Türkiye'nin zeytin rekoltesinin yüzde 20 yüksek olduğu bir sezon geçirdiğini belirten Alhat, zeytin ve zeytinyağı fiyatının hem üretici hem de tüketiciyi memnun edecek noktada olması gerektiğine dikkat çekti. Alhat “Bunun için de önce verim artmalı. 190 milyon zeytin ağacı varlığı olan ülkemizde, yalnızca 200 bin ton zeytinyağı elde ediyor olmamız son derece düşündürücüdür. Bu rakam 500 bin ton olmalı ki maliyet düşsün, raflardaki ürün fiyatları mutlu edebilsin” diye konuştu.

“Fiyatlar arasında uçurumlar var”

Kimsenin ürünün gerçek fiyatını bilmediğini söyleyen Alhat “Üreticiye gittiğinizdeki beş liralık ürün halde 10, markette 20 lira. Raflarda karlılık fiyatları o kadar yüksek ki üreticinin bile kafası karışıyor” diye konuştu. Alhat, kendisinin de bir zeytin üreticisi olarak 18 liraya sattığı zeytinyağını raflarda 40 liraya görünce demorolize olduğunu belirterek “Üreticiyi mutsuz eden gıda enflasyonu tam olarak böyle oluşuyor, üretim olması için önce üretici mutlu olmalı. Bu fiyat farkına bir düzenleme getirilmeli” dedi.

“Herkes elini taşın altına koysun”

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin desteğiyle sofralık zeytinde primin hayata geçtiğini hatırlatan Alhat, zeytinde "sürdürülebilirlik" için raflardaki yüzde 8 olan KDV'nin yüzde 1’e inmesi gerektiğini söyledi. Alhat “Ülkenin refahı için market ve aracılarda dahil her kesim elini taşın altına koymalı. Böylece gıda enflasyonunun düşeceği günleri göreceğimize inanıyoruz” dedi.