İnciraltı'nın yarım asırlık sorununa çözüm getireceklerini belirten Atilla Kaya resmi sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Atilla Kaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"İnciraltı imar sorununun çözümüne yönelik çalışmalarımız sürerken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer, 4 Eylül 2020 tarihinde "Uyumlu bir yol izliyoruz. Top bakanlıkta. Planlamanın yapılmasını bekliyoruz" dedi.

Aynı Soyer, 21 Eylül 2020'de ise "İnciraltı meselesi konuşuluyor İzmir'de. Herkes var. Ancak biz yokuz. Burada İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de olması lazım" dedi.

Sayın Soyer, bugün yaptığı açıklamada ise haktan ve hukuktan bahsederek, İnciraltı Planları ile ilgili İl Toprak Koruma Kurulu'nun almış olduğu karara tepki gösteriyor.

20 günde, aynı konuda üç farklı açıklama. 20 günde, üç farklı Soyer. Allah İzmirlilere sabır versin. Hemşehrilerimiz, İzmir'de taş üstüne taş koyarken ne zorluklar çektiğimizi sanırım görüyorlardır. 

İnciraltı planlama safhasının içerisinde, CHP'li Büyükşehir ve Balçova belediyelerinin de olacağını altını çize çize belirtmiştik. Yine bu konuda görüş ve önerisi olan, oda-borsa-meslek kuruluşları, STK'lar ve bölgedeki toprak sahipleri de sürecin içerisinde yer alacak. 

Sayın Soyer, yerel seçimler öncesinde İnciraltı'nda yaptığı toplantıda, "İnciraltı imar problemini çözmek vicdan meselesidir, bende de o vicdan var" demişti. Sayın Soyer'in üç farklı yüzünü ve tamamen art niyetli, hukuk dışı beyanlarını İzmirli hemşehrilerimizin vicdanına havale ediyoruz. 

Sayın Soyer ve istemezükçü arkadaşları oyunbozanlık yapmazsa, İnciraltı planlanacak ve kentin yarım asırı aşkın süredir süregelen kronik sorunu çözüm bulacaktır. 

Daha önce de söyledik. Biz tüm bu açıklamaları, siyaset üstü tuttuğumuz bu meseleyi siyasi zemine çekme çabalarını dikkate almadan yolumuza devam edeceğiz. Mesele İzmir olunca, mesele İzmirli hemşehrilerimizin menfaati söz konusu olunca, geri kalan her şey teferruattır. Bizim anlayışımız budur.

İzmirliler müsterih olsun. İnciraltı, sağlık ve termal turizm temalı, yüksek kat olmaksızın, kente devasa bir yeşil alan kazandırılarak, İzmir'e değer katacak biçimde planlanacaktır. Sürecin sonucunda İzmir kazanacak, kaybedenler ise bu süreci baltalamaya çalışanlar olacaktır.