Başkan Durmaz: "Suçluyuz; Aliağalılar'dan af diliyoruz"

Başkan Durmaz: "Suçluyuz; Aliağalılar'dan af diliyoruz"

Gerçek Haberci İmtiyaz Sahibi Adem Nakçı ve Radyo Egepostası Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları’nın konuğu olan CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, İzmir ve Aliağa siyaset gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gerçek Haberci İmtiyaz Sahibi Adem Nakçı ve Radyo Egepostası Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları’nın konuğu olan CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, İzmir ve Aliağa siyaset gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.

CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, CHP’nin Aliağa’yı 2014’te kaybetmesinden dolayı ilçeye borcu olduğunu belirterek, partisinde tamamlanan delege seçimlerinin ardından başlayacak ilçe kongresi öncesinde, altı yıldır yürüttüğü ilçe başkanlığına bir kez daha aday olmayı düşündüğünü söyledi.

Başkan Durmaz, “CHP’nin Aliağa’ya borcu var. Onu ödeyecek. Yeniden kazanmaya gücü olan bir ortamda, ilçeyi hak etmediği şekilde yöneten bir partiye verdik. Suçluyuz. Af diliyoruz. Affa ihtiyacımız var. Ve biz Aliağa’ya olan  borcumuzu ödemek istiyoruz. Hayır çıkararak kısmen ödedik. Gündemimiz ilçede güçlü bir yönetim oluşturmaktı. Ama arkasından gelinen yerel seçim sürecinde partimizin belediye başkan adaylığını temsil etme noktasında tabanın bu yönde iradesi olursa, bu görevi severek ve isteyerek kabul ederim. Yerel yönetimde arzum ve iddiam da var” dedi.

2014 seçim sürecinde aday belirlemedeki hataları nedeniyle eski Aliağa Belediye eski Başkanı ve eski Milletvekili Hakkı Ülkü’nün yeniden aday gösterilmemesi üzerine DSP’ye geçmesinin kendilerine belediye başkanlığını kaybettirdiğini söyleyen CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, göreve geldiğinden bugüne o dönemde ortaya çıkan ayrışmayı birleşmeye dönüştürmek için yoğun bir mesai harcadığını ve  bunu başardıklarını da kaydetti. 

Durmaz, "Partiye oy verenler, DSP’de bu süreçte çalışanlar ve MHP’ye oy verenler şeklinde CHP Aliağa’da üç parçaydı. Biz böylesine zor bir tabloyu taşımak durumunda kaldık. Seçim sonuçlarından kaynaklanan büyük sancıyı 104 belediye çalışanının siyasi nedenlerle işten çıkarılmasının ve sosyal sıkıntıların yanı sıra siyaseten toparlanmak gibi bir görevle de karşı karşıyaydık. O dönemde çok tartışmalar oldu. O arkadaşları disipline verelim, partiden atalım gibi görüşler oldu. Hiç katılmadım. Şiddetle karşı durdum. Çünkü partiyi büyütmenin yolu insanları kazanmaktan geçiyor. İnsanları oyunun dışına atarak, partiden dışlayarak bir yere varamazsınız. Yenildik ama düştüğümüz yerden kalkacağız, derlenip toparlanacağız ve yürüyeceğiz dedik. Hemen arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı. Parti dışına çıkan, tercihini partisinden yana yapmayan partililerimizi katarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden daha 2014’te, seçimlerden üç ay sonra partiyi ayağa kaldırmaya başladık” şeklinde açıklamalarda bulundu.

İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Özcan Durmaz: Aliağa siyasi tarihinin en zor zamanlarını yaşadık 2014’ten bu yana. Ve bu zor zamanlarda fırtınalı denizde geminin kaptanlığını yapmak işi bize düştü. 2014 yılında aday belirleme sürecindeki sıkıntılar nedeniyle Aliağa CHP’de ciddi ayrışma yaşandı. Aday adaylarımızdan biri aday gösterilince eski belediye başkanımız gidip DSP’den aday oldu. Aliağa’da partinin oyları ikiye bölündü. İkiye bölünmesinin yarattığı kaygı sebebiyle AK Parti korkusuyla CHP’ye oy verdi ve hiç olmadık şekilde Aliağa’da yüzde 16’larda dolaşan MHP yüzde 32 oranında oy alarak belediye başkanlığını aldı. Ve tabi tarihte görülmemiş oy kaybıyla CHP yüzde 20 oy aldı. Bu büyük ayrışmanın sonucuydu. Bu ayrışma bize siyasi olarak çok pahalıya mal oldu. Sadece belediye başkanlığını kaybetmedik. Sonrasında parti içinde üçe ayrılmış ve birbiriyle karşı karşıya olan bir yapı oluştu. Bir partiye oy verenler, bir DSP’de bu süreçte çalışanlar ve MHP’ye oy verenler şeklinde CHP Aliağa’da üç parçaydı. Biz böylesine zor bir tabloyu taşımak durumunda kaldık. Seçim sonuçlarından kaynaklanan büyük sancıyı 104 belediye çalışanının siyasi nedenlerle işten çıkarılmasının ve sosyal sıkıntıların yanı sıra siyaseten toparlanmak gibi bir görevle de karşı karşıyaydık. O dönemde çok tartışmalar oldu. O arkadaşları disipline verelim, partiden atalım gibi görüşler oldu. Hiç katılmadım. Şiddetle karşı durdum. Çünkü partiyi büyütmenin yolu insanları kazanmaktan geçiyor. İnsanları oyunun dışına atarak, partiden dışlayarak bir yere varamazsınız. Yenildik ama düştüğümüz yerden kalkacağız, derlenip toparlanacağız ve yürüyeceğiz dedik. Hemen arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı. Parti dışına çıkan, tercihini partisinden yana yapmayan partililerimizi katarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeniden daha 2014’te, seçimlerden üç ay sonra partiyi ayağa kaldırmaya başladık.

Mithat Umutoğulları: Onları disipline verseydiniz tablo şimdi başka olurdu. Bir AK Partili MHP’liyi kazanmak için müthiş bir özveride bulunuluyor. Kendi partinizde müthiş bir acımasızlık var. Parti içi rekabete mi bağlıyorsunuz?

Özcan Durmaz: Evet. Ne yazık ki bizim partimizde rekabet biraz sert geçiyor. Herkes kendi görüşünü daha değerli buluyor ve yüksek sesle dile getiriyor. Biat kültürümüz olmadığı için herkes ne yazık ki zaman zaman tartışmaların içinde olabiliyor. Yanlışları parti dışına taşımamak ve bunlar üzerinden tartışmalara girmemek gerekir. Tartışırsak bize dönük sonuçları kötü oluyor.

Adem Nakçı: 2014’teki bir korku filmiydi. Aliağa’da bu ilk değil. 2004’te aynı şey yaşandı. Aliağa’nın CHP örgütlenmesinde sorun mu var? Beni aday göstermezsen ben de giderim, sen de gidersin şeklinde hareket ediliyor.

Mithat Umutoğulları: Son seçimde giden iki dönem belediye başkanlığı, milletvekilliği yapmış, partisinin kendisine sunduğu birçok olanaktan yararlanmış. Biraz ahde vefa da olması lazım bence. Sizi aday göstermedi diye Hakkı Ülkü gibi tecrübeli bir siyasetçinin böyle bir şeyi yapması…

