Röportajıma ilk olarak son single çalışmanız “Seveni Suçlama” isimli şarkınız ile başlamak istiyorum. Şarkının sözü ve müziği her zamanki gibi size ait. Şarkı neyi anlatıyor? Oluşumunu anlatır mısın?

Rafet El Roman: Seveni suçlama Şarkım alışkanlıklardan dolayı devam eden bir ilişki boyutunu anlatıyor. Aşk bazen çiftlerden biri heyecanını yitirince alışkanlıklarla devam eder ve burdan sonra yalan söylemek bahaneler üretmek kolay gelir insana.  Birisi karşı tarafa olan duygularından yoksunlaştıysa ilişki çoktan bitmiştir fakat uzatmaları oynamak aşkın doğal kurallarından biridir... Böyle bir durumda sevmeyen taraf,  seven tarafı kolayca kırabilir, suçlar ve bir sürü sebep bahane üretir, sonunda sanki bütün suç sevendeymiş dersiniz... Bu yüzden asla kalıp kendini zorlama, gideceksen seveni suçlama diyebilmelisiniz ...

Fikret Şenes gibi usta bir sanatçının proje albümünde yer aldınız. Ayla Dikmen ile klasikleşmiş “Anlamazdın” şarkısını yorumladınız. Bu projede olmak nasıl bir duygu..?

Rafet El Roman: Türk popunun ilk kadın söz yazarı olma ünvanını kendisinde bulunduran büyük usta Fikret Şenes’in projesinde olmaktan çok büyük gurur duyduğumu belirtmem gerekir. Bunun yanısıra, projede birbirinden kıymetli sanatçı dostlarımla olmak da benim için ayrı bir keyifti.

Payıma düşen “Anlamazdın” şarkısına gelirsek de, çok severek seslendirdiğimi söylemeliyim. 

Ayla Dikmen gibi usta bir sanatçı ile özdeşleşmiş iken seslendirilmesi biraz cesaret işiydi tabi.. Ama ben içinde heyecan olan riskli işleri her zaman hep sevmişimdir.

Çok güzel bir proje oldu. Onun için bu güzel projede emeği geçen ve benimde var olmama sebep olan herkese yürekten teşekkürlerimi sunarım..

Rafet El Roman denilince akıllara sadece aşk geliyor. Aşk kokan bir adam mısınız?

Rafet El Roman: Sadece koku ile aşkı anlatmak yarım bir ifade olur.  Bazen keşke ben de neşeli, hareketli şarkılar yapsaydım da, hep böyle aşk soruları ile karşı karşıya kalmasaydım diyorum.. Bence herkesin aşk hikayesi kendine özgüdür.

Bana göre aşk,tek bir gülde kokar, her gülde değil... O gülü içinizde nasıl değerle yaşattığınızdır, bazen O gül deniz olur ve aşk o zaman denizdeki fırtınayla nasıl baş ettiğinizdir.. Ben aşkı içinde kocaman yaşatan bir insanım. 

Çünkü öyle yaşamayı seviyorum. acısıyla, tatlısıyla ve tüm heyecanlı yanlarıyla en doruklarda savaşır yaşarsam onu aşk olarak kabul edebiliyorum. hayatımda 4 kadına Aşık oldum her başlangıçta sonsuzluğu düşünmüştüm fakat hiç biri sonsuza dek sürmedi. sonrasında herşeyi unutmaya çalıştım, geçici hevesler ve heyecanlarla avundum, ama hala aşka olan inancımı umudumu kaybetmedim.

Bu şarkıları yazma sebebinizin büyük aşklar yaşamanız olduğunu biliyoruz. Peki aşk yaşarken mi şarkı yazmak güzel..? Ayrıldıktan sonra acı çekerken mi..?

