Batılı beslenme tipi riski yükseltiyor!

Batılı beslenme tipi riski yükseltiyor!

Acıbadem Maslak Hastanesi, pankreas kanseri hakkında bilgi verdi

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Bahattin Çiçek pankreas kanserine özgü bir şikayet olmadığına, hastaların genellikle çok sayıda hastalıkla karışabilen gaz, şişkinlik, hafif sırt ağrısı, erken doygunluk ve kanser ilerlediğinde kilo kaybı gibi belirtilerle doktora başvurduklarına dikkat çekti. Sadece safra kanalını tıkaması nedeniyle pankreas başı tümörlerinin sarılık belirtisiyle daha erken evrede teşhis edilebildiğini belirten Prof. Dr. Bahattin Çiçek, “Bu nedenle yakınmalar ilaç aldıktan sonra geçip ardından yine devam ediyor ve sürekli hale geliyorsa mutlaka bir hekime görünmek yaşamsal öneme sahip” dedi. Prof. Dr. Bahattin Çiçek sigara, aşırı kilo, diyabet, alkol kullanımı, kronik pankreatit ve genetik yatkınlığın pankreas kanseri gelişimi için risk faktörlerini oluşturduğunu da sözlerine ekledi.

Batılı beslenme tipi riski yükseltiyor!

Birçok kanser türünde beslenme çok önemli bir faktör. “Yapılan araştırmalar kırmızı et, işlenmiş hayvansal gıdalar ve fazla nişastalı, şekerli gıdalara dayanan batı tipi beslenme alışkanlığının pankreas kanseri riskini kesinlikle artırdığını gösteriyor” uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı, sebze, meyve ve posalı, tahıllı yiyeceklerin ağırlıklı olduğu Akdeniz tipi beslenmenin ise pankreas kanserinden korunmak için kritik önemi olduğunu vurguladı. Fazla yağlı gıdalardan ve alkolden de uzak durulması gerektiğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı antioksidandan zengin renkli sebze ve meyveler ile kuru baklagillerin daha çok tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bunların yanı sıra işlenmiş beyaz gıdaları beslenme alışkanlığından çıkarmak ve düzenli olarak egzersiz yapmak da diğer önlemler arasında yer alıyor.

Kemoterapinin etkinliği artıyor

Pankreas kanseri günümüzde ömrün uzaması nedeniyle daha sık görülüyor, fakat geç belirti verdiği ve bu belirtiler genelde başka hastalıklarla karıştırıldığı için erken evrede teşhis edilemiyor. Ancak tedavideki gelişmeler bu alandaki umutları artırıyor. “Tedaviyi belirlemek için öncelikle tümörün hangi evrede olduğunu bilmemiz gerek” diyen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, tümörün safra gibi çevre organları etkileme durumunun da dikkate alındığını söyledi. Cerrahi ve kemoterapi başta olmak üzere radyoloji, nükleer tıp, hatta beslenme düzeninin de dahil edildiği çoklu bir tedavi yaklaşımının pankreas kanserinin tedavisinde büyük önem taşıdığını belirten Prof. Dr. Özlem Er sözlerine şöyle devam etti: “Bu kanserin tedavisinde kemoterapi ilaçlarının etkinliği artıyor. Günümüzde geliştirilen ilaçlar sayesinde çok yoğun tedavileri bile her yaş grubunda hastalarımızın yaşam kalitelerini de koruyarak rahatlıkla uygulayabiliyoruz.”

5 yıllık sağ kalım yüzde 40’lara yükseldi

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan cerrahi yöntemin, tümörün niteliklerine göre uygulanabilir olması durumunda pankreas kanseri tedavisinde önemli bir payı olduğunu dile getirdi. Pankreasın vücutta bulunduğu yer itibarıyla çok kritik bir bölgede olduğunu belirten Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, gelişen teknikler ve tedavi yöntemleri sayesinde sadece pankreasa odaklanarak o bölgeyi çevreleyen dokudaki tümörü temizleyebildiklerini vurguladı. Tedavi yöntemlerindeki gelişmeler doğrultusunda günümüzde pankreas kanserinden ölüm oranında yüzde 20’lik bir düşüş olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, “Cerrahide geliştirilen teknikler ve yeni kemoterapi ilaçları tümörlerin cerrahi sınırlarının temiz olma şansını artıyor, bu sayede erken evrede tespit edildiğinde, hastaların yüzde 30-40’ında, 5 yıllık sağ kalım sağlanabiliyor. Genel cerrahi, tıbbi onkoloji, gastroenteroloji ile radyasyon onkolojisi uzmanlarının birlikte planlayacakları multidisipliner yaklaşımla pankreas kanserinde tedavi şansı yükseliyor, böylece hastalar daha uzun süre yaşayabilme şansına kavuşabiliyor” şeklinde konuştu.

Radyoterapi tedavisinin de önemi büyük

Pankreas kanserinde radyoterapi tedavisi de çok önemli bir rol üstleniyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar konuşmasında, tümörün niteliğine göre, cerrahiden önce ya da sonra, tek başına veya kemoterapiyle birlikte radyoterapi uygulanabildiğine dikkat çekerek “Hastalığın sadece pankreasta olduğu tespit edildiyse en yeni yöntemlerden biri olan MR Linac sayesinde sadece tümörü hedefleyerek ışın tedavisi yapabiliyoruz. Tümörü anlık ve net olarak görüntüleyebiliyoruz. Hastanın istemsiz hareket etmesi durumunda bile hareketli organlardaki tümörleri tam isabetle ışınlayıp, yok edebiliyoruz. Tümör ışınlanırken çevresindeki sağlam dokuları da büyük hassasiyetle koruyabiliyoruz” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.