Yeliz Pesenkurdu

Yeliz Pesenkurdu

DEĞİŞEN NE VAR?

Adamın biri çıkmış fetva veriyor;

‘’Kadının kocasına ismiyle hitap etmesi mekruhtur.’’ ve hemen ardından devam ediyor;

‘’Allah’tan başkasına secde edilmez. Ama Allah kullarına secde edilmesini emretseydi erkeklere gidip secde edilmesini isterdi.’’

Daha sonra vermiş olduğu vaaz bitiyor ve bu söylediklerinin hadis olduğunu iddia ediyor. Zaten başka neyin altına sığınabilirler ki?

Nasıl olsa hadis diye bir şey var öyle değil mi? Yoksa o bir takım insanlar, iğrenç düşüncelerini ya da uydurdukları norm ve yaşam biçimlerine nasıl bir kılıf uydurabilirlerdi ki?

Sazı alan çalıyor!

Yok efendim kadın erkeğin birkaç adım arkasından yürüyecek, konuşma tarzı edepli olacak, erkeği tahrik edecek davranış ve ses tonunda bulunmayacak falanlar filanlar… Konu hep ahlak ama nedense kadına yönelik bir ahlak!

Her kanala, her eve, her mahalleye sızmışlar. Saçınızı şöyle bağlayın, elbisenizi böyle giyin, oturduğunuz yer sıcak olmasın, sesli gülmeyin, topuklu ayakkabı giymeyin, yürürken ses çıkarmayın… Daha neler var neler.

Bu cinsiyetçi yaklaşım maalesef dünyanın çoğu yerinde ve yüzyıllar öncesinden bu yana var. Arap yarım adasında doğan kız bebelerini canlı canlı toprağa gömenlerden tutunda Avrupa engizisyonunda cadı olduklarına karar verilen binlerce kadının canlı canlı yakılmasına kadar. Geçenlerde karşıma 1800 lü yıllarda yaşayan Rus ressamın bir eseri çıktı. Yağlı boya tabloda seçme ya da söz hakkı tanınmayan genç kızların nikahtan sonra gördükleri yaşlı kocalarıyla karşılaştıkları travma anını resmetmiş.

Tarihin tozlu raflarında kadına yönelik şiddet ve aşağılama bitmezken insanoğlu bundan hala neden utanmıyor acaba?

Buna verilecek cevap yok mu?

Elbette var.

Ben kompleks derim, sen güç dersin. Başkası kültür, öteki aile, bir diğeri de eğitimsizlik…

Ama konuşanlar hep konuşuyor. Hala konuşuyor! Şeyhler, şıhlar almış başını gidiyor. Susmuyorlar!

Köşeye sıkıştıklarında;

‘’Bir kereden bir şey olmaz.’’ ya da;

‘’Kendi rızası vardı’’ diyorlar.

Sonuçta kadınların canlı canlı yakılması ya da bebeklerin diri diri toprağa gömülmesinin farklı bir versiyonunu yaşamaktan başka bir şey yapmıyoruz.

Değişen bir şey yok.

Tabii bizi kıskananların ve AY’a gidecek olmamız dışında…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum