Terzi, “Hastadan alınan kanın içine, tıbbi ozon jeneratöründe, önceden belirlenmiş dozda üretilen ozon karıştırılır. Ozon gazı kan hücreleri ile reaksiyona girdikten sonra bu kan hastaya geri verilir. Böylece kan hücreleri vücutta tekrar dolaşıma katıldığında, bağışıklık ve antioksidan sistemi harekete geçer” dedi.  

“Kişinin kendi kanından şifa”

Ozon tedavisinin aslında biyolojik bir tedavi yöntemi olduğunu, bu uygulamada asıl görevi kişinin kendi kanının yaptığına dikkat çeken Dr. Güneş Terzi, uygulamanın hücreleri koruyarak, dokulardaki oksijeni artırdığını, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, zararlı mikroorganizmaları öldürerek, ağrı kesici etki sağladığını söyledi. 
 
Hangi hastalıklarda kullanılıyor?

Ozon tedavisinin, başta kronik romatizma, kronik akciğer hastalığı, kolit gibi bağırsak iltihaplı hastalığında, multipleskleraz (MS) gibi bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklarda, dolaşım bozukluklarında veviral enfeksiyonlarda kullanımının mümkün olduğunu söyleyen Terzi, “Dirençli mantar enfeksiyonların, fistül, apse, mikrop kapmış yaralar ve kronik ülser, yanık, gözde yaşa bağlı hastalıklar, fibromiyalji, alerji tedavisi,kanser tedavisine destek ve ayrıca enerji artışı ve  yaşlanmayı yavaşlatmak amacıyla da kullanılır” diye konuştu. 

Uzman Ellerde Yapılması Şart

Ozon tedavisinin uzman ellerde yapılmasının önemine de vurgu yapan Dr. Güneş Terzi, şu uyarılarda bulundu: “Mutlaka steril ortamda, silikon, cam, teflon gibi ozona dayanıklı malzemelerin kullanılması, uygulamanın hızlı ve basınçlı yapılmaması gerekiyor. Ayrıca direkt olarak solunmaması için ortamın iyi havalandırılarak uygun jeneratör ve sensör kullanılması şart. Ozon gazı direkt olarak damar içine zerk edilemez ve direk olarak solunamaz. Profesyonel ellerde ve uygun şartlarda yapıldığında bu uygulamanın birçok faydası var.”