Özcan Durmaz: Ben 2012’de kongrede aday olmuştum. O süreçte delege seçimleri yapılırken çok sert geçti parti içi yarış. Parti içi yarışların bu kadar sert geçtiği, demokratik bir yarış olması gerektiği, vuruşma alanı gibi görmenin yanlış olduğunu söyledim. Birlikte iş yapma anlayışını kaybederiz, birbirimizi kucaklayan yeni bir siyasi kültüre ihtiyacımız var diye söylemiştim. Ne yazık ki geçmişteki o anlayış  bize iki dönem kaybettirdi. Ama bugün birbirini kucaklayan, yeni bir siyasi kültürü hayata geçiren bir CHP var. Bunların bir daha yaşanmayacağını belirtebilirim. 2012’de altı oyla kaybetmiştim. O gün söylediğim yeni bir yoldaşlık kültürüne ihtiyacı var anlayışını harekete geçirmek için ilçe başkanlığım boyunca çalıştım. 2014’e giderken aday belirleme sürecinin doğru yönetilememesi nedeniyle patladı. CHP Aliağa’da dersini çıkarmıştır. Yeni bir siyaset kültürü hayata geçmiştir. CHP bundan böyle hiçbir şekilde kendi içinde tartışmayacaktır. Örneği son yapılan delege seçimleridir. Delege seçimleri çok büyük demokratik olgunluk içinde geçmiştir. En küçük tartışma olmadı. En küçük bir gerginlik olmadı. Hatta o gün Zeynep Altıok ilçemize geldi. Salona geldi. Oturduk biraz sohbet ettik. Yarım saat süreci izledi ve çok memnun olduğunu söyledi. Böyle bir kütüphane sessizliğinde, insanların oyunu kullandıktan sonra dışarı çıkıp çay içebildiği bir seçim oldu. Sonuçları da gayet güzeldi. Demokratik olgunluk sokağa da yansıdı. Biz Aliağa’da tartışmayı sonlandırdık.

Dört yıl, bu süreci oluşturmak için adım adım çalışma arkadaşlarımla hayata geçirmek için çok uğraştık. 2014’teki dağılmadan sonra arkadan gelen seçimlerde aynı anlayışla parti dışında kalan herkesi partiye katma gayreti içerisinde olduk. Önümüzdeki 9 Aralık kongresinde ben aday olacağım. 2014 seçimlerinde yüzde 20’ye düşen oyları, 1 Kasım’da yüzde 40’a taşıdık. Referandumda yüzde 66 hayır çıktı. AKP ve MHP oylarının toplamı yüzde 53.

Mithat Umutoğulları: CHP’li üyelerin müthiş bir vicdanı var. Geçen kongrede karşınıza aday çıkmadı. Belki yine aynı tablo olacak.

Özcan Durmaz: Bu partinin hafızasına ve vicdanına güveniyorum. Karar günü vicdanına danışacaktır. Öncesinde de ilçe sekreterliği yaptım. İyi niyetle yaptığımız gayretlerin takdir edildiğini görüyoruz. Biz dava adamıyız. Siz iyi niyetle, içten ve kafanızın arkasında bir niyet olmadığını gösterirseniz oluyor. Yaptığınız bir şeyin hissedilmesi onur verici bir şey.

Önce kendi evimizdeki kavgayı durdurduk. Üçe bölünmüş bir parti, sosyal medyada birbirine giriyor, sokakta birbirine selam vermiyor. Bir kere orada barışı sağladık. İkincisi dışa dönük çalışmalarımızı hızlandırdık. Aliağa’da tek bir düğünü, cenazeyi atlamadan gittik. Parti her yerde temsil edildi. Köylerimize de daha sık gittik. Partinin yapacağı şeyler konusunda inandırıcılığımızı arttırdık. Çok uzun çalıştık. Üç ay referandum için sahada çalıştık. Tek tek gittik. Her ziyaret noktasını üç kez dolaştık. Sandık çevresi çalışması yaptık. Her hanede kimin ne düşündüğünü tespit edip kapı kapı ikna yöntemini kullandık. Sonuç aldığımızı gösteriyor sonuçlar.

