CHP’li Bakan: Türkiye en yüksek risk kategorisinde

CHP’li Bakan: Türkiye en yüksek risk kategorisinde

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Avrupa Birliği tarafından “2050’de Karbon Nötr İlk Kıta” olma amacıyla hazırlanan, Sınırda Karbon Vergisi uygulamasının Türkiye'ye getireceği ekonomik yükü Meclis gündemine taşıdı.

Avrupa Birliği tarafından “2050’de Karbon Nötr İlk Kıta” olma hedefiyle hazırlanan, Sınırda Karbon Vergisi uygulaması, 14 Temmuz 2021 tarihinde onaylandı. Bu uygulamaya göre 2023’te başlatılacak yeni sistemle birlikte, 2026’dan itibaren AB’ye ihraç edilen ürünler için üretim sürecinde salınan sera gazı tonu başına vergi alınması planlanıyor. Karbon kaçağı yaratılmasını engellemeyi hedefleyen bu yeni düzenlemenin; ilk etapta demir, çelik, çimento, gübre, alüminyum ve elektrik gibi kalemlerde uygulanması, devamında ise vergi alanının kademeli olarak genişletilmesi planlanıyor.

Yeni uygulamayla; ihracatçıların ülkelerinden Sınırda Karbon Uygulaması sertifikası almaları ve her yılın 31 Mayıs`ında, önceki sene AB’ye ihraç ettikleri ürün tonu ve yarattıkları seragazı emisyonunu ibraz etmeleri gerekecek. Yani, teknik olarak AB’ye ihraçta bulunan tüm AB dışı ülkeler vergi sistemine tabi olacak. Araştırmalar, sera gazı emisyonunun ton başına 30€, 50€ ya da 70€ ile fiyatlandırılacağını öngörüyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında öngörülen Sınırda Karbon Vergisi uygulamasına uyumlu tedbirlerin alınmaması durumunda ülkemizin ciddi risklerle karşı karşıya kalacağını; düşük karbonlu yeni bir ekonomik modelin hayata geçirilmesi durumunda ise ülkemizin yakalayacağı yeni fırsatlar olduğunu vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, konuyu Meclis gündemine taşıdı.

“Karbonu ton başına 30€, 50€, 70€ olarak hesaplayan farklı senaryoların getireceği vergi yükü 2,5 milyar € kadar çıkıyor”

İklim krizinin derinleşen etkisiyle birlikte, Avrupa Birliği’nin (AB) sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar %50-55 azaltma ve 2050 yılına kadar iklim/karbon nötr olması hedefini bağlayıcı bir şekilde AB müktesebatına dahil eden bir yaklaşım benimsediğini hatırlatan CHP’li Bakan, “Tüm bunlar bize yeni bir paradigmayı işaret etmektedir.

mb7.jpeg

AB bölgesinin Türkiye’nin en büyük ihracat ortağı olması nedeniyle, söz konusu hedefler Türkiye için büyük önem taşımaktadır. Karbonun ton fiyatını 30€, 50€, 70€ olarak hesaplayan farklı senaryolarda; 30€ olması durumunda yıllık yaklaşık 1,1 milyar €; 50€ Euro olması durumunda yıllık 1,8 milyar €; 70€ olması durumunda ise yıllık yaklaşık 2,5 milyar € vergi yükü ile karşı karşıya kalacağız. Özellikle AB pazarına ürün satan ülke ve şirketler açısından karbon vergisinin hayata geçirilmesi ihracatçıları yakından ilgilendirmektedir. Sonuç olarak, ülkelerden gelen ürünlerde ülkenin karbon ayakizine göre karbon sınır vergisi uygulamasını da içeren anlaşma, Türkiye’deki üretim süreçlerinin ve döngüsel ekonomiye yaklaşımın da yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir.

Türkiye, Paris Anlaşması’na imza atmasına rağmen; Eritre, Irak, İran, Yemen`le birlikte anlaşmayı onaylamayan bir kaç ülke arasındadır. Anlaşmanın onaylanmaması durumunda, AB tarafından alınan tedbirlerin ülkemize ticaret alanında getireceği olumsuz ekonomik etkilerin bertaraf edilmesi mümkün olmayacaktır. Bu nokta özellikle dış ticaret, ülkemizin uluslararası prestiji ve sürdürülebilir yaşam açısından önem arz etmektedir.

