“Aramızda bir kromozomun lafı mı olur?” Kerem Yalçın yazdı...

“Aramızda bir kromozomun lafı mı olur?” Kerem Yalçın yazdı...

Down Sendromu Nedir?

Yazıma Ulusal Down Sendromu Derneğine ait bu güzel sloganla başlamak istedim. Bu hafta sizlere uzun yıllardır eğitmeni olarak hayatımın büyük ve güzel bir parçasını oluşturan “Down Sendromu”ndan bahsetmek istiyorum. Tiyatro ve drama alanlarında eğitimci, uygulayıcı olarak üretimlerime başladığım ilk yıllardan itibaren benim için “Down Sendromu”na sahip bireylerle çalışmak her zaman ayrı bir keyif, ayrı bir gelişim süreci olmuş;olmaktadır. 

Peki ama Down Sendromu Nedir?

En genel tanımıyla “Down Sendromu”, nedeni hala tam olarak bilinmeyen, ancak kromozomal “anormallikten” kaynaklanan bir  “farklılıktır”. “Normal” olarak tanımlanan –ki normal olmayan yerine “farklı” tanımı benim için her zaman daha doğrudur - İnsan vücudu 46 kromozomdan oluşur. Bu kromozomların 23 tanesi kalıtımsal olarak anneden, 23 tanesi ise babadan gelmektedir. İşte tam bu noktada, hücre bölünmesinde meydana gelen ve hala nedeni tam olarak bilinmeyen bir “hata” sonucunda vücut fazladan bir kromozom üretebilmektedir. Bu fazladan kromozom, her 600-1000 yeni oluşan insandan birinde karşımıza çıkar. Bu fazla kromozom üretimi sonucunda 47 kromozom ile dünyaya gelen bir bebek “ Down Sendromu” olarak adlandırdığımız “farklılık” ile anılır. Daha önce de belirttiğim gibi Down Sendromu görülme sıklığı 600 ile 1000 çocukta birdir. Kısaca Down Sendromu, vücut hücresinde fazladan bir (+1) kromozom bulunması sebebiyle olan genetik bir durumdur. Down sendromu bir hastalık değildir. Hamilelikte tesadüfen meydana gelir. 

Bildiğimiz üzere Down Sendromlu bireylerin kendilerine özgü, “farklı” fiziksel özellikleri bulunur. Kafa yapıları genel itibari ile daha yassı ve kısadır. Boyun yapıları kısa ve enseleri daha kalın bir görünüme sahiptir. Burun kemikleri daha basık, kulak biçimleri normalden daha düşük bir seviyededir ve yukarı doğru çekik ve birbirinden ayrık gözleri ilk bakışta dikkat çeker. El yapıları geniş el, kısa ve tombul parmakları belirgin özellikleridir. Down Sendromlu bireylerde, bahsettiğim kromozom farkına bağlı olarak fiziksel “farklılıkların” yanında, bazı sağlık sorunları ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan en belirgin olanları, kalp sorunları, işitme, tiroid, bağırsak sistemi, göz ve iskelet sisteminde oluşan sorunlardır. İşte bu fiziksel farklılıklar ve sendroma eşlik eden sağlık sorunları sebebiyle, “normal”  gelişim gösteren yaşıtlarına göre Down Sendromlu bireyler gelişimleri konusunda gerilik gösterirler. Bu gelişimsel gerilik, ilk olarak bebeklik döneminde karşımıza çıkar. Yürümeyi ve konuşmayı, normal gelişim gösteren yaşıtlarına göre daha geç gerçekleştirirler. Zihinsel olarak ise, bu fazla kromozom sebebiyle gelişim alanında hafif, orta veya ağır olmak üzere farklı düzeylerde “yetersizlik” olarak kendini gösterir. Down Sendromlu bireyler, farklı derecelerde öğrenme güçlüğüne sahiptir. Ama yukarıda bahsettiğim tüm bu kromozoma bağlı farklılıklar Down Sendromlu bireylerin her biri için “bireyseldir.” 

Şimdi bana bu betimlemeyi neden yaptığımı soracak olursanız; çünkü kimimiz için farklılıklar “görmekten korktuğumuz” bir olgu ne yazık ki..İşte bu yüzden, görmek için bakmak gerektiğine inandım hep ve görmekten korktuğumuz şey bu ise; bu yalnızca  küçük bir “fark”.Bunun için mi bakmaktan, görmekten ve “fark etmekten” kaçıyoruz?

İşte tam bu noktada bu “özel bireylerimiz” için “özel eğitimin” ne kadar önemli olduğu devreye giriyor. Özel eğitimin Down Sendromlu bireyler üzerindeki olumlu katkıları artık herkes tarafından kabul edilmektedir. Eğitim, kromozom sayısına bakmadan ailede başlar. Aile Down Sendromlu olsun ya da olmasın bebeğin ilk öğretmenleridir. Bu sebeple özellikle Down Sendromlu bebeğin dünyaya geldiği ilk günlerinden itibaren uzmanlardan oluşan doktor ve eğitimcilerden yardım alması çok önemlidir. 

Bunun için sizlerle öneri olarak paylaşmak istediğim ve benim de içinde bir gönüllü, bir eğitmen olarak yer aldığım bir doğru bir oluşum var; Ulusal Down Sendromu Derneği.. Yolumun kesiştiği günden itibaren çalışmalarını izleme ve dâhil olma fırsatını yakaladığım dernek, çok güzel ve anlamlı projelere imza atıyor. Hatta son olarak  benim de koordinatörlüğünü ve eğitmenliğini sürdürdüğüm, Bayraklı Belediyesi bünyesinde oluşturduğumuz  ve ülkemizde bir ilk olan “+1 Down Sendromu Farkındalık Tiyatro ve Ritim Ekibi” bunlardan sadece biri.. Eğitim tüm çocuklarımızın ve bireylerimizin hakkı; tıpkı Down Sendromlu çocuk ve bireylerimizin hakkı olduğu gibi..Unutmadan, Down Sendromu ile ilgili her türlü bilgi için “Ulusal Down Sendromu Derneğine” ve Bayraklı Belediyesi’ne ulaşabilirsiniz.

Yani, Down Sendromundaki  “…bu farklılık kimsenin suçu değildir.  Bütün ırklarda, sosyal sınıflarda ve ülkelerde meydana gelebilir. Bu herkesin başına gelebilir.” Bizlere düşen, “farkında olmak” için; görmek için bakmak.. Görmekten kaçmayın…

Sevgiyle kalın..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.