5G teknolojisi insan sağlığına zararlı olabilir mi?

5G teknolojisi insan sağlığına zararlı olabilir mi?

Cep telefonu kullanımı ve radyasyonun insan vücudu üzerindeki olası etkilerine ilişkin endişeler, 5G teknolojisinin kullanımı yaklaştıkça yükseliş gösteriyor. Peki 5G gerçekten insan sağlığına zararlı olabilir mi?

Ülkemiz 5G teknolojisine 2020‘de adım atmayı planladığını bakanlar aracılığı ile duyurdu. Türkiye’de dahil olmak üzere birçok ülke beşinci nesil, yeni teknoloji (5G) mobil ağları kullanmaya ve büyük telekomünikasyon şirketleri 5G özelliğine sahip cihazları ve paketleri piyasaya sürmeye başladıkça, son nesil cep telefonu iletişiminin sağlığa zararlı olup olmadığı da tartışma konusu oldu. Ülkemiz, bu özelliği kullanacak öncü ülkelerden biri olacak.

Bilim insanları Birleşmiş Milletlere dilekçe gönderdi!

Dünyanın pek çok ülkesinden yaklaşık 250 bilim insanı kısa bir süre önce, Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Sağlık Örgütü‘ne (DSÖ, WHO) bir dilekçe gönderdi. Bilim insanları, “radyo ve telsiz telefonların (2G, 3G ve 4G şebekeleri) ve yayın antenlerinin, ürettikleri elektromanyetik alan (EMF) radyo dalgaları nedeniyle malign riski oluşturabileceği” ve bu konudaki endişelerini dile getirdi.

Dilekçede, etkiler arasında artış gösterebilme ihtimali bulunan malign riski, hücresel stres, zararlı serbest radikallerde artış, genetik hasarlar, üreme sistemlerinin yapısal ve işlevsel değişiklikleri, öğrenme ve hafıza açıkları, nörolojik bozukluklar ve insanların genel refahı üzerindeki oluşabilecek olumsuz etkilere yer verildi. Dünyada yaşayan tüm organizmaların akıllı telefonlar ve sinyal iletim kuleleri tarafından üretilen elektromanyetik alanlardan etkilendiğini söyleyen bilim insanları, “Hem bitki hem de hayvan” yaşamına zararlı etkilerin olabileceğine dair bulguların arttığını kaydetti. Metinde, “Olası bu zarar insanlarla sınırlı değildir.” ifadesine yer verildi.

Diğer yandan 2G, 3G ve 4G teknolojileri üzerine yapılan sayısız bilimsel çalışma, insanların elektromanyetik alana maruz kalmasının stres, sperm ve testis hasarı, beyindeki elektriksel aktivitedeki değişiklikler de dahil olmak üzere nöropsikiyatrik etkiler, hücresel DNA hasarı ve kalsiyumun aşırı yüklenmesi gibi sonuçları doğurabileceğini gösterdi. Fakat bunlar, net olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte sadece birer iddia niteliğinde.

Dünya Sağlık Örgütü risk yok diyor!

Almanya’daki Aachen Üniversitesi bünyesindeki Elektromanyetik Çevre Uyumluluğu Araştırma Merkezi’nden Sarah Drießen, güçlü radyo frekans alanları ile kanser teşhisi konan fareler arasında açık bir bağlantı olabileceğini gösteren bir çalışmaya dikkat çekiyor. İki yıllık bir zaman dilimi boyunca günde dokuz saat elektromanyetik alana maruz bırakılan fareler üzerinde uygulanan testler, beyin, kalp ve testisler dahil olmak üzere sinir sistemlerinde de değişimler yaşandığını ve hücre ölümlerinin arttığını ortaya koyuyor. Bu araştırma hayata geçirildiği sırada 5G teknolojilerinin henüz geliştirilmemiş olduğunu da unutmamak gerekiyor. Ayrıca bu senaryonun gerçek hayata pek uygun olmadığı da bariz bir gerçek.

Tüm bunlar bir kenara, elektromanyetik alanların insanlar üzerindeki sağlık etkilerini araştıran Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası EMF Projesi, “onlarca yıldır sürdürülen EMF araştırması kapsamında elektromanyetik alanlardan kaynaklanan önemli bir halk sağlığı riskinin ortaya çıkmadığını” vurguluyor.

5G’nin diğer teknolojilerden farkı, yenilikleri nelerdir?

Mobil iletişimin en yeni nesli olan 5G, kullanıcıların eski cep telefonu standartlarından daha hızlı, saniyede 10 gigabit hızında kablosuz veri aktarmalarına olanak tanıyan yüksek frekans ve bant genişliğini kullanıyor. Önceki 2G, 3G ve 4G ağları 700 MHz ve 6 GHz arasındaki frekansları kullanıyordu. 5G ağı ise, 28 ila 100 GHz arasındaki frekanslarda çalışıyor. Karşılaştırmak gerekirse, 4G, 3G’den 10 kat daha hızlı iken 5G’nin, 4G’den bin kat daha hızlı olması bekleniyor. İsveçli telekomünikasyon firmalarından Ericsson, 2024 yılından itibaren 5G kapsamının dünya nüfusunun yüzde kırkını kapsayacağını öngörüyor.

5G’de kullanılan ve çok uzak mesafelere ulaşamayan kısa uzunluklu milimetrik dalgaların (aynı 5GHz bandında olduğu gibi), ortalama olarak her yüz elli metrede bir yerleştirilecek güçlendirici antenler ile desteklenmesi gerekiyor.

Halihazırda kırsal ve kentsel alanlarda konumlandırılmış sinyal iletici kulelere ek olarak, 5G şebekeleri için frekans seviyelerini artırmak gerekeceğinden, yakın bir gelecekte sokak tabelalarına, sokak lambalarına, trafik ışıklarına ve hatta posta kutularına yerleştirilmiş güçlendirici antenleri görmemiz mümkün olabilir. Tıbbi görüntüleme için kullanılan X-ray cihazları yüksek frekans özelliğine sahip olarak kabul edilirken, televizyon antenleri, radyo istasyonu veya cep telefonu baz istasyonları bilgi iletmek için düşük frekanslı radyo dalgaları kullanır. Farklı uzunluktaki dalga frekansları ise insan vücudu ile farklı şekillerde etkileşime girer. Kimisi zarar verici olur, kimisi ise insan sağlığına zarar vermez. Ancak düşük frekanslı antenlerin sayısında yaşanacak bir artış, radyo frekansı kaynaklı radyasyona maruz kalma oranını da artırır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.