Bakan Soylu şunları belirtti;

"Bu kampanyanın ne anlama geldiğini, niçin yapıldığını, uzun uzun anlatmamız gerekebilirdi. Eğer cumartesi günü, 8 çocuğun cansız bedenini Ege'nin soğuk sularından çıkarmak zorunda kalmış olmasaydık ve bunun gibi onlarca hadiseyi, ne yazık ki yaşamamış olsaydık. 2011'den beri bu acıyla temas eden biziz. Vicdanları örselenen de biziz. Çocuk cesetlerini denizden toplayan bizim evlatlarımız. Sınır duvarlarının dibinde karlar eriyince ortaya çıkan donmuş cesetleri toplayan yine bizim evlatlarımız. O insanlarla komşu olan, akrabalığı olan, ortak tarihi ve inançları olan biziz. Sığındıkları kapı da haliyle elbetteki bizim kapımız."

Bu çatışmaların idlib'de, Halep'te, yani Çanakkale Şehitliği'ndeki mezar taşlarında ismi yazan yerlerde olduğuna belirten Soylu, hayatını kaybedenlerin, o şehitlerin torunları olduğunu, Suriyeli meselesine bundan sonra da sahip çıkacaklarını söyledi.

Süleyman Soylu, 2017'de 175 bin, 2018'de 268, 2019'da 454 kaçak göçmenin yakalandığını ancak Batı'daki ülkelerin bu durumu umursamadığını vurgulayarak, "Tepkileri, sadece bize dönüp, 'aman bunları bırakmayın, bunların bize gelmesini engelleyin' çerçevesinde oldu. Kusura bakmasınlar, bunu o bölgede savaşa sessiz kaldıklarında düşünselerdi. Yine kusura bakmasınlar, acımasızca terör örgütlerine silah gönderdiklerinde bunu düşünselerdi." diye konuştu.

"Göç edenlerin yüzde 76'sı kadın ve çocuk"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın girişimleriyle Libya ve İdlib'de ateşkesin sağlandığını hatırlatan Soylu, bu sayede oradaki insanların rahat bir nefes aldığını vurguladı.

Libya ve İdlib'deki insanların, acımasız bombardımanlardan, insanlığı düşünmeyen anlayışlardan şimdilik kurtulduğuna dikkati çeken Soylu, buralara ellerini uzatmanın, yerinde yardım etmenin, onlarla birlikte olmanın tam zamanı olduğunu dile getirdi.

Bakan Soylu, İdlib'de, iç savaş öncesinde 1,5 milyon insanın yaşadığını, savaş süresince de yoğun bir göç aldığını ve bugünkü nüfusunun 3,7 milyon olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son dönemde yaşanan gelişmeler ve çatışmalar neticesinde 1 Aralık 2019'dan itibaren bugüne kadar 312 bin kişi, sınırımıza yakın yerlere doğru göç etmiştir. Göç edenlerin yüzde 76'sı kadın ve çocuktur. Takdir ederseniz ki bu bu bir taşınma değildir. Yanlarına alabildikleri birkaç parça eşyayla kaçıştır. Sınırımızın dışında, 20 kilometre kadar yakınında oluşturduğumuz 9 kamp alanına geliyorlar."