Mithat Umutoğulları: Belediyelerin olduğu yerde aday olacaklar aday olmasın. Belediyenin olmadığı yerlerde ilçe başkanları tekrar aday olsunlar şeklinde bir MYK düşüncesi, kararı var. Aday olmayın deseler size örgüt sekteye uğrayacak. Örgüt bir ahenk yakalamış. Onu bozmamak lazım.

Özcan Durmaz: Karşı karşıya olduğumuz, Aliağa’daki sosyal ilişkilerde ayrışmaya neden olduğu için, kamu malına zarar verme eğilimi olduğu için Aliağa Belediyesi ile ilgili yapılacak muhalefetin önemli olduğunu düşünüyoruz. Onlara biz muhalefet ediyoruz. Dolayısıyla bugünkü belediye yönetimini tanıyan, reflekslerini bilen ve buna karşı bir duruş sergileyen yöneticilik anlayışımızı sürdürmek istiyoruz. Bize faydası oldu bu kararın. İlçe başkanlığında oturur ve başka konuda aday olma hakkını kaybedecek olsaydık belki düşünürdük. Elimiz daha rahat şimdi.

Mithat Umutoğulları: Aziz Bey'in size büyük desteği oldu. Arsanın satılmamasında da gel bu arsayı bana sat dedi.

Özcan Durmaz: Aziz Bey'e minnet borçluyuz bu konuda. Arsa satılamadı onun duruşuyla.

Adem Nakçı: HES yapma projesine de karşısınız. Ciddi muhalefet yapıyorsunuz. Çaltıdere var.

Özcan Durmaz: Çaltıdere’den uzak durulmalı. Aliağa’nın kuzeyinde bulunan,  rüzgar kuzeyden estiği için orada yapacağınız her şey ilçeyi doğrudan kirletir. Orada termik santral yapma projesi vardı. Koruma altındaki bölgelerin hiçbir koruma güvencesi kalmadı. Kültürel sit alanları bir kararla ortadan kaldırılıyor. İstenen yatırım yapılıyor. Ama Aliağa zaten sanayi yükü sebebiyle su toprak kirliliği yaşıyor. Kuzeyinde de kirletici yatırım olursa çıkamazsınız işin içinden. Çaltıdere’ye dokunmayın. Güneyindeki her yatırımın da filtrelenmesi, kritize edilmesi lazım. Aliağa bacalı sanayi konusunda yükünü fazlasıyla aldı. Bundan sonra yapılacak yatırımların bacasız olmasını tercih ediyoruz. Mevcut olanların da arıtma sistemlerini revize edilmesi gerekiyor. 

Adem Nakçı: Foça, Dikili gibi son dönemde çok popüler olan bir yere hakimsiniz. Bu yatırımlar sadece Aliağa’yı bağlamıyor. 

Özcan Durmaz: Ne zaman bir ses versem partililerimiz ve vekillerimiz hep destek verdi. Aliağa’daki arazi satışını duyurduktan sonra il başkanı ve vekiller güçlü bir destek verdi. Aziz Başkanımızın meseleye sahip çıkması nedeniyle de müteşekkiriz. Belediye arazinin satışı konusunda ısrarlı olunca, arazi çok güzel bir yerde olunca, aynı paraya siz alır mısınız dedim Aziz Başkana, o da açık kamu zararı oluşacağını gördüğü ve alan rekreasyon alanı olarak planlandığı için de bu önerimizi kabul etti. Sağ olsun teşekkür ediyoruz. Sonrasında zaten satış durduruldu. Küçük ölçekli meseleleri çözebiliyoruz. Ama termik santral demir çelik gemi söküm endüstrisinden kaynaklanan, limanların sit alanında yerleşmesinden kaynaklı sorunlarda durum aynı değil. Uluslararası ve ulusal yatırımlar olduğu için yapılan müdahalelerden hızlı sonuç alamıyoruz. Bu konuda merkezi yönetimin güçlü bir iradesinin olması lazım. Çünkü sanayi kuşatmışlığı ve ciddi çevre sorunları var ilçede. Tedbirlere merkezi hükümetin müdahalesine acilen ihtiyacımız var. 