Rafet El Roman: Her iki duygu da güzel eserler üretmeye vesile olabilir. Bana göre acı her zaman daha tetikleyici bir güçtür. Aşık olmak muazzam güzel bir duygu olduğu kadar, acısını çekmek de aşılması zor bir duygudur. Yokluğun, çaresizliğin ve zorluğun olduğu yerde her zaman daha güzel sanat eserleri çıkar. benim bir sözüm vardır... “İyi sanat eserleri bolluk ve imkanlardan dolayı değil, yokluk ve çaresizlikler içinde yaratılmıştır”

Tekrar evlenmeyi düşünürmüsünüz?

Rafet El Roman: Evet evlenebilirim, evliliğe karşı duyarlı ve saygılı biriyim fakat hiç bir zaman bir evliliğin bir imzanın ya da dünyaya gelen çocukların, yürümeyen bir evliliği ayakta tutabileceğine inanmıyorum. Bunu benim hayatımda da,  başka bir çok hayatlarda da görebilirsiniz. Günümüzde bir çok insan toplum veya aile baskısı yüzünden evleniyor..Benim fikrim, doğru insanı bulmuşsak , iyi günde kötü günde,  an ve an hayatı paylaşıyorsak, evliliğe gerek kalmaksızın da, yol arkadaşı olabiliriz birbirimize..  İşte bizi birbirimize bağlayan en güzel imza, gönül bağıdır. Ben buna inanıyorum...

Rafet El Roman nasıl bir Baba? Kızların  Anneleri Tuğba hanım  ve Oğlunuzun Annesi Yeşim hanımla aranız nasıl? 

Rafet El Roman: Aslında bu sorunun asıl muhatabı çocuklarım ve anneleri , onlara sormak lazım :) Çocuklarımla ve anneleri ile gayet güzel anlaşıyoruz, herkes gibi arada sırada,  bizde de bazı ufak tefek sorunlar yaşansa da, saygı çerçevesinde hepsini hallediyoruz. Çocuklarım bana aşırı düşkündür  ve aramızda büyük bir sevgi bağı var.  Kardeşler arasında da böyle. anneleri bu durumu bazen  kıskanıyorlar :) Şaka bir yana, çocuklarımın  Anneleri ile gerçekten güzel, samimi bir dostluğumuz var. İkisine de minnettarım ve hayat boyu da minnettar kalacağım çünkü bana duyguların en özelini,  baba olma duygusunu yaşattılar. Ayrılırken çok yanlış durumlar da malesef yaşandı ve beni kınayanlar da oldu fakat olaylar hiç bir şekilde medyada yansıtıldığı gibi değildi. Asla kızlarımı annelerinden kaçıran, görmelerine engel olan bir baba olmadım, bunu hiç bir şekilde kabul etmiyorum. Bu konuda haksız yere çok üzerime gelindiği de oldu malesef . Ama benim kimseye kırgınlığım yok. Çocuklarımın anneleriyle her zaman dost olarak kalacağım ve ihtiyaç halinde her daim ikisinin de yanlarında olacağım. Çocuklarınızı mutlu görmek istiyorsanız, onların annelerine, bir baba olarak,  saygılı davranmak zorundasınız.

Seni seviyorum isimli şarkınız milyonlara ulaştı hatta sizinle özleşti. Bu şarkının hikayesini duymak isterim.

Rafet El Roman: Hani bir kaç soru önce aşk yaşarken mi yoksa  aşk acısı çekerken mi şarkı yazmak daha kolay demiştiniz ya, ben Seni seviyorum şarkısını yıllar önce Almanya’ da mutlu olduğum bir zamanda yazdım. yıl 1991 , o yıllarda sıradan bir hayatım, umudum ve sevdiğim Susanne isminde bir Alman kız arkadaşım vardı... Bazen sahne aldığım yerlerde elde ettiğim gelirle geçiniyorduk çok şeyimiz yoktu ama şimd ki gibi mutluydum . Bohem bir hayat yaşıyorduk özgürdük , gençtik ,deliydik...

Yaşanmışlıklarla yazılan her eser her zaman yüreklere daha fazla dokunur. “Seni Seviyorum” şarkımda da öyle oldu...  Her zaman söylerim güzel bir sese, güzel bir şarkıya  kimse kayıtsız kalamaz, duymazdan gelemez...