Cesur ve sıradışı karakterler yaratmayı seven İnan, üçüncü romanında 1970’li yıllardan günümüze dek uzanan bir başarı öyküsünde sadece hızla yükselen bir şarkıcıyı değil Türk halk müziğini, Anadolu’nun renklerini ve Türkiye’nin dönüşümünü de anlatıyor.

“70’li, 80’li, 90’lı yılların Türk halk müziğimizin Recep Kaymak, Şakir Öner Günhan, Sevim Seçkin gibi önemli sanatçılarıyla uzun yıllardır komşuluk yapıyorum. Anıları, yaşadıkları zamanın atmosferi normal insanlar için sıradışı. Yazmamak olmazdı,” diyen yazar, Turan Demir karakterinin yaratılmasında Recep Kaymak’tan esinlendiğini de belirtti; “Bana anlattıkları bizzat şahit olmadığım bir dönemin hikâyeleriydi. Yıllar önce sahneleri bıraktığı halde müthiş bir gırtlağı, olağanüstü güçlü bir sesi var. Bir defasında sesini sonuna kadar açtığım hoparlörlere meydan okudu ve söyleyen ünlü tenoru sesiyle bastırdı. Hayret edilecek kadar disiplinli ve hırslı bir kişiliktir. Etkilenmemek mümkün değildi. Ama romandaki olay örgüsü, hikâye tamamen benim hayal ürünüm.”