21.YY ANNE BABALARINA SORULAR

21.YY ANNE BABALARINA SORULAR

Pınar Yeşiltay Sevim yazdı...

Çocuklar özellikle okul öncesi dönemde benmerkezcidirler, taleplerinin derhal karşılanmasını ister ve genellikle de sabırsızca tuttururlar. Ebeveynlerin en önemli sorumluluğu doğru/yanlış veya sağlıklı/sağlıksız kavramlarına ilişkin tutarlı olmaları ve çocuklarını bu doğrultuda yönlendirmeleridir. Nitekim günümüz koşulları bu süreci baltalamaktadır!

21.Yüzyıl günümüz hayatında gerek anne gerekse babanın yoğunluğunun iş ve sosyal uzantılarla kısıtlanması onları mükemmel anne baba olma ihtiyacı içinde hissettirmiş ve en iyi rolleri denemeleri gerektiğine inandırmıştır. Çocuklarına ayırabildikleri vaktin sınırlı olması ve o zaman diliminde bile taciz eden telefonları, akıllarına takılı kalmış konu başlıklarının bulunması nitelikli beraberlik kavramının içini dolduramadıklarını ve bunun vicdanlarını zorladığını göstermektedir. Bu nedenle de ebeveynler çocuklarını mutlu etmenin yollarını denemekte, en çok da çocuklarının tüm taleplerini temin ederek, her istediğini ve hatta istemeden alarak vicdanlarını rahatlatmanın yollarını denemekteler. En sık duyduğum cümlelerden biri “Ben zaten onun için çalışıyorum!” cümlesi oluyor. Oysa sormak istiyorum böyle söyleyen ebeveynlere “Çocuğunun senin parana mı yoksa ilgine ve varlığına mı daha çok ihtiyacı var?” diye. Elbette ki çocukların en çok kendileri ile vakit geçiren, onları anlayan, duygularını yansıtan ve onlarla oynayan ebeveynlere ihtiyaçları var. Yüksek bütçelerle alınmış hangi oyuncak anne baba güvenlik duygusunu verebilir ki, hangi maddi olanak sevgi ve ilgi ihtiyacını giderebilir? Oyun arkadaşı olmadıkça en pahalı oyuncağın süs olmaktan başka ne kıymeti var? 

Her istediği alınan her talebi yerine getirilen ve hayatlarını kendisi için çalışmaya adadığını ifade eden ebeveynleri olan bir çocuğun sınırları ve hazzı ertelemeyi öğrenmesi mümkün değildir. Çocuğun öz disiplin sağlayabilmesi, sınırları tanıyabilmesi, ben merkezcil olmaması ve narsisizm odaklı yetişmemesi için her istediğinin istediği an yapılmaması önemlidir. Elbette ihtiyaçlarının giderilmesi ve yaşamını devam ettirmesi için gereken her şeyin temin edilmesi gerekir ancak gerçekten ihtiyacı olup olmadığı noktasında kararsız kalıyoruz ebeveynler olarak. Sınırlı sayıda giyecek kıyafet ve yeterli miktarda tüketecek gıda ve kendisi ile ilgi ile oynayacak ebeveynler çocuk için yeterlidir. Onlarca araba, yüzlerce bebek, binlerce parça oyuncak alarak iyi anne baba olunamaz ancak ebeveynler kendi vicdanlarını rahatlatmış olurlar.

Peki o zaman aşağıdaki alıntı birkaç soruya cevap arayalım beraber!

Çocuğunuz bir kilo çilek yemek istese buna izin verir miydiniz? Vermez iseniz nasıl engellerdiniz?

Çocuğunuz önemli bir sağlık tetkikine karşı ağlasa ve dirense tetkiki erteler miydiniz?  Bu sorunu nasıl çözerdiniz en kötü ihtimalle?

Çocuğunuz her gün 3/5 saat TV izlese ya da bilgisayar oyunları oynasa ona sınır koyar mıydınız? Bu sınırlara dirense ne yapardınız?

Çocuğunuz yemekten önce iki kocaman dondurma yemek istese izin verir miydiniz? Vermezseniz durumu nasıl yönetirdiniz?

Her çocuğun ihtiyacı olan saatler yerine siz yatana kadar uyumasa, gece yarılarına kadar uyanık kalsa buna göz yumar mıydınız? Yoksa ne yapardınız?

Çocuklarımıza sevgimizi ön koşulsuz verebiliriz ancak bu durum sınırları ortadan kaldırmayı gerektirmez. Onlara bu dönemlerde ektiğiniz tohumlar bir gün yeşerecek ve işte o zaman gerçek sorunlar başlayacaktır.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum