Benim vardığım siyasi ve siyaset sonucu.

‘Ben varım demek, ben varım demek değildir’

Siyaseti kim nerede, hangi şekilde ve makamda yapıyorsa yapsın, bu cümlelerimi iyi okusun.

İster Genel Başkan olsun, ister mahalle başkanı, temsilcisi vs.

Siyaset, seçmen denilen insanın oyunu almak için yapılır, sonuçları ise seçmen olsun, olmasın bütün insanları ilgilendiriyor.

Siyaseti insan için yapıyorsanız, insanların beklentilerine, sorunlarına çözüm odaklı çalışmanız gerekiyor.

Yani A Partisi’nin, B Partisi’nin içinde olmak, siyasetçi olmak, siyaset yapıyor olmak yetmez.

Size oy verme ihtimali olan insanın yanına kadar gidip, onunla iletişim kurup, onun beklentilerini ve sorunlarını dinleyip, beklentisini nasıl karşılayacağınızı, sorunlarını nasıl çözeceğinizi anlatmak gerekiyor.

Öyle yüzeysel, ‘Benim kaşım kara hallederim. Benim sözüm söz hallederim’ demekle olmuyor.

Türkiye’nin geçmiş siyasetçileri bunu çok yaptı.

Türkiye’nin geçmiş seçmenleri de bu hataya çok düştü.

Denize düşen yılana sarılır misali oy kullandılar, yılanla birlikte denizin dibini boyladılar.

Bu ülke bu bilinmezlik içinde çok oy kullandı ve çok bedel ödedi.

Artık seçmen daha zeki, daha ulaşılabilir ve daha dinleyici durumda.

Bir dönem Türkiye siyasetine damgasını vuran Demirel’in dediği gibi ‘Dün dündür, bugün bugündür’ hikâyesine herkesin karnı tok.

Ortada bir beklenti mi var, onu nasıl karşılayacağını akıl ve mantık içinde, çözüm projeleriyle anlatmak zorundasınız.

Ortada bir sorun mu var, onun çözümünü akıl ve mantık içinde nasıl çözüleceğini de anlatmak zorundasınız.

Yapamıyorsanız, kusura bakmayın yaptığınız siyaset sizin egonuzu tatmin edebilir ama seçmenin hiçbir yerine tatmin etmez ve etmiyor da.

Bu uyarım bugünler için, önümüzde yıllar Z kuşağının büyüyüp, seçmen olduğu yıllar ki, işte o zaman siyasetçiyim diyenin işi daha da zorlaşacak.

Z kuşağı, sonuç odaklı değil, tam sonuç odaklı büyüyor.

Hikâye ve masal dinleyerek büyümüyor.

Kendi hayatında düşünerek, çözümler üreterek büyüyor.

Çözüm odaklı konuşmayan siyasetçiye vereceği tek şey var, o da, bir elinin, beş parmağının tam ortasındaki en uzun parmak!