Akşener: EYT'liye bütçe yok, şatafata kaynak çok!

Akşener: EYT'liye bütçe yok, şatafata kaynak çok!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu.

Akşener hükümet mensupları tarafından yapılan harcamalara tepki gösterdi. Akşener toplantıda çok konuşulacak Yüzüklerin Efendisi benzetmesi yaptı. Akşener, "Yüzük Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Erdoğan yüzüğün sahibi. Almış yanına, ak sakallı Saruman’ı, Damat Gollum’u ve inşaatla uğraşan 5 Nazgul’u, mutlak gücün peşinde" şeklinde konuştu. 

Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Biz şuna inanıyoruz:  Hayatın ve kaderimizin karşımıza çıkardığı engeller, azimle, mücadeleyle aşılır. Ancak, beceriksizliğin, nasipsizliğin çıkardığı engeller, hayatlarımızda büyük yaralar açar, büyük izler bırakır. Bir toplumun medeniyet ölçüsü, o toplumun, dezavantajlı bireylerinin karşılaştığı zorluklardır. Onlar ne kadar zorlanıyorsa, medeniyet o kadar yaralı demektir. Onların hayatı ne kadar kolaylaşıyorsa, o ülkede medeniyet yükseliyor demektir. Bu noktada adım atarken, kararlı olmak, cesur olmak gerekir.

Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi; medeniyet yolunun taşlarını, sadece cesurlar döşer. Biz, eğitimden, günlük yaşama kadar her alanda, engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmanın, bu yola taş döşemek olduğuna inanıyoruz. Bunun gereğini yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın…

Bugün grup toplantımızda, ülkemizin kanayan bir başka yarasının mağdurları var. Emeklilikte “Saray’a” takılan kardeşlerimiz aramızda. Yandaş vakıflara, derneklere, ajanslara akıtacak milyonları bulabilen, geçmediğimiz köprüler, gitmediğimiz yollar, yatmadığımız hastaneler için müteahhitlere ödeyecek parayı bulabilen, kendine saray yaptıracak parayı bulabilen, Sayın Erdoğan’ın,  “Seçim kaybetsek dahi o iş olmaz.” diyerek, itip kaktığı EYT’liler aramızda. Sizler de hoş geldiniz, şeref verdiniz…

EYT meselesi, ailelerle birlikte, milyonlarca vatandaşımızı mağdur ediyor. İtip kakarak, yok sayarak, her şeye bulduğun parayı milletinden esirgeyerek, sonuç alamazsın Sayın Erdoğan. Kademeli bir çözüm planı mümkün. Sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak, ilk adım olabilir. Türkiye’nin, bu kadar büyük bir yarayı tedavi edecek imkanları var. Yeter ki niyet olsun.  Yeter ki yüreğiniz, milletimizle birlikte atsın…

 “Bizden önceki bir uygulama” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Ülkeyi yönetiyorsanız, sizden önce ya da sizden sonra, bütün dertlere çare bulmak zorundasınız."

"EYT’li kardeşlerimi rahatlatmak, dertlerine deva olmak,  öyle anlatıldığı, öyle şişirildiği gibi zor değil.

Evet, bir maliyeti var. Ama Türkiye’nin, o maliyeti göğüsleyecek imkanları da var. Bakın ben maliyet diyorum, onlar yük diyor. Milleti, kendi hazinesine yük görmek de ne demek? Para milletin, hak milletin. Siz kim oluyorsunuz da, benim milletimi, kendi hazinesine yük sayıyorsunuz?

Kodaman 5 müteahhit sıkışmaya görsün, Kamu bankalarını seferber edip, bir kalemde 500 milyonluk vergiyi silip, çare buluyorsunuz. Sıra vatandaşa, sıra millete geldi mi, “Olsa dükkan senin.” deyip sıyrılmaya çalışıyorsunuz.

Sizi, para babaları seçmedi efendiler! Sizi millet seçti. Ya milleti göreceksiniz, ya da yoldan çekileceksiniz. Bunun başka yolu yok.

Bu kürsüden açıkça ilan ediyorum;
İYİ Parti iktidarının ilk yılında, millete nasıl el uzatılırmış,  EYT’li kardeşlerim nasıl ferahlatılırmış göreceksiniz.

