Dirençli hipertansiyon tedavisinde yeni çözümler

Dirençli hipertansiyon tedavisinde yeni çözümler

Özel Egepol Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Işık Erdoğan yüksek tansiyonun damar sertliği ve kalp hastalıklarına neden olduğunu belirterek girişimsel tedavi yöntemi hakkında bilgi verdi.

Dr. Işık Erdoğan kontrolsüz yüksek tansiyonun atardamar sistemlerinde damar sertliğine yol açan etkileri ile kalp krizi, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, felç, görme kaybı gibi kişinin yaşam kalitesini bozan ve yaşam süresini kısaltan ciddi sonuçları olan bir hastalık olduğunu dile getirdi.

Günümüzde dirençli hipertansiyon hastalarında ilaç tedavisi yetersiz kaldığında, girişimsel tedavi yöntemlerine başvurulduğunu kaydeden Dr. Erdoğan, “ Tüm hipertansiyon hastalarının %10-15'i dirençli hipertansiyondur. Dirençli hipertansiyon vakalarının %10 ile 40'ında böbrek akan akımını sağlayan atardamarlarda darlık saptanır. Bu hastalarda böbrek damar darlığı giderilmedikçe, etkin kan basıncı kontrolü sağlanamaz ve yüksek tansiyonunun diğer tüm olumsuz sonuçları ile birlikte ilerleyici böbrek yetmezliği gelişir” diye konuştu.

GİRİŞİMSEL TEDAVİ YÖNTEMİ

Hipertansiyon hastalarında uygulanan girişimsel tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Kardiyoloji Uzmanı Dr. Işık Erdoğan şunları söyledi: “Böbrek atardamarında ciddi darlık saptanan ve girişim ile tedaviye uygun hastalarda, kasıktaki atardamar yolu ile girişim yapılarak , böbrek atardamarına balon ve stent uygulanmaktadır. Böbrek atardamarındaki ciddi darlığa balon ve stent uygulaması darlığın açılmasını sağlar. Bu yolla böbrek kan akımının yeniden sağlanması ile böbrek fonksiyonları korunur. Böbrek kan akımının düzelmesi ile kullanılan ilaç sayısında azalma ile birlikte etkin kan basıncı kontrolünü sağlamaktadır. Dirençli hipertansiyon vakalarından böbrek atardamar darlığı olmayan hastalarda uygulanan bir diğer girişimsel tedavi yöntemi renal denervasyon (böbrek atardamarındaki sinirlerin yakılması) işlemidir. Yine kasıktaki atardamar yolu ile böbrek atardamarlarına özel bir kateter yerleştirilir. Bu özel kateter ile radyofrekans enerji uygulanarak böbrek atardamarını saran sinirler yakılır. Bu sinirlerin devre dışı kalması ile beyinden gelen ve böbrekleri tansiyonu yükseltmesi için uyaran sinyallerin iletimi engellenir. Renal denervasyon, kateter ve uygulama teknolojisindeki gelişmelerle günümüzde uygun hasta seçimi yapılmak koşuluyla %80-90 başarı ile yapılan güvenli ve etkin bir işlem haline gelmiştir. İşlemden sonra hem kullanılan antihipertansif ilaç sayısı azalmakta, hem de etkin kan basıncı kontrolü sağlanmaktadır”

Her iki işlemin de sadece girişim yapılan kasık bölgesine lokal olarak anestezi uygulamasıyla yapıldığını belirten Dr. Işık Erdoğan, işlem sürelerinin ortalama 30-45 dakika olduğunu, hastanın bir gece hastanede izlendikten sonra ve ertesi gün herhangi bir fiziksel kısıtlılık olmaksızın normal hayatına dönebileceğini sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.