen ve gelecekte de süreceğine kuşku olmayan göç olgusunun, insanlık tarihinin seyrini etkileyen en önemli olgulardan biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ayönü, “Tarih boyunca siyasi, sosyal, ekonomik, coğrafi, askeri ve dini sebeplerden dolayı ideal şartlara ulaşma çabasıyla gönüllü olarak hakim siyasi güçlerin baskısı yüzünden yaşadıkları coğrafyayı terk ederek başka bölgelere yerleşen toplulukların göçü kendi tarihlerinin kültürleri ve yaşamlarıyla da göç ettikleri bölgedeki halkın tarihi kültürü ve yaşantılarında da derin izler bırakır. Sempozyumumuzda sosyal bilimlerin hemen her alanında akademisyenlerin iki gün boyunca sunacakları bildirilerden önemli çıktılar hasıl olacağından hiç şüphem yok” dedi.

“DİSİPLİNLER ARASI ETKİLEŞİM VE FARKINDALIK YARATMAYI AMAÇLIYORUZ”

UNHCR İzmir Saha Ofisi Müdürü Taylan Dağcı, sempozyumda hedeflerinin hem Türkiye’de hem de yurtdışında yapılan çalışmaların dışında göç perspektifi üzerine farklı çalışmaları bir araya getirmek olduğunun altını çizdi. Disiplinler arası etkileşim ve farkındalık yaratmayı amaçladıklarını vurgulayan Dağcı, “Türkiye’de özellikle son on yılda önemli gelişmelere tanıklık etmiş bulunmaktayız. Bu gelişmeler, sadece Türkiye’nin ev sahipliği yapan konumundan öte, uluslararası hukuk çerçevesinde haklara erişim, evrensel ilkeler uygulanması, üzerinde çok durmadığımız sosyal uyum, kendine yeterlilik konularının, çok çeşitli yönlerden ele alınmasına fırsat vermiştir. Bu sempozyumun, göç alanında çalışan tüm paydaşların katkılarının örnek olarak geliştirilmesinde ve uygulanması noktasında çok değerli olacağı inancındayız” ifadelerini kullandı. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.