AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, 15 Temmuz Hain Darbe girişimin olduğu gün İzmir’de neler yaşandığını tüm çıplaklığıyla Medya Ege’ye anlattı.  Medya Ege İmtiyaz Sahibi Arif Çayan ve Medya Ege Genel Yayın Yönetmeni Ali Eyce, 15 Temmuz’u milletvekili olarak yaşayan ve İzmir’de mücadelenin kansız şekilde sürmesini sağlayan 15 Temmuz Hani Darbe Girişimine karşı İzmir’de yapılan planları, analizleri ve sonuçlarını ilk kez anlattı.

‘Milletvekili olarak 15 Temmuz da İzmir’deydim"

“Milletvekili olarak İzmir’de olduğum gündü. Saat 21.45 gibi Kemalpaşa’da nikâh şahitliği yaparken hain darbe girişimini öğrendim. Öğrenir öğrenmek İzmir Valimizi aradım. Onun nerede olduğunu öğrendim ve teyit ettim. Sonra valimizi aradım. Dedi valiliğe geçiyoruz. Bizde oraya gelelim önerisinde bulunduğunda sayın valimizde çok iyi olur dedi. Mahmut Atilla Kaya vekilimizi aradım. O da merkezde bir yerdeymiş, valiliğe geçiyoruz dedim, ben de geliyorum dedi. Aynı anda hemen hemen, 22.30 gibi valiliğe girdik. Kimse yoktu. Dışarda da kimse yoktu, gerekli tedbirler yoktu. Hatta danışman arkadaşlar görevlerini yaptılar, valiliğin korumasız olduğunu, riskli olduğunu söylediler. Olsun dedi. Biz geldik. Buradayız dedik. 

‘Toplanma yerinin valilik olacağını söyledim, kabul gördü’

Valiliğe girdik, valilikte valimiz, dönemin İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, dönemin Jandarma İl Komutanı Hasan Koçyiğit vardı. Orada hemen durumu değerlendirdik. Biz dedik il teşkilatlarını harekete geçirelim Atilla beyle, il başkanlığına intikal edelim, teşkilatları harekete geçirdikten sonra tekrar hareket edelim dedik. İle geldik. İl binamız o zaman salhanedeydi. İl teşkilatlarını harekete geçirdik. Orada yeniden bir değerlendirme yaptık. Ben en iyi toplanma yerinin valilik önü olacağını söyledim. Çünkü devletin mülki amiriyle koordinasyonun orada sağlanabileceğini söyledim, kabul gördü, vali beyden de onay aldık. Bütün teşkilatı, bütün sivil toplum örgütlerini valilik binasının önüne çağırdık.

‘Atilla vekillimizle teşkilatları ve STK’ları topladık’

Bunlar Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın çağrısından önce yapılan işler. Çağrıdan önce tedbirlerimizi aldık. O anda İzmir de çok tehlikeli bir şeyler olmadı. Biz teşkilatları ve STK’ları toparlarken gördük ki, halk kendiliğinden de çıkmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve başbakanımızın çağrısından öncede halk yavaş yavaş sokağa çıkmaya başlamıştı. Bunları belli bir noktaya kanalize ettik. Sonra Başbakanımızın ve Cumhurbaşkanımızın çağrıları peş peşe geldi. Artık iyice halkımız sokağa döküldü. Vatanı, milleti savundu.

‘İzmir’de ilk hareket Çiğli’de oldu’

Bu arada İzmir’de hareketlenmeler olmaya başladı. Çiğli üssünde hareketlenme vardı. Oradan helikopterle kalktığı bilgisi geldi. Narlıdere’de hareketlenmeler oldu ama emniyet ve jandarma gerekli tedbirleri aldı. Bir kere İzmir Emniyeti tam kadro görev başındaydı. Jandarma il komutanlığı tam kadro görev başındaydı. Dönemin Ege Ordu Komutuna sıkıntılı birisi değildi, hemen desteğini belirtti. Ana unsurlarda sıkıntı yoktu ama aşağılarda jandarmanın içinde, Ege Ordu’nun içinde sıkıntılar olduğunu gördük ki, emir subayı sonrasında tutuklandı. Emniyet ve jandarma gerekli bütün tedbirleri aldık.

‘İzmir uyumlu şekilde önlemlerini aldı’

Emniyet, Narlıdere’yi ve Çiğli Üssü’nü kuşattılar. Ama o arada çatışma çıkmaması için özen gösterdiler. Çiğli’den kalkan helikopterlerin hareket ettiği bilgisi geldiği andan itibaren Celal müdürümüz, onları takip etmeye başladı. Marmaris’e gittiğini belirledi ve Cumhurbaşkanlığı korumalarıyla iletişime geçti. Celal müdür büyük bir operasyon yaptı yani. Buradan Marmaris’e takviye gönderdi. Buralarda da kontrolleri sıkı tuttular ve Cumhuriyet Başsavcılıklarımızın da hemen akabinde hareket geçtiler ve adli işlemlere başladılar. Buradan senkronize bir hareket çıktı.

‘Marmaris’e Sayın Cumhurbaşkanımız için takviye ekip gönderdik’

Marmaris’e ekipler gitti, Sayın Cumhurbaşkanımız oradan ayrıldı derken, en kritik an sabah 5:30 anlarıydı. O saatte, Marmaris’teki helikopterlerin işlerini bitirdikten sonra İzmir’e geri geldiği bilgisi geldi.  İkinci olarak ise aynı anda Foça’daki çıkarma filosunun, askeri gemilerin İzmir’e doğru hareketlendiği bilgisi geldi. Orada risk ve analiz değerlendirmesi yapıldı. Devletinin yanında olan herkes vardı. Celal Müdür dedi ki, helikopter gelir, valiliğe saldırı yapabilir, valiliğin önündeki halka saldırı yapabilir, oradan yola çıkan gemilerde kıyıdan halkın üstüne ateş açabilirler sonucu çıktı.

‘Siz gidin ama biz kalalım’

Celal Müdür, karargâh haline dönen valilik binasını boşaltmamız lazım dedi. Vali bey düşünürken ben araya girdim, dedim ki, “Haklı olabilirsiniz, siz gidin ama biz kalalım. Dışarda halk var. Bu halkın içinden geçerek biz nereye gideceğiz. Halka söyleyemeyeceğimize göre, bir saldırı halinde halk ne olacak. Bu sözlerim daha bitmeden valimiz devreye girdi ve ‘Buradayız, ayrılmıyoruz, olası saldırıya karşı gerekli önlemleri alın’ dedi.

‘Körfezi balıkçılar ve şehir vapurları kapattı’

Çıkarma filosuyla ilgili de Mahmut Atilla Kaya hemen bir hamla yaptı. Güzelbahçe’deki balıkçıları aradı. Toplayın bütün balıkçıları, açılan denize ve körfezin girişini kapatın dedi. Sonra Aziz Kocaoğlu’nu aradık. Sayın valimizin direktifleriyle izdeniz ’in bütün gemileri çıktı körfeze, gırgırlar çıktı ve körfez bir anda kapatıldı.  Gemiler yarı yolda o tertibatların alındığını öğrenince gerisin geriye döndüler.

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, İzmir’de gönül seferberliği çalışmaları için ne dedi?

AK Parti’nin İzmir’de kısa ve uzun vadeli gönül seferberliği hedefleri nedir?

AK Parti İzmir'de kongre süreçi nasıl işliyor, kadrolar değişicek mi?

Ayrıntılar yarın Medya Ege’de…