Şiddetin her türlüsüne ