ÇALIŞAMIYORSAK GAZETECİ DEĞİLİZ!

ÇALIŞAMIYORSAK GAZETECİ DEĞİLİZ!

Ali Eyce yazdı...

10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü yıllardır hep korku ve endişe içinde geçirdim.

Bugün benim için mutluluk, gurur günü hiçbir zaman olmadı.

Çünkü bugünün içinde ‘Çalışan’ kelimesi var, ‘Gazeteci’ kelimesi var.

İletişim Fakültesi’ni 4 yıl hangi bölümü olursa olsun bitirip de gazetecilik yapmaya çalışan bütün gençlerde eminim bu korku vardır ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününde daha da artarak devam ediyordur.

Gazeteci olmak ayrı dert, çalışıyor olma ayrı.

Gazeteci olmak için ÖSYM’nin sınavına gireceksin, 4 yıl İletişim Fakültesi’nde okuyacaksınız.

Ama bu da yetmiyor.

Gazeteci olduğunuzu gösterebilmek, ispatlaya bilmek ve yaşayabilmek için bir de iş bulmanız gerekiyor.

O işi bulamadıysanız ortada ‘Gazeteciyim’ diye dolaşmayı bırakın, ‘Gazeteciyim’ deme hakkınız dahi yok.

Efendim, üniversite sınavına girdim, 4 yıl da okudum diye isyan etmeyin.

Geçin onları!

Kanunlarımız diyor ki, ‘Gazeteci çalışandır, basın kartı taşıyandır. Onun dışındakiler hangi okulu bitirirse, bitirsin gazeteci’ değildir.

Tıp Fakültesi’ni bitiren doktor, herhangi bir hastanede çalışmasa da,  ‘Doktorum’ derken.

Hukuk Fakültesi’ni bitiren avukat,  herhangi bir hukuk bürosu kurmasa da, dava almasa da ‘Avukatım’ diyor.

Mimarlık Fakültesi,  Eczacılık Fakültesi vs. daha birçok üniversiteyi bitiren bitirdiği üniversiteden dolayı bunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyor.

Ama İletişim Fakültesi’ni bitiren, çalışmıyorsa, sarı basın kartı taşımıyorsa ‘Gazeteciyim’ diyemiyor, dese de kanunda karşılığı yok.

‘Gazeteciyim’ diyebilmesi için yarı ticari kuruluş olan bir gazetenin idarecileri tarafından işe alınması, SSK’sının yatırılması ve maaşının ödenmesi gerekiyor.

‘Gazeteciyim’ diyebilmesi için SSK primlerinin basın kanuna göre yatırılması, İletişim Başkanlığı tarafından basın kartı taşıyabilir diye eskinin sarı, yeninin mavi basın kartının verilmesi gerekiyor.

Şansı yaver gider iş bulursa, basın kartını alırsa orada da iş bitmiyor.

İşten ayrılırsa,  elindeki basın kartını da 6 ay içinde iade etmesi gerekiyor, yani artık ‘Gazeteciyim’ diyemiyor.

Her şartta, çalışsa da, çalışmasa da, yazsa da yazmasa da ‘Gazeteciyim’ diyebilmesi için en az 20 yıl basın kartı taşıyarak gazetecilik yapması gerekiyor.

Herkes tarafından çok heyecanlı görünen bu mesleğin maalesef çalışanlar için para kazanmak dışında hiçbir heyecanı yok.

Daha çok korkusu var.

Ya işsiz kalırsam, ya ‘Gazeteciyim’ diyemezsem korkusu.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, bu korku ve endişe içinde çalışabilen ve ‘Gazeteciyim’ diyebilenlere önce ‘Helal olsun’, sonra kutlu olsun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.