Çocuk Susmaz, Sen de Susma!
Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şubesi " Çocuk Cinsel İstismarını Önleme Çalışma Grubu " İstanbul da yaşanan çocuk istismarı saldırısına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Tüm Türkiye'yi ayağa kaldıran olayla ilgili Türk Psikologlar Derneği İzmir Şubesi ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şubesi'nin yaptığı yazılı açıklama şöyle,
Çocuk Susmaz, Sen de Susma!
Dinle, hisset, anla ve harekete geç
23 Nisan 2019 tarihinde Küçükçekmece’de gerçekleşen 5 yaşındaki bir çocuğa yapılan cinsel istismarı şiddetle kınıyor, çocuğumuza acil şifalar diliyoruz. Mağdur çocuğumuz ve ailesi ile dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Yaşanılan son olayda olduğu gibi çocuğa yönelik cinsel istismar ve diğer zarar verici, örseleyici saldırılar ailelerde ve toplumda derin bir üzüntü, kaygı ve öfkeye yol açmaktadır.
Ruh sağlığı alanında çalışan profesyoneller olarak istismarın her boyutuyla günlük yaşamda giderek artan şekilde karşılaşmak bizleri de üzmekte ve kaygılandırmaktadır. Kamuoyunun gündemine gelen ve infial yaratan cinsel istismar olguları buzdağının görünen yüzünün çok küçük bir kısmıdır. Bildirilmeyen veya fark edilmeyen birçok istismar olgusunun varlığını bilmek endişe ve kaygılarımızı artırmaktadır. Ruh sağlığı profesyonelleri ve örgütleri olarak istismarın önlenmesi için toplumsal farkındalık ve bilinçlendirmeye yönelik çabalarımızı sürdürmekteyiz.
Yaşadığımız bu acı olayda olduğu gibi, toplumsal duyarlılık ve tepkiyi farkındalığın oluşması ve istismarın önlenmesi açısından çok kıymetli buluyoruz. Ruh sağlığı profesyonelleri olarak bu süreçte gördüğümüz ve olumsuz sonuçlar doğuracağını bildiğimiz bazı hususlara ilişkin kaygılarımızı paylaşmak istiyoruz.
Çocuk ve ailesi hakkında bilgilerin, görüntülerin, olayın oluş biçimi, yeri, zamanı vb ayrıntıların paylaşılması zarar verici ve örseleyici sonuçlar doğurmakta, çocuk ve ailede ikincil travmalara neden olabilmektedir. Çocuk ve ailelerde ikincil travmaya neden olabilecek tanımlama, yaklaşım ve davranışlardan kaçınarak, çocuğun yüksek yararını gözeten, çözüm odaklı ve onarıcı yaklaşımları öncelemek gerektiği inancındayız.
Suçun mağduru olan çocuğun yaşadığı ve yaşayacağı travmanın boyutu ve süresi istismarın oluş şekliyle birlikte, toplumun mağdura yaklaşımıyla da ilintili olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Çocuğa yönelik cinsel istismar, sosyal, kültürel , ekonomik, hukuksal, tıbbi ve siyasal boyutları olan çok yönlü bir olgu olup, önleyici çalışmaların da çok yönlü ele alınması gerektiğini önemle vurguluyor, siyasal kararlılığın altını çizmek istiyoruz. Cinsel istismarı önlemeyi ceza ve idam eksenine indirgeyen yaklaşımları kaygı ile takip ediyoruz. Suçluyu canavarlaştırarak ve idam edilmesini isteyerek tüm istismarların sona ereceğini düşünmek de gerçekçi değildir. Bu durum istismarın ön görülemeyen ve kontrol edilemeyen güçlerin sonucu olduğu algısını pekiştirirken, cinsel istismarın nedenleri, sonuçları ve önlenmesi açısından nesnel bir tartışmanın yapılabilmesini ve gereken önlemlerin alınmasını engellediği kanısını taşımaktayız.
Cinsel istismar çok boyutlu, karmaşık, fiziksel ve ruhsal sağlığı ağır bir biçimde etkileyen bir halk sağlığı sorunudur. Tüm çocukların korunma, sağlıklı ve güven içinde kendilerini geliştirici ortamlarda yaşama hakkını önemle vurgulamak istiyoruz. Çocuklara bu olanakları sağlamak ve korumak öncelikle siyasal iktidar olmak üzere tüm toplumun sorumluluğudur. Bu sorunun her yönüyle ele alınması, önleme müdahalelerinin oluşturulması ve yaygınlaştırılması, çocuk istismarına karşı toplumsal bir politika oluşturulması gerekmektedir. Bu sürecin siyasal ve toplumsal kararlılık ve katılım gerektirdiğini düşünüyor, ruh sağlığı profesyonelleri ve örgütleri olarak üzerimize düşen her görevi üstlenmeye her zaman hazır olduğumuzu paylaşmak istiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.