Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Şura'da emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.Bizim medeniyetimizde şehirler, mahaller insanın yaratıcısına yöneliminin temsilidir. Şehirlerin bir ruhu vardır. 

Yaşadığımız şehircilik facialarının nedenlerini çok iyi tespit etmeliyiz. Şehirleşme konusunda yaşadığımız sıkıntılar bize mahsus değildir.  

1950'de nüfusumuzun sadece yüzde 25'i şehirlerde yaşarken bugün bu oran yüzde 90'ı aşmıştır.

Ben dikey mimariden yana değil yatay mimariden yanayım. Şehirleşmenin getirdiği sorunları aşmak için hep birlikte fikir üretmeliyiz. 

Bugün dünyanın 30 şehrinin ortak özelliği hepsinin de terör tehdidi altında bulunmasıdır. Sorun çözmek, toplumun bir kesimini diğerlerinden tehcir edecek yapı adacıları oluşturma anlamına gelmemelidir. Bu birliktelik herkesin, diğerinin halini görmesine, yardım elini oluşturmasına, yarasını sarmasına imkan sağlamaktadır. Bireyselleşmeyi teşvik eden yapılaşmalar, dünya cennetini cehenneme çevirir.

Şehir dediğimiz zaman üzerinde durmamız gereken pek çok husus bulunuyor. Ülkemizde nispeten düzenli ve tarihi dokusunu muhafaza eden şehirlerimize baktığımız zaman, bunlar köyden göçün patladığı 2. Dünya Savaşı sırasında geleceği gören belediye başkanları olan şehirlerdir. Vizyoner bir bakış açısıyla gelişmeleri doğru değerlendirip, geleceği planlayan anlayışlar o şehri bugünlere kadar getirmiştir. 

Türkiye deprem başta olmak üzere doğal afetlere maruz kalan ya da kalma ihtimali olan bir ülkedir.  Ülkemizde hızla yıkılıp yapılması gereken 6 milyon yapı tespit edilmiştir. Kentsel dönüşüm için bugüne kaar 2,5 milyar TL kaynak kullanıldı. 

KOT denilen bir olay var. Müteaahitler bununlar acımasız bir biçimde yolsuzluk yapıyorlar. Kazanmak istiyorum derken ihanet ediyorsun geç o işleri. 

İstanbul Boğazı'nın hali ortada. Bunun bir yasası olmalı. Boğaz'da 7 katlı binalar var. Çok ciddi bir Boğaz Yasası çıkmalı, hükümet kararlı bir adım atmalı.