Damar tıkanıklığına ameliyatsız çözüm!

Damar tıkanıklığına ameliyatsız çözüm!

Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu, damar tıkanıklığı yaşayan hastaların hayatını değiştirecek damar tıraşlama yöntemi hakkında bilgiler verdi.

Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu, stent ya da balon gibi işlemlerden sonuç alamayan hastalarda yeni bir yöntem olan damar tıraşlama ile tıkanıklıklar ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebileceğini belirtti. Rodoplu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşam süresinin uzamasıyla atardamar hastalıkları daha sık görüldüğünü anlatarak, "Kalp damarı ve beyin damarı tıkanıklıkları ölüm sebeplerinin başında geliyor. Bacak damarındaki daralma ya da tıkanmalar ise kişinin yürümesini engelleyerek ya da daha ileri evrelerinde ayakta yara yaparak yaşam kalitesini bozan ve uzun dönemde bacak kesilmesine yol açabilen bir hastalıktır. Özellikle 50 yaş üstünde yaygın olarak görülen ve yaş ilerledikçe daha da sıklaşan, bacak atardamarlarındaki tıkanmaları, kişide yürürken baldır kaslarında ağrıya neden oluyor. Bu nedenle de damarlarda oluşan darlık ve tıkanmaların tedavisi büyük gittikçe daha önem kazanıyor" dedi. 

"Damardaki tıkanıklıklar tıraşlanarak temizlenir" 

Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu, damar darlık ve tıkanmaları çok az yakınma oluşturuyorsa ilaç tedavisinin yeterli olabilineceğini belirterek, "Ancak ilaçlar damar tıkanmasını açmıyor, sadece yürümeyi rahatlatabiliyor. Damar tıkanması hastanın yaşam kalitesini bozuyorsa genellikle anjiyografi ile açılması gerekir. Bazı tıkanmalar anjiyografi ile açılamaz ve ameliyat ile tedavi edilir. Son 20 yılda damar darlık ve tıkanmalarının tedavisinde hala balon ve stentleme gibi teknikler son derece önemli bir rol oynuyor. Ancak anjiyografi ile bacak damarı açılamayan ve ameliyat şansı da olmayan hasta grubunda yeni bir yöntem olan aterektomi ile tıkanıklıklar ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilir. Damar tıraşlama yönteminin amacı, balon ya da stent ile damarı genişletmek değil damar duvarında oluşan kireçlenme dediğimiz kısmı tıraşlayarak temizlemektir" ifadelerini kullandı. 

"Tıraşlama sonrası stent ya da balon takılabilir" 

Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu, "Bu cihazlar anjiyografi için kullanılan 2-3 milimetre genişliğindeki kılıf içinden kolaylıkla geçer. İstenen damara yönlendirilir ve burada damarda darlık ya da tıkanıklık oluşturan kısmı tıraşlayarak vücut dışına çıkarır. İstenirse aterektomi işleminden sonra aynı damara balon ya da stent de uygulanabilir. Hasta tıpkı anjiyografi uygulamasında olduğu gibi işlem sonrası hastanede altı saat kaldıktan sonra taburcu ediliyor ve günlük hayatına hemen dönebiliyor. Şahdamarı, böbrek damarı gibi damarların darlık ve tıkanmalarında henüz kullanılmamaktadır. Damar tıraşlama işlemi daha önce bir stent yerleştirilmiş ve bu stent içinde tekrar daralma ya da tıkanma olmuşsa da etkilidir. Diyabet hastalarında çıkan ayak yaralarının yarısından atardamar tıkanması sorumludur ve damarları açmadan yaraları iyileştirmek zor ve zaman alıcıdır. Damarın açılması ise yaraların hızla iyileşmesini sağlar. Damar daralmasına göre tedavisi biraz daha zor olan tam tıkanmaların çoğunluğu şu anki teknolojilerle açılabiliyor. Ancak var olan teknolojiyle damarı açılamayan bir grup hasta var. Aterektomi (damar tıraşlama) yöntemi ile damarı açılmayan hasta grubunda başarının artması sağlanıyor" şeklinde konuştu. 

"Yürüme ağrılarına dikkat" 

Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Rodoplu son olarak bacak damarında darlık ya da tıkanmaların baldır kaslarında ağrı oluşturarak kendini belli edeceğini hatırlatarak, "Yürüme ağrısı oldukça tipiktir. Yürümekle baldır kaslarında oluşan ağrı 2-3 dakika dinlendikten sonra geçer ancak yürümeye devam edince aynı mesafede tekrar oluşur. Seyrek olarak kalça kaslarında da olabilir. Bu evrede ağrı sadece yürümekle olur. Damar tıkanması belirginleştikçe yürüme ağrısı daha kısa mesafelerde ortaya çıkar. Hızlı yürümek ya da yokuş yukarı yürümek gibi bacak kaslarının daha fazla kan akımına ihtiyaç duyduğu durumlar bacak ağrısının çok daha erken ağrı yapmasına neden olur. Hastalık daha da ilerlerse ikinci ve tehlikeli safhaya geçer. Bu durumda yürümekle değil dinlenme halinde bile bacaklara yeterli kan akımı sağlanamaz ve kan akımın en uç noktası olan ayak ve parmaklarda ağrı oluşur. Parmakların beslenmesi bozulduğunda tırnak kesmek ya da ayakkabıların parmakları sıkması gibi basit travmalar bile parmak ya da topuklarda yara açılmasına yol açabilir. Son safha ise ayakta kangren gelişmesidir. Bu durumda parmakların, ayağın ve hatta bacağın kaybedilmesine yol açabilir. Şeker hastalarında diz altındaki atardamarların çok etkilenmesine bağlı olarak bu durum çok daha sık ortaya çıkar. Diyabet hastalarında görülen ayak yarası bu hasta grubunda ayak ya da bacağın kaybedilmesinin en sık sebebidir" dedi. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.