Eş, dost, kodamanlar değil, “Önce milletim” derseniz, bu yarayı tedavi edersiniz. Nasıl geçen haftaki sözümü dinleyip, Fabrika bacalarına filtre takmayı erteleyen kararı veto ettiniz, Ve milletin yararına bir karar verdiniz; EYT’liler konusunda da;  ya sözümü dinleyip, gerekeni yapacaksınız, Ya da biz geleceğiz, biz yapacağız!"

Değerli milletvekilleri; Milletimizin derdine, sözüm ona kaynak bulamayanlar, şatafata kaynak bulmakta çok becerikliler. Şimdi sizi çok uzaklarda bir yere, Afrika ülkesi Cibuti’ye götüreceğim.

Peki neden? Bir açılış töreni için. Cibuti’de, Afrika Parlamentolar Birliği’nin bir toplantısı varmış. Meclis Başkanı ve bazı milletvekilleri oraya gidiyor. Devlet işidir, gidecekler tabi. Bu arada, Diyanet İşleri Başkanı ve ekibi de gidiyor… Neden? 2. Abdülhamid Han’ın adının verildiği bir Cami yaptırmışız. Onun açılışını yapacaklar. Ne güzel, Allah razı olsun.

Ama nasıl gidiyorlar biliyor musunuz? Özel bir uçak kiralıyorlar. 22 bin dolar yakıt masrafı, 108 bin dolar da kiralama ücreti var, Toplamda 744 bin liralık bir seyahat.

Be vicdansızlar! EYT’liye geldi mi, metelik yok; ama vatandaşımın yokluktan intihar ettiği memlekette, şatafatlı özel uçaklarla Afrika seyahati yapıyorsunuz. Tarifeli seferle gitseniz, sırmanız mı dökülür?

Tarifeli seferle gitseler, maliyet 70 bin lira. Ama beyler israfsız, şatafatsız yapamıyor, 10 katı parayı savurmadan rahat edemiyorlar.

Bir asgari ücretli çalışanımız, ayda 326 lira vergi veriyor. Bu seyahat, 2280 işçimizin, bir aylık vergisi demek. Yazıktır, günahtır. 10 kişi bir yere gideceksiniz, 2280 işçinin vergisini harcıyorsunuz. Millete gelince de “Para yok”

Bu sistem yüzünden; Demokrasi ağır yara aldı. Yargı sistemi ağır yara aldı. Bu ne demek? Yurt içindeki güvensizliği geçtim, yatırımcıda büyük güven sorunu demek. Demokrasinin işlemediği, yargının, iktidarın memuruna dönüştürüldüğü bir ülkeye, kimse yatırım yapmaz. Yatırımcı güvenli liman ister.  O güvenin adı, demokratik bir işleyiş, şaibesiz bir yargıdır. Ama Türkiye’de, bu sistemle birlikte, her iki olmazsa olmaz değer, maalesef yerle bir edildi.

Yerli ya da yabancı, hiçbir yatırımcı, güvenli bulmadığı bir limana demir atmaz. Atmazsa ne olur? Yıllardır “sıcak para”ya mahkum ettikleri ekonomik sistem çöker.  Nitekim çöktü. Gelin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 500 günlük karnesine birlikte bakalım: 500 günde; Yüzde 4’ün üzerinde daraldık. Kişi başı milli gelirimiz, 8811 Dolara düştü. Bir sene önceye göre, yüzde 10 fakirleştik.  İşsizlik oranı yüzde 10’dan, yüzde 14’e çıktı.  Tabi bunlar resmi rakamlar.  Hayatın gerçeği, çok daha vahim…

İşsiz sayımız, 3 milyon 315 binden, 4 milyon 650 bine çıktı.  Yani, 1 milyon 335 bin vatandaşımız daha işsiz kaldı. Üniversite mezunu işsizlerimizin sayısı, 369 bin kişi arttı,  907 binden, 1 milyon 276 bine çıktı. 506 bin kadınımız daha işsiz kaldı.  Sayıları 1 milyon 916 bin oldu. Genç işsizlerimizin sayısıysa, 470 bin arttı. Artık, 1 milyon 518 bin genç işsizimiz var.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.