Hadi hep birlikte başkan aday adaylığı, adaylık ve seçimden sonra ipi göğüsleyen ve başkan olan siyasetçilerin kişilikleri üzerine bir analiz yapalım.

Siyasetçilerin bütün bu süreçlerdeki seçmene yaklaşımı doğal olarak aynı şekilde olmuyor.

Aday adayı iken aradığınızda anında telefonuna cevap verirler hatta ‘sen kapat ben arayayım sana yazmasın’ derler.

Ardından da hemen arayıp, hal-hatır sorarlar. ‘Bir isteğin var mı’ diye de eklerler. Bu süreçte her şey dört dörtlüktür. Hatta çağırsanız hiç usanmadan çıkıp gelirler. Bu dönemde onlara 24 saat ulaşabilirsiniz.

Partileri tarafından aday gösterildiklerinde ise aradıklarında veya sen aradığında senin hal-hatırını sormakla yetinmezler, yedi sülaleni sorar ellerinden gelen her türlü yardımı, esnekliği gösterirler.

Ancak seçim sürecinin sonunda ipi göğüsleyip zaferle ayrıldıklarında ve o sihirli koltuğa oturduklarında her şey çok hızlı bir şekilde değişmeye başlar.

Büyük bir kısmının yapacağı ilk iş telefon numaralarını değiştirmek olur.

Her zaman aradığınızda birinci çalışta açılan telefonun yerinde artık yeller esiyordur.

Çünkü numara değişmiş ve aradığınız kişiye ulaşamıyorsunuz.

Bir şekliyle yeni telefon numarasını öğrendiğinizde aradığınızda da telefon çaldığında meşgule alır. Toplantıdayım daha sonra arayacağım, diye otomatik bir mesaj alırsınız.

Ancak o toplantı hiçbir zaman bitmez ve o geri dönüş hiç gerçekleşmez.

Çünkü artık sizinle işleri bitmiştir.

Bu dediklerimi yapmayan yani seçimden önceki gibi davranan yok denilecek kadar azdır.

Ama yine de milyonda bir tane de olsa biz umudumuzu yitirmeyelim.

Umut güzel şeydir…

Dilerim herkes her zaman olduğu gibi kalsın.

Siyaset yapanlar unutmasın ki en fazla dört yılda bir seçim var.

Atalarımızın çok güzel bir sözü var: ‘Yukarı çıkarken aşağıdakilere iyi davranın aşağı inerken onlara karşılaşacaksınız’.