İş Hukuku’nun Türkiye’de yazılı hukuk kurallarından daha çok Yargıtay’ın içtihatlarıyla yürüdüğünü, hâkimlerin, avukatların bu konuda çok çeşitli hukukun içinde doktrin olmuş kararlara imza attığını belirten Avukat Demirtaş, “İş hukuku, sadece işçinin değil aynı zamanda işverenin de, gerçek veya tüzel kişi olsun, haklarını savunan, iş hayatında adaletin oluşmasını sağlamak için vardır. İş hayatında adaleti, barışı sağladığınız sürece iş hayatının daha uzun süre yaşamasına, işçinin daha uzun süreler içinde o işyerinde çalışmasına imkan sağlamış olursunuz” dedi.

Türkiye’nin Birleşmiş Milletler de, kabul edilen iş hukuku sistemine dahi olduğunu ve bir çok kanun maddesinin evrensel özelliği taşıdığına dikkat çeken Avukat Cem Demirtaş, Türkiye’de son günlerde adı sıkça kullanılan ‘Mobbing’ konusunda hızlı bir gelişme gösterdiğini belirterek, “İşçiler artık işyerlerinde uğradıkları, vatandaşın aklına yerleşen mobbing kelimesi, Türkçe karşılığı bezdirme, yıldırmadır, bilinçlenmeye başladı. Aynı bilinç işveren içinde oluştu diyebiliriz. İşçiler de, işverenler de aralarında böyle bir problem olmaması için azami gayreti göstermeye çalışıyorlar. Çünkü sonuçlarında hukukun onlar için daha büyük sorunlar getirebileceğini görüyorlar” dedi.

Her mobbing, dava konusu olamayacağını belirten Avukat Cem Demirtaş, “Mobbing yani bezdirmenin, yıldırmanın düzenli ve sistematik şekilde olması gerekiyor. Bir defaya mahsus yaşanan olay, bir kereliğine yaşanan olumsuz durum mobbing olarak tanımlanamaz. Ama bu mobbing sınırlarından dışarı çıkıp, hakaret vs olursa o ayrı bir dava konusu. Orada bir kere diye bir şey olmaz. Mobbing gördüğünü iddia eden kişi, öncelikle mobbing gördüğünde konuyla uzman kişiden mutlaka destek almalı. Dava sürecinde mobbin gördüğünü destekleyen delilleri toplaması için bu gereklidir. Sadece mobbing görüyorum demek tek başına yeterli değildir. Yazılı, tanıklı vs. delilerin toplanması, mobbingin düzenli ve sistematik şekilde yapıldığını da ispatlamak gerekir. Günümüzde maalesef, bu tür davalarda olumlu sonuç alsak da, tazminat konusunda henüz istenilen seviyede değiliz. Yargıtay, yüksek tazminatları sebepsiz zenginleşme olarak görerek kabul etmemektedir. Bu da mobbingle mücadeleyi, işyerlerinde iş huzurun bozan nedenlere sebep oluyor. Mobbing yapan kişi, ödeyeceğini düşünerek mobbinge devam etmeyi dahi göze alabiliyor. Oysa hukukun birinci görevi, iş hukukunu kullanarak, iş de adaleti, huzuru ve devamlılığı sağlayabilmektir” dedi.

İş hukukuyla ilgili en küçük soru ve sorunda mutlaka iş hukukundan anlayan uzman kişiden yardım alınması gerekliliğinin altını çizen Avukat Cem Demirtaş, “Hukuku süreç başlatmaya karar verdiğinizde, bunun yasal unsurlarını, yasal delilerini ve zaman aşımı süreçlerinin mutlaka bilinmesi gerekiyor. Aksi durumda, haklı olsanız dahi bu unsurlara dikkat etmedikleri için haklılığının karşılığını alamayanlar olabiliyor” dedi.