Buca'da hayalet araçlar ve hayalet sorumlular
Arif Çayan yazdı; Buca'da hayalet araçlar ve hayalet sorumlular
İtiraf edelim…
Buca Belediyesi’nin 48 kayıp aracı sadece bir “envanter hatası” değildir.
Bu, belediyenin kasasına, yönetimine, disiplinine ve kamu malına bakışının röntgenidir. Üstelik o röntgende kemik kırığı değil, atardamardan kayıp var.
Sayıştay raporları önümüze koyuyor:
60 araçtan 48’i buhar olmuş.
Ne satılmış, ne hurdaya ayrılmış, ne zimmette…
Ortada yoklar.
Sormadan edemiyorum:
Bir belediye, kendi araçlarının nerede olduğunu bile bilmiyorsa, o belediye neyi biliyor?
Ne yaptığını, neyi yönettiğini, neye imza attığını biliyor mu?
Belediye dediğin, kapısının önündeki çöp kamyonunun bile şifresini tutar.
Burada 48 araç yok. Dile kolay, 48!

KAYIT YOK, KAYIP ÇOK, SORUMLU YOK
AK Parti Grup Sözcüsü Murat Polat’ın mecliste sorduğu sorular aslında hepimizin sorduğu sorulardır:
Bu araçlar satıldı mı? Parçalandı mı? Başkalarına mı devredildi? İşlem yapılmış mı? Takip eden bir amir var mı?
Cevap? Yok.
Yok çünkü kaybolan sadece araç değil.
Sorumluluk da kayıp. Disiplin de kayıp. Kamu vicdanı da kayıp.
VE ASIL BOMBA: TATİL BELDELERİNDE GEZEN BELEDİYE ARAÇLARI
Sayıştay raporunun ikinci perdesi daha ağır.
Belediyeye ait bazı araçların görevlendirme kağıdı olmadan, mesai saatleri dışında;
Ankara’da…
İstanbul’da…
Aydın’da…
Çeşme’de…
Alaçatı’da…
Urla’da…
Seferihisar’da…
Torbalı’da…
Adeta şahsi otomobil gibi kullanıldığı tespit ediliyor.
Ve bütün yakıt, otoban, HGS masrafları da belediyenin kasasından ödeniyor.
Bunun adı hata değildir.
Bunun adı unutkanlık değildir.
Bunun adı teknik aksaklık hiç değildir.
Bunun adı sistematik suiistimaldir.
Turistik bölgelerde gezip tozan bu araçları kim kullandı?
O tatil yolculuklarının kamuya ne faydası var?
Kamu zararı kayda geçti mi?
Görev kağıdı olmadan araç nasıl yola çıkıyor?
Bu düzene kim göz yumdu?
Bu sorular öyle “yasal süreçte cevap veririz” denilerek geçiştirilecek sorular değil.
BUCA’DA HESAP VERME KÜLTÜRÜ MÜ KAYBOLDU?
Belediye Başkanı Görkem Duman, mecliste gelen sorulara “yasal süreçte cevap vereceğiz” dedi.
Sayın Başkan, bu mesele hukuki bir süreçten önce ahlaki bir süreçtir.
48 aracın kaybolduğu bir yerde, tatil beldelerinde dolaşan belediye plakalı araçların olduğu bir yerde, önce vicdan rahatlatılır. Kamuya hesap verilir. Masaya yumruk vurulur, “Bu işi ben çözeceğim” denir.
Ama bu cümle henüz duyulmadı.

BUCA’YA DÜŞEN GÖREV
Bu olay sadece bir araç envanteri skandalı değildir.
Bu, belediye yönetim mantığının turnusol kağıdıdır.
Buca’nın parasıyla yapılan mazotla tatil beldelerinde gezen bir sistem, 48 aracı kaybeden bir düzen, kimse kusura bakmasın ama “hata” değil, yönetim zafiyetinin açık itirafıdır.
Bugün araç kaybolur, yarın taşınmaz, öbür gün dosya, sonra bütçe…
Kamu malına sahip çıkamayan bir belediye, kente nasıl sahip çıkacak?
İşte asıl soru budur.


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.