İzmir’in kokan körfezi de meşhurdur, batan güneşi de.

Bir de yağmuru meşhurdur İzmir’in

İzmirli olan, İzmir’de yaşayan bilir.

Yağdı mı, tam yağar, ortalığı seller basar, kanallar dolar taşar, evleri, yolları, dükkanları sular götürür.

Ellerinde leğenler, bidonlar, kovalar, kum çuvallarıyla yağmura karşı top yekün mücadeleye girilir.
Afet bu da, ne hikmetse yıllardır İzmir ve İzmirli bu afetle karşı karşıya kalıyor.

Aynı yağmur, yıllardır yağar durur, aynı belediyecilik mantığıyla yönetilen şehrin her yeri perişan olur.

Yağmur yağdığında kendini güvende hisseden insan sadece ıslanmamak için şemsiye taşır.

Ama İzmir’de yağmur yağdığında kendini hiç güvende hissedemezsin.

İzmirliler afetle karşı karşıya kaldıklarını bilerek, evlerini, işyerlerini, arabalarını ve yollarını korku ve endişe içinde kalarak koruma telaşına düşerler.

Önceki gün yağan yağmur gibi.

35 dakika sürdü.

O meşhurluğuyla bir yağdı, tam yağdı ve bitti.

Yine yollar çöktü, yine logarlar taştı ve yine her yeri su bastı.

Bu gibi durumlarda, şehirde yaşayan insanların yardım isteyeceği tek yer vardır o da belediyeler.

Ama önceki gün belediyenin de çaresiz kaldığını gördük.

43 milyon TL para verilerek alınan binaya yerleşen CHP’li Karabağlar Belediyesi’ni tavanından giren yağmur sularından dolayı sel bastı.

43 Milyonluk belediye binasının çatısı, yağan yağmura dayanamadı.

Belediyenin içine dolan sular, temizlik işçileri tarafından güçlükle dışarı atılabildi.

Yürüyen merdivenler, yürüyen ama aynı zamanda insanı yıkayan merdiven oldu.

Belediye de hal böyle olunca, ne yağan yağmura, ne de belediyeye sitem etmemek gerekir.

‘Terzi kendi söküğünü dikemez’ atasözünü buraya bir not olarak yazarak devam ediyorum.

Evinizi, işyerinizi, sokağınızı yağmur suyu bastı diye lütfen belediyeyi yardım için arayıp rahatsız etmeyin.

‘Hele mağduruz, nerede belediye, nerede hizmet, yeter artık’ diye sosyal medyada isyan mesajları yazmayın.

‘Kelin merhemi olsa kendi başına sürer’ diyen atasözünü de bir not olarak yazarak yazıma o görüntülerden aldığım cesaretle şöyle son vermek istiyorum;

Sizin evinizi, işyerinizi, sokağınızı basan su, belediyeyi basıyor.

Onların da damı çürük.

Onların da işyerlerini su basıyor.

Onlar da yağmura  karşı çaresiz.

Üstelik onlar 43 Milyonluk binalarında mağdurlar!

Lütfen

Haksızlık etmeyin, başınızı çaresine bakın!