İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, ‘’CHP’li yerel idare, İzmir’e yıllardır ihanet içerisinde. Sorunlara çözüm üretmek yerine yaptıkları en iyi iş, ‘merkezi hükümet bizi cezalandırıyor’ söylemi ve genel siyasi mesajlarını çarpıtarak siyasi kutuplaşmadır. İzmir’in sorunlarını unutturmak, üzerini örtmek için ağızlarında hep ‘demokratik bir Türkiye’ kelimesi. İzmir’e ihanetinizi hemşehrilerimiz her gün sokakta yaşıyor. İzmir artık koku ile anılan bir şehir oldu. Dere duvarlarını, çizdiğiniz resimlerle süsleyip, yapmadığınız dere ıslahlarını örtemezsiniz. Seçilmeden önce, ilk 3 ayda yapacağız dediğiniz 3 altgeçidi, 3 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen yapmayıp, şimdi de çeşitli bahaneler üreterek, kıvırmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Her yağmurda göle dönen yollar, ev ve işyerlerinin su basması vatandaşı çileden çıkarırken, körfeze deşarz edilen atık sularla körfezi kirletmeye devam ediyorsunuz. İzmir’de sorun çok, çözüm ise hiç yok’’ dedi.

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’yi nasıl biliriz…

‘’Mustafa Özuslu’nun öve öve bitiremediği Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazandığı tek seçim, CHP Genel Başkanlığı koltuğu olduğunu hatırlatmak isterim’’ diyerek sözlerine devam eden İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, ‘’Genel Başkanlarının yüreği yetseydi önceki seçimde, Cumhurbaşkanlığına aday olurdu. Şimdi de yüreği yetmiyor ve Genel Başkanlık koltuğunun altından gideceğinin farkında ki hala ‘ben adayım’ diyemiyor. Biz Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’yi nasıl biliriz; ‘CHP’li vekillerin terör örgütleri cenazelerine katılması ile biliriz. İzmir’de, terör örgütünün sözde liderine özgülük istendiği mitingde, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı ve İl Başkanı en ön safta yer alıp alkış tutması ile biliriz. Oy uğruna terör örgütlerine yandaşlık peşinden ayrılmadıkları ile biliriz. Terör örgütü YPG’ye, ‘YPG terör örgütü değildir’ demesi ile biliriz. Terör destekçisi HDP ile kol kola yürümesi ile biliriz. Suriye’de, Irak’ta teröristleri Mehmetçiklerimiz bir bir temizlerken, ‘bizim oralarda ne işimiz var’ demesi ile biliriz. Libya’da, Mavi vatanda haklarımızı savunurken, ‘Libya ve Akdeniz’de ne işimiz’ var demesi ile biliriz. Halkçılıktan, demokratlıktan bahsedenler önce kendi partisi içindeki tek adamlığa baksın. Yıllardır seçim kaybeden ancak koltuğunu kaybetmeyen, dostlarından medet uman Genel Başkanlarını görsünler.’’ dedi.