Ağız kokusu hastalık değil!

Ağız kokusu hastalık değil!

Gümürdülü, birçok kişinin hayatının bir döneminde mutlaka karşı karşıya kaldığı, utandıran ve sosyal yaşamı olumsuz etkileyen bir sorun olan ağız kokusunun hastalık değil, hastalık habercisi olabileceğini bildirdi.

Prof. Dr. Gümürdülü, çoğunlukla üst solunum yolları olmak üzere, bazı hastalıklar ile sistemik enfeksiyonlar, ilaçlar ve yiyeceklerin yüzde 90 ağız kokusuna neden olabileceğini söyledi. Gümürdülü, ağız kokusuna midede yaşayan ‘helikobakter pilori’ adlı bakterinin yaptığı enfeksiyonun da önemli yer tuttuğunu kaydetti. 

Ağız kokusunun nedenleri 


Tıpta ‘halitosis’ diye isimlendirilen ağız kokusunun başta mide ve bağırsak olmak üzere birçok nedenleri olabileceğine dikkat çeken Gümürdülü, “Bademcik iltihabı, sinüzit, larenjit ve farenjit gibi üst solunum yolları enfeksiyonları ağız içinde akıntı da yaparak kötü koku oluşturur. Sinüzit ve burun tıkanmasına neden olan tüm rahatsızlıklar nefesin ağız yoluyla alınmasına neden olur. Mide sıvısının yemek borusuna ağza gelmesi hali olan reflü ağız kokusu ve öksürüğe neden olabilir. Uzun süre bir şey yememek ve su içmemek, ağız kuruluğuna ve orada mikroorganizmaların faaliyetini artırır. Özellikle açlık sırasında gelen bir ağız kokusu varsa mutlaka yemek borusuyla ilgili olma ihtimali yüksektir. Mutlaka endoskopi yapılması gerekir. Eğer rahatsızlığın nedeni ‘helikobader pilori’ dediğimiz bir mikrop ise tedaviden sonra tamamen sorun olmaktan çıkmayabilmektedir” dedi. 


Soğan, sarımsak, alkol, süt ürünleri, peynir, dişlerin arasında kalan yiyecekler, sigara kullanımı, dişte çürük ve apsenin bulunması, bademcik iltihabı ve uzun süreli açlık gibi nedenlerle de ağız kokusunun görülebileceğini hatırlatan Prof. Dr. Gümürdülü, düzenli diş fırçalama, dil fırçalama ve diş ipi kullanımının temizlik için önemli olduğunu vurguladı. 


Gece sindirim kanalında biriken gazların sabahları oluşturduğu kokunun herhangi bir sağlık problemi göstergesi olmadığını anlatan Gümürdülü, yeterli ağız hijyeni yapılmadan uykuya geçildiğinde ağızdaki yemek artıklarının yine kokuya zemin hazırladığını belirtti. 

“Psikolojik sıkıntılara yol açıyor” 
 

Ağız kokusu tedavi edilmediğinde çevreye verdiği rahatsızlığın kişide psikolojik sıkıntılara yol açabileceğine işaret eden Prof. Dr. Gümürdülü, yaşam kalitesi ve sosyal ilişkilerini zedeleyebilen bu rahatsızlık yüzünden bireyin toplumun içine çıkamayarak kendisini kapatmasına kadar götürebildiğini söyledi. Gümürdülü, yapılan araştırmalara göre özellikle yetişkinlerin önemli bir bölümün bu durumdan yakındığını belirtti. 

“Ağız temizliği şart” 


Prof. Dr. Gümürdülü, ağız kokusunu gidermek için şu tavsiyelerde bulundu: 


“Günlük ağız bakımına dikkat edilmeli. Doğru ağız hijyeni için, diş fırçalamanın yanı sıra mutlaka dil temizliği de yapılmalıdır. Üç ayda bir mutlaka diş fırçası da yenilenmelidir. Üzerinde biriken bakterilerden dolayı dil temizleme aparatlarıyla temizlenmesi gerekiyor. Dişlerin arasında kalan yemek atıkları diş ipi ile temizlenmelidir. Uyumadan önce ağız gargarası yapılabilir. Yıllık diş kontrolleri için hekime başvurmalıdır. Bol su tüketerek ağızda oluşan bakterilerin temizliği sağlanabilir. Sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Ağız kokusu olanlarda midede helikobakter pilori bakterisi varsa mutlaka tedavi edilmeli. Helikobakter pilori enfeksiyonuna bağlı gastrit ve reflü sorunu olanlarda tedavi sonrası ağız kokusu kaybolmaktadır. Sorun tedavi edilmeden ağız kokusunu kalıcı olarak önlemek mümkün olmuyor. Enfeksiyon, iltihap gibi problemler bakteri üretimini artırdığından sağlıklı diş etlerine sahip olmak için düzenli bakım yapılmalı ve problemler büyümeden önlem alınmalıdır.” 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.