Mithat Umutoğulları: Belediye başkanıyla ciddi sorun yaşıyorsunuz. Belediye başkanı hakkında herkesten inanılmaz şikayet var. İletişim kurmak zor. 

Adem Nakçı: Herşeyde CHP’yi suçlayan bir tavrı var. Sürekli sizi suçluyor. 

Özcan Durmaz: Belki bu yolla oyları konsolide edebileceklerini düşünüyorlar. AKP gelmesin hiç olmazsa MHP gelsin diyen CHP’lilerin oylarının konsolide edilmesini düşünüyor. Belediye başkanının eli açık değil. yakasındaki rozeti çıkardım dememeli,, beyninden de çıkarmalı. Kavgayı değil barışı seçmeli. Tutumu kavga ve saldırı üzerinden, ne yazık ki dövüp hizaya getirmek üzerinden. Elindeki gücü diğer siyasi partilere karşı, ya da kendi söylediğini yapmayanlara karşı acımasızca kullanıyor. 

Köy mülkü satışı itirazına karşı sinirlenip gelip işletmemin yolunu kazdı. Bu onun belediye yöneticiliğinde alışkanlık haline geldi. Başka birçok işletmeye karşı da aynışeyi yapıyor. Ya bir şey yapmadığında belediye gücünü cezalandırmak için kullanıyor ya da yapmaya zorlamak için kullandı. Belediye gücünün çok kötü kullanıldığı, kamunun çıkarlarını koruyucu denetleyici değil başka şeyleri sağlamaya dönük kullanıldığı ortada, görülüyor, biliniyor. Kamu yöneticiliği vasfında, seviyesinde görmüyorum. Son derece keyfi, kişisel egoya dayalı ve yakın grubun beklentilerini karşılamaya dayalı bir yönetim anlayışı var. CHP’liler dün anlattığım sebepler, oy veriş olanlar yuvalarına döndüler. Dün yapılanın yanlış olduğu konusunda özeleştiri yaptı. Düne ilişkin değerlendirmemizi yaptık dünün defterini kapattık. Chp Aliağa’da bir eksiksiz artık.  Hayır diyenler CHP ile çalışacak. Bunu sokakta da görüyoruz. 

Mithat Umutoğulları:  6 yılı tamamlıyorsunuz ilçe başkanlığında. Aday olacak mısınız? Belediye başkanlığı var mı hayalinizde? Size karşı da adaylık sinyali alınırsa size karşı bir tavır oluşabilir. Biri çelme takar mı size? 