İleri Sürdürülebilirlik Çalışmaları Enstitüsü (IASS)’in raporunda yer alan Sınırda Karbon Vergisi Uygulaması Ülke Riski Değerlendirmesine göre aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Bosna Hersek, Mozambik, Zimbabwe, Güney Afrika ve Ukrayna en yüksek risk kategorisinde bulunmaktadır. Sonuç olarak, AB, sınırda karbon vergisi uygulamasıyla çevre politikalarında ciddi adımlar atmayan ülkelere karşı emisyonları azaltacak radikal bir strateji geliştirmiştir. Gerekli adımlar atılmazsa ülkemizin aleyhimize olacak olan bu düzenlemeye karşı, `oyunun dışında` kalmamamız için düşük karbonlu yeni bir ekonomik modelin hayata geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

CHP’li Murat Bakan'ın, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a yönelttiği sorular şöyle:

1- Yeni uygulamayla AB’ye ihracatta bulunan tüm 3. taraf ülkeler bu vergi ile mükellef haline gelecektir. AB’ye en fazla ihracat yapan ilk 10 ülke arasında 6. sırada yer alan ülkemizi yakından ilgilendiren “Sınırda karbon vergisi uygulaması” üzerinde Bakanlığınızın bir çalışması bulunuyor mu?

2- Yeni regülasyonun Türkiye’nin AB’ye ihracatına yönelik yaratacağı yüke ilişkin vergi senaryosu ve Türkiye’nin AB’ye yıllık ödemesi gerekecek olan tutar hesabı yapıldı mı? Yapıldı ise hangi sonuçlara ulaşılmıştır? Yapılmadı ise gerekçesi nedir?

3- Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde söz konusu düzenlemenin ülkemizin ekonomisi üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler üzerine modelleme yapıldı mı? Yapıldı ise hangi sonuçlara ulaşıldı?

4- Ton başına verginin (30€ ya da 50€ ) olması gibi farklı senaryolarda sektörlerin ödeyeceği vergi yüküne ilişkin bir çalışma bulunuyor mu? Sektörel detayları nelerdir?

5- Öncelikli ihracat pazarımız olan AB tarafında yaşanan bu gelişmeler yakından takip edilerek ticarette sürdürebilirliğimizi sağlanması konusunda hangi çalışmalar yapılmaktadır?

karbon-rgfv-cover.jpg

6- Covid-19 pandemi sürecinin beraberinde getirdiği olumsuzluklar, AB ülkeleri başta olmak üzere, önemli ihraç ülkelerimizde yaşanan pazar ve talep daralmaları ihracatımızdaki azalışın ana nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun çok daha ötesinde ekonomik etkileri beraberinde getirecek olan yeni standart ve etiketleme yöntemine bir an önce uyum sağlayacak mevzuatları ve teknolojik dönüşümleri içselleştirecek bir planlama yapılmakta mıdır?

7- Almanya merkezli, İleri Sürdürülebilirlik Çalışmaları Enstitüsü (IASS)’in raporunda yer alan Sınırda Karbon Vergisi Uygulaması Ülke Riski Değerlendirmesine göre aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Bosna Hersek, Mozambik, Zimbabwe, Güney Afrika ve Ukrayna en yüksek risk kategorisinde bulunmaktadır. Konuya ilişkin Bakanlığınızın değerlendirmesi nedir?

8- AB, sınırda karbon vergisi uygulamasıyla çevre politikalarında ciddi adımlar atmayan ülkelere karşı emisyonları azaltacak radikal bir strateji geliştirmiştir. Gerekli adımlar atılmazsa aleyhimize olacak olan bu düzenlemeye karşı, yeşil yatırımların yapılarak ticarette avantaja dönüştürebilmesi için yeni bir yaklaşım ile dönüşüm seferberliği başlatılması planlanmakta mıdır? Bakanlığınızın bu konuda aldığı somut tedbirler nelerdir?

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.