CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan gazetecilik açıklaması! 

CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan gazetecilik açıklaması! 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Türkiye'de gazetecilik en tehlikeli mesleklerden birisi haline geldi. Doğru haber yazıyorsunuz başınıza ne geleceğini bilmiyorsunuz.  Hiçbir darbe döneminde böyle bir şey olmadı. Ben sivil darbe dönemi yaşadığımızı düşünüyorum. 

Her birimizin dünyaya, siyasete bakışı farklı olabilir. Aynı mesleği yapan gazeteciler, gazetecinin kendi evrensel kuralları var, onları bizim baktığımız gözün dışında bakarlar. Şehit edilen bir mit görevlisinin fotoğrafı onların cezalandırılmasına yol açtı. Orada yargıya verilen bir talimat var. Uzun süre içeride tutuldu, iddianameler hazırlanmadı. "Siz nasıl böyle bir haber yaparsınız" diye cezalandırma. Doğru değil. Odatv hala kapalı, niye kapalı. Anayasada hüküm var, medya organlarının kullandığı araçlara el konulamaz diye açık hüküm var ama siz buna el koymuşsunuz, yayın yasağı getirmişsiniz. 

Yıl geçtikçe bu da olmaz dediğimiz oluyor. Hükümetin yaptığı uygulamalar nerede son bulacak? Kimse tahmin yürütemiyor. Benim tahminim ilk seçimlere kadar bu böyle gidecek, ilk seçimde bu tablo değişecek. 

Medya özgürlüğü için asgari 10 kuralın olması gerektiğini söyledim.  Bilişim özgürlüğü evet insanlar her alanda faaliyet gösterebilir ama medyanın kendine özgü bir yapısı var.  Ben RTÜK'ün ve Basın İlan Kurumu'nun yeniden yapılanması gerektiğini düşünüyorum. 

İyi bir siyasetçi, gazetelere mutlaka her gün bir bakar, yorumlara bakar, okur. Gazetecilerde varsa bir yanlış telefon eder veya bir yanlışı varsa oradan ders çıkarır. Bizde bu kültür bizde yok edildi. Sağlıklı işleyen bir demokraside gazetecinin rolü çok önemlidir. İktidarın zafer sarhoşluğuna kapılmaması için çok önemlidir. 

Gazetelerin, gazetecilerin olmadığı bir dünyayı ben düşünemiyorum. Bizim söylediklerimizi veya bizi eleştirenleri kim yazacak? Bu meslek çağdaş demokrasilerde dördüncü güç olarak kabul ediliyor. Bana göre medya ilk üç organı denetleyen, eleştiren yeri geldiğinde öven bir kurum. 

Halk bağımsız yayın yapan haber kanallarına ilgi gösteriyor.  Normalde siyasi partilerin RTÜK'e eğer temsilci atayacaklarsa bu insanların sıcak siyasetten gelmemelerine özen göstermeleri gerekir. Bana göre doğru olan budur. Oraya bir şikayet geldiği zaman bir gazeteci gözüyle bakması lazım. RTÜK'e siyasetçiler atama yapmaya başlayınca biz eski milletvekillerini oraya nasıl getiririz diye düşündüler, getirdiler. Bizim arkadaşlarımız medyaya aykırı uygulamalar geldiği zaman muhalefet şerhini yazıyorlar, tarihe not düşüyorlar. 

Siyasetteki ayrışma RTÜK'e de yansımış durumda. AKP-MHP orada da beraber hareket ediyor. Bu tablonun maliyeti medyaya çıkıyor. Ağır para cezaları var. Yargıya gidiliyor ama yargı da kontrol altında.  Boğaziçi Üniversitesi'ne dışarıdan bir kişi atıyorsunuz. Tepede oturan kişinin bu tür atamaları yaparken üniversitenin geleneklerini koruması lazım. Bütün gelenekler altüst ediliyor. Öğrenciler ve hocalar da buna itiraz ediyor. 

Devlette çürüme tepeden başlıyor, aşağıya doğru. Rüşvet meşru hale geldi. Devletin kurumları yozlaştı, bu yargıya da taşınıyor. İş mahakemesi hep çalışanlardan yana karar verirdi. Şimdi bunu da değiştirmeye çalışıyorlar.  Erdoğan geçen gün çıktı dedi ki "Kılıçdaroğlu bu konuda hiç konuşmadı." Halbuki ben konuşmuştum. Ama onun okuduğu gazeteler bana hiç yer vermiyor. CHP Genel Başkanı şunu söyledi demiyor, hiç haber yok. Eleştirebilirsiniz, aksi yorumlar yapabilirsiniz ama en azından haberi verin. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.