Özcan Durmaz: Bugün gündemimiz ilçe kongresi. Önümüzdeki tüm seçimlere Aliağa’yı en güçlü şekilde hazırlamak gibi bir görevimiz var. İlerideki tüm hesapları kitapları bir kenara bırakarak bunu yapmak zorundayız. 4,5 yıldır partiyi bir noktaya getirdik. Şimdi Aliağa’nın düştüğü yerden kalkması, CHP’nin Aliağa’ya borcu var. Onu ödeyecek. Yeniden kazanmaya gücü olan bir ortamda, ilçeyi hak etmediği şekilde yöneten bir partiye verdik. Suçluyuz. Af diliyoruz. Affa ihtiyacımız var. Ve biz Aliağa’ya olan  borcumuzu ödemek istiyoruz. Hayır çıkararak kısmen ödedik. Gündemimiz ilçede güçlü bir yönetim oluşturmaktı. Ama arkasından gelinen yerel seçim sürecinde partimizin belediye başkan adaylığını temsil etme noktasında tabanın bu yönde iradesi olursa, bu görevi severek ve isteyerek kabul ederim. Yerel yönetimde arzum ve iddiam da var. Mezun olduktan sonra istediğim ilk işim yerel yöneticiliktir. Bergama Belediyesi’nde Sefa Taşkın ile yıllarca beraber çalıştım. Esasen Bergamalıyım. Sefa Bey ile beraber –ki efsane belediye başkanıdır, Ege Bölgesi’nde çok izleri vardır, siyasi duruşum konusunda da idol insanlardan birisidir- çalıştım. 89-96 yılları arasında. Yerel yöneticiliğin ne demek olduğunu, bu işin nasıl doğru olduğunu çok iyi bir modelden gördüm. Yerel yönetim eliyle bir kente nasıl dokunulacağını gördüm. Benim için ikinci üniversite, doktoradır. Yerel yönetim eliyle iş yapmanın ne demek olduğunu bir kenti değiştirmenin nasıl olacağını gördüm. Zeus Sunağı’nın Bergama’ya tekrar getirilmesi için çok mücadele ettik. O dönemde çeşitli yurt içi ve dışı fuarlara katıldık, 5 milyon imza topladık. Sunağın geri verilmesi için. Almanya’da gidip gösteriler yapmıştık. Siyanürlü altına hayır meselesi var. Bergama Ovacık’tak altın madeninin siyanürle işletilmesinin sakıncalarını gösteren ve kamuoyunu harekete geçiren bir duruşumuz olmuştu. Altı yıl boyunca mücadele ettik. Türkiye’deki en büyük çevre hareketi oldu. Çevreciliğin entel dantel işi gibi görüldüğü bir dönemde yaptık bunu üstelik. O toprakların gerçek sahipleri olan emekçiler, köylüler, köylü kadınlar ve üreticilerle çevre bilincini oluşturduk. FETÖ tezgahına kurban gittik sonrasında biliyorsunuz. O dönemde Sefa Bey ile bu meseleyi anlatan konuşmalar yaptık köy kahvelerinde. Bunun sonunda ortaya bir bilinç çıktı ortaya. Benim hayata dokunmuş bir Bergama mücadelem ve tecrübem var. Sonrasında belediyecilikten koptuk ama. Görev verilirse hakkını vererek yaparım derim. Verilmese de kim olacaksa o arkadaşın yanında oluruz sonuna kadar. Aliağa kendi içindeki tartışmayı sonlandırdı. Aliağa bundan böyle kendi içinde görüş alışverişinde. Mücadele bitti istişare zamanı. İstişare ile parti içinde yaratacağımız ortak akıl ve ortak güç ile dışa dönük mücadelemizi vereceğiz. Önce yerel sonra genel iktidar. 

Mithat Umutoğulları: Yeni parti kuruldu. Aliağa’ya etkisi ve Türkiye’ye etkisi ne olur? 

Özcan Durmaz: Aliağa’da CHP’yi etkileyeceğini düşünmüyorum. İlçedeki siyasi yapıyı biliyorum. Egede tabanda belli kesimde küçük de olsa geçişgenlik var. Fakat bu geçişgenlik Aliağa’da yok. CHP’ye eli gitmeyecek olan ve AKP’ye kerhen oy veren bir kesimin üzerinde etkisi olacağını düşünüyorum İYİ Parti’nin. Biz gücümüzü koruyacağız. CHP’den İYİ Parti’ye tabandan geçişin kayda değer olacağını düşünmüyorum. CHP merkez sağ ile buluşmaya çok çalıştı. Zaman zaman merkez sağdan isimler transfer edildi. Aytun Bey de bunlardan biriydi. Ama sınırlı oy geçişi sağlandı. Belki onlar geriye gider, etkisi onunla sınırlıdır. İYİ Parti’nin iyiliğini bugün Türkiye’de kilitlenmiş ve AKP’ye mecbur edilmiş sağ tabanda bir geçiş olursa yararı olacaktır. Bunu beceremezse İYİ Parti’nin iyiliğini pek göremeyecek Türkiye. 

Kaynak: Ege Postası

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.