Türkiye Gezginler Derneği’nin geçtiğimiz gün yaptığı etkinliğin haberini okurken, psikolojim bozuldu. 

Sadece psikolojim mi, elime cebime attım, ekonomik durumum bozuldu.  

Sadece ekonomik durumumum mu, oturduğum apartmanın kapısından dışarı atım attım, gerisin geri evin odasına dönesim geldi.

Haber, Türkiye’nin En Gezgin’i Oskarı ödülünün verildiği törenle ilgili.

Çok gezen bir eczacı hanımefendi, 123 ülkeyi dolaştığı için bu ödülü almış.

Farklı bir gurur!

Düşündüm ben de 124, 224 varsa 324 ülkeyi dolaşarak, ‘En Ama En Gezgin Oskar’ı ödülünü alabilir miyim diye?

Önce, iki çocuğumu kendi hallerine bırakmam gerekiyor.

Tabi daha öncesinde eşime uzun bir veda konuşması yapmak gerekiyor.

Hatta ona, ben bu yüzlerin üstündeki ülkeleri gezmeye çıktığımda, ‘Ne olur boşanma davası açma’ demeyi de ihmal etmemen gerekiyor.

Sonra Medya Ege Yayın Gurubu’nun başkanı Arif Çayan kardeşimle, ‘Kusura bakma, seni yarı yolda bırakıyor gibi oluyorum ama hedefimde Oskar var’ diyerek helalleşmem gerekiyor.

Sonra bütün eş dosta, ‘Uzun bir süre şehir dışında değil, ülke dışında olacağımdan dolayı, aramalarınıza yurt dışı ücreti size yüklenmesin diye cevap veremeyebilirim’ diye bir mesaj atmam gerekiyor.

İnsansı sorunlarımı böyle çözüme kavuşturduktan sonra doğruca Bankaya koşmam gerekiyor.

Maaşımla ülke dışını bırak, ülke içinde bile bir yerlere kırk kere düşünüp, öyle gidenlendenim.

Tabelası büyük o bankanın Bireysel Müşteri temsilcisine, ‘Ben yurt dışına çıkma ve 124’ün üzerinde ülkeyi gezerek, ‘En Ama En Gezgin Oskarı’nı almak istiyorum. 100 Bin, yetmez, 500 Bin belki yeter ama siz en iyisi her türlü kötü ve iyi şartlarda bile gezebilmem için bana 1 Milyon TL, ‘Gezgin İhtiyacı Kredisi’ verin’ diyeceğim.

İrademi, hedefimi ve isteğimi bankanın masasına koydum.

O kadar yeri gezmeyi, oskarı düşünürken, bir de krediyi düşünecek halim yok.

Onu da onlar düşünsün.

İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü.

Bu arada, Gezgin’in Türkçe anlamı olan, kâşif, var olan ancak bilinmeyen bir şeyi bulan, ortaya çıkaran, keşfeden kimseye tanımına girip, hangi 123 bilinmeyen yeri bulmuş, ortaya çıkarmış ki gezgin oskarı veriliyon o konuya hiç girmek istemiyorum.

Çünkü o zaman, vaktini gezmekle geçiren, gezmeyi çok seven, gezegen anlamına gelen GEZENTİ’ye haksızlık etmiş olurum.

Gezenti Oskarı dense emin olun bunların hiçbir satırını yazmazdım, yazamazdım.

Neyse aklımla ve aklınızla daha fazla oynaşmak istemiyorum.

Evdeyim. 

Odamdayım.

Ama ‘En Gezemeyen Oskarı’na adayım!