Kireçlenme hakkında bilgi veren Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyonu Uzmanı Dr. Berrin Akpınar, “Kireçlenme, ağırlık taşıyan eklemlerin aşınmasıdır. Kireçlenme önce kıkırdaktan başlar, kıkırdak altındaki kemiği, eklem kapsülünü ve eklem çevresindeki bağları etkiler. Hatta ağrıdan dolayı kullanılamayan kaslarda güçsüzlükler gelişir. Diz vücudun en fazla ağırlık taşıyan ve dolayısıyla kireçlenmeden en fazla etkilenen eklemlerinden biridir. Kalça eklemi de vücudun en büyük ve en önemli eklemlerinden birisidir. Her bir kalça eklemi vücut ağırlığının yarısını taşımak zorunda olduğu gibi, yürüme, koşma, merdiven çıkma, çömelme gibi hareketler sırasında bu vücut ağırlığının birkaç katına kadar çıkabilir. Bu nedenle diz ve kalça eklemlerinde meydana gelen kireçlenmeler, kişinin hareket kabiliyetini ve dolayısıyla da yaşam kalitesini olumsuz şekilde etkiler“ dedi.

Diz ve kalça kireçlenmelerinde tedavi yöntemleri

Diz ve kalça kireçlenmelerde yapılan tedavilere değinen Dr. Akpınar, “Kireçlenme tedavilerinde fiziksel tıp ajanlarından da faydalanılmaktadır. Sıcak veya soğuk uygulamalar, laser, TENS, elektrik stimülasyonu, ultrason, kısa dalga tedavisi, egzersizler fizik tedavinin kliniklerinde sık uygulanan yöntemlerdir. Bunların yanında su içi egzersizler özellikle çok ağrılı eklemlerde suyun kaldırma kuvvetinden faydalanarak ağrısız bir güçlenme sağlanmasına yardımcı olur. Ayrıca kinezyobantlama, manuel terapi ve masajlar da destekleyici tedaviler olarak eklem kireçlenmelerinde uygulanabilir. Ozon, mezoterapi, PRP, proloterapi gibi yenileyici tedaviler de diz ve kalça kireçlenmesinde sıklıkla uygulanan tedavi yöntemleridir. Tüm bu tedavilere ek olarak manyetik alan tedavisi de kireçlenmelerde hem ağrının giderilmesi hem de aşınmış eklem kıkırdağının tamirine destek olması ile sık tercih edilen fiziksel tıp ajanlarındandır” dedi.

Manyetik alan tedavisi hastalıkların tedavisinde etkili bir yöntemdir

Manyetik alan tedavisinin etkilerine dikkat çeken Dr. Akpınar, bu etkileri şu şekilde sıraladı;

”Manyetik alan tedavisinin etkileri ; yara iyileşmesinin hızlandırılması,kırık iyileşmesinin hızlandırılması, kemik yapımında artış, osteoporoz hastalarında kemik kaybının azaltılması, damarlar üzerine etki ederek dolaşımın düzenlenmesi, antienflamatuar (iltihap önleyici) etki, spazmolitik (spazm çözücü) etki,analjezik (ağrı kesici) etki, hormonal ve enzimatik süreçleri düzenleyici etki, sinir hücrelerinde onarım, makrofajların aktivasyonu(bağışıklık sistemini destekleyici etki), adrenalin, noradrenalin gibi stres hormonu reseptörlerinin hassasiyetinin azaltılması ile stres, depresyon ve anksiyetenin azaltılması, solunum kaslarının daha iyi çalışması ile solunum hacminin artırılması, genel performansta artış, zindelik, vücudun kendini iyileştirme yeteneğinin desteklenmesi, toksinleri, zararlı maddeler ve bağımlılık yapan ilaçların etkilerinin azaltılması, bunama gibi nörolojik hastalıkların ilerlemesini yavaşlatma olarak sıralayabilir.“

Manyetik alan tedavisi uyku düzenini sağlayarak kişilerde yaşam kalitesini arttırıyor

Manyetik alan tedavisinin uyku düzenine etkisine dikkat çeken Dr. Akpınar, “Tüm bu etkilerinin yanında magnetoterapi, günlük zindelik, cinsel fonksiyonlarda performans artışı, unutkanlıkta azalma ve daha iyi bir uyku düzeni sağlayarak kişilerde yaşam kalitesini artırır. Ayrıca radyo ve televizyon dalgaları, bilgisayar ve elektrikli eşyalardan yayılan elekromanyetik dalgalar, yüksek gerilim hatları ve cep telefonu sinyalleri sebebiyle maruz kalınan ve Elektrosmog denilen elektromanyetik kirlenme uzun yıllardır insan sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Magnetoterapi, teknolojinin beraberinde getirdiği bu elektromanyetik kirlenme ortamının insan vücudunda oluşturduğu zararlı etkileri de ortadan kaldırır“ dedi.