İzmir’in yollarıyla ilgili olarak geçtiğimiz günlerde biz yazı kaleme aldım.

Vatandaşlardan gelen isyanı ve özellikle de araç sahiplerinden gelen tepkileri dile getirmek adına.

İzmir’in ana caddeleri, ara sokakları patates tarlası gibi olduğunu yerinde tespit ederek.

Bu arada bu tespiti yaparken hem İzmir’de yerel iktidarda olanlara, hem de İzmir’de muhalefet durumunda olan siyasetçilerden de sözlerimi esirgememiştim.

Sonunda bir baba yiğit çıktı, kral çıplak der gibi, ‘Patates Tarlası’ dedi.

AK Parti Güzelbahçe İlçe Başkanı Ali Eşref Demir, "10 artı 3 yıldır belediyenin başında Sayın Mustafa İnce var. Kendinden öncekilere de suç atamaz. İzmir’in incisi Güzelbahçe’yi yaşanmaz hale getirdiler." dedi.

Güzelbahçe’nin sokaklarını ekip arkadaşlarıyla birlikte hem yayan, hem da arabasıyla gezdi.

Fotoğrafları çekip, muhalefet olarak, iktidara alternatif olarak vatandaşların sesi olarak ‘Patates Tarlaları’nın nedenlerini, sonuçlarını sordu.

İzmir’in gelişmesi için, adam akıllı gelişmesi için de İzmirliler olarak hepimizin yapması gereken de aslında bu.

Hangi partiyi tutarsak tutalım, hangi belediye başkanına oyumuzu vermiş olursak olalım, bir zaman geçtiğinde yapılanların veya yapılmayanların da hesabını soralım.

Soramadığımız için, konuşamadığımız için bugün İzmir’in hali bu kadar kötü.

İzmir’e bir dönem ‘Köy’ deniliyordu ama artık bu kelimeyi sıfat olarak kullanmakta köylülerimize, köylülerimize haksızlık etmek gibi olacak.

Bir dostum anlatıyor, oturduğu yazlık Çeşme’nin sınırları içinde. Yazlığı satmaya kalksanız 10 Milyon TL, almaya kalksanız 20 Milyon TL.

Deniz kokusunun bahçesinde gezdiği her haliyle güzel yazlık ama bir kusura var, alt yapısı olmadığı için atık su kanalı yok.

Fosseptik çukurlarına mahkûm olmuş milyonluk evler.

Sıcakların biraz artmasıyla sivrisineklerin ve pis kokulara mahkûm olmuş milyonluk evler.

AK Parti Güzelbahçe İlçe Başkanı Ali Eşref Demir ve ekibini, bu tespitlerinden ve Güzelbahçelilerin sesi oldukları için kutluyorum.

Darısı, diğer ilçeler de, kuzu kuzu yatan, makam odalarındaki koltuklarda serin serin oturan, ünlülerle fotoğraf çektirir gibi vatandaşlarla fotoğraf çektirip, üzerine düşen görevi yaptığı izlenimi vermeye çalışanların başına.

Birlik olmasa da dirlik olur!