Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank," Tüm dünyanın ekonomik olarak sarsıntı geçirdiği bir yılı inşallah pozitif büyümeyle kapatacağız. 2020 yılında teşvik belgesi düzenlediğimiz sabit yatırım tutarı 2019 yılının yüzde 25 üzerinde. İnşallah, ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizin hayata geçmesi ile çok daha iyi bir ivme yakalayacağız" dedi.

Savunma sanayinin tüm dünya ülkeleri için büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Bakan Varank, Bu alanda kıyasıya bir rekabetin söz konusu olduğuna dikkat çekti. Varank, “Küresel askeri harcamalar 2 trilyon dolarlık değeriyle tarihin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Dünyanın askeri anlamdaki en güçlü ülkesi kabul edilen ABD, savunma harcamalarına 732 milyar dolar bütçe ayırıyor. Bu rakam birçok ülkenin milli hasılasından daha fazla. Benzer şekilde Çin’in savunma sanayine ayırdığı kaynak 260 milyar doları aştı. Bu iki ülke aynı zamanda dünyanın en büyük iki ekonomik gücü. Bunun anlamı şu, dünyada ekonomik güç olmak, uluslararası arenada söz sahibi olmak istiyorsanız mutlaka savunma sanayine de yatırım yapmak zorundasınız” dedi.

Savunma sanayinin hem milli güvenlik açısından hem de sektörde geliştirilen teknoloji ve tedarik ağı yoluyla ülke ekonomisi açısından bir lokomotif işlevi gördüğünü kaydeden Varank, Savunma sanayinin kendine has dinamikleri olduğunu söyledi.

Varank, “Başka sektörlerde belki paranızla her şeyi satın alabilirsiniz ama savunma sanayinde paranın geçerli olmadığı zamanlar oluyor. Bunu daha önce Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında yaşadık. Aslında o kadar geçmişe gitmeye gerek de yok. Biliyorsunuz, yakın zamanda NATO üyesi de olan Kanada, Türk SİHA’larında kullanılan bazı ürünler için ihracat yasağı getirdi. Bunun gibi yaşadığımız onlarca örnek sayabilirim. Tabi tüm bu örnekler kısa vadede dezavantaj gibi gözükse de, uzun vadede savunma sanayinde yerlileşmenin önünü açan adımlar oluyor. Yani kötü komşu, ev sahibi yapıyor" ifadelerini kullandı.

2002 yılında yüzde 20’lerde olan yerlilik oranının yüzde 70’in üzerine çıkarıldığını ifade eden Bakan Varank, “Bugün sektörün yıllık cirosu 11 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu cironun yaklaşık yüzde otuzu da ihracattan geliyor. Yani Türkiye artık sadece kendi savunma sanayisini inşa edebilen değil, yurt dışı pazarlara da ihraç edebilen bir ülke konumunda. Sektörün büyümede de çok iyi bir ivme yakaladığını ve çok yakın bir gelecekte Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri olmaya aday olduğunu da görüyoruz. 2015 sonrası dönemde ciro büyüklüğü dolar bazında yıllık ortalama yüzde 22, ihracatı ise ortalama yıllık yüzde 12 büyüyen bir sektör var karşımızda” diye konuştu.

Özel sektör firmaları için savunma sanayi alanında keşfedilmemiş daha çok büyük fırsatların olduğunu söyleyen Varank, “Biz hükümet olarak girişimcilerimizin savunma sanayi alanındaki fırsatlardan istifade etmeleri için her türlü desteği veriyoruz, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Bugüne kadar TÜBİTAK aracılığıyla 813 savunma sanayi projesine 5 milyar liraya yakın kaynak aktardık. KOSGEB aracılığıyla 2018-2020 yılları arasında savunma sanayindeki 277 KOBİ’ye 30 milyon liraya yakın destek sağladık. Kalkınma Ajanslarımız da 53 projeye eş finansman desteği verdi. Bunun yanında savunma sanayi ekosistemini güçlendirmek, firmalarımız arasında ortak kaynak kullanımını teşvik etmek amacıyla iş birliklerini özendirici politikalar da uyguluyoruz. 30 milyon lira kredi desteği sağladığımız Kırıkkale Silah Sanayi İhtisas OSB’yi 2017 yılında bu amaçla kurduk. Yine savunma, havacılık ve uzay sektörlerine hizmet edecek ve faaliyete geçtiğinde 700 milyon dolarlık yatırım ve 4 bin kişilik istihdam sağlayacak Konya Teknoloji Endüstri Bölgesi’ni bu hedefle kurduk. Savunma ve havacılık sektöründe ülkemize büyük katkı sağlayacak diğer bir OSB’miz ise, işte bugün TEKNOKAR’ın da dahil olduğu Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB’miz” dedi.

Bölgedeki 155 sanayi parselinin 149’unun yatırımcılara tahsis edilmiş durumda olduğunu söyleyen Varank," İnşallah, hedefimiz tüm tesisler tamamlandığında 15 bin kişilik ilave istihdam sağlamak" dedi.

Yakın zamanda devreye alınan TÜBİTAK Siparişe Dayalı Ar-Ge Destek Programı kapsamında KOBİ’lerle büyük ölçekli işletmelerin bir araya getirildiğini belirten Varank, ilk çağrıya savunma sanayinden de 14 firmanın katılım sağladığını söyledi.

Diğer taraftan savunma sanayi alanındaki iş birliklerinin TÜBİTAK SAGE, BİLGEM, UZAY, MAM gibi TÜBİTAK merkez ve enstitülerinde tüm hızıyla devam ettiğini bildiren Varank, "Bu merkez ve enstitülerimiz bir taraftan özel sektör firmalarına Ar-Ge ve test altyapısı sağlarken diğer taraftan stratejik Ar-Ge çalışmalarını doğrudan gerçekleştiriyor. Ülkemizdeki en önemli Savunma Sanayi Araştırma ve Geliştirme altyapılarından birine sahip olan TÜBİTAK SAGE birçok önemli savunma sanayi projesini doğrudan yürütüyor.

Envanterdeki ilk ve tek milli seyir füzesi olan SOM ve uçaklardan atılan ilk milli akıllı mühimmat olan Hassas Güdüm Kitlerinin TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirildiğini söyleyen Varank, "Havadan havaya füzelerimiz olan Gökdoğan ve Bozdoğan’ın testlerinde yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz. Yine TÜBİTAK BİLGEM birçok kritik alt sistem bileşeninde savunma sanayimiz için çözümler üretiyor. Tüm dünyanın ekonomik olarak sarsıntı geçirdiği bir yılı inşallah pozitif büyümeyle kapatacağız. Bugün bir örneğine burada şahitlik ettiğimiz yeni yatırımlar pandemiye rağmen hamdolsun hız kesmiyor. 2020 yılında teşvik belgesi düzenlediğimiz sabit yatırım tutarı 2019 yılının yüzde 25 üzerinde. Tüm öncü göstergeler 2021 yılına da güçlü bir başlangıç yaptığımızı işaret ediyor. İSO İmalat sanayi PMI endeksi Ocak’ta bir önceki aya göre 3,6 puan artış gösterdi. Yine ihracatımız tüm zamanların Ocak ayı rekorunu kırarak yıllık bazda yüzde 2,5 artış kaydetti. İmalat sanayindeki üretimin öncü göstergelerinden OSB’lerdeki elektrik tüketimi de bir önceki yılın Ocak ayına göre yüzde 6 daha fazla. İnşallah, ekonomi ve hukuk alanındaki reform gündemimizin hayata geçmesi ile çok daha iyi bir ivme yakalayacağız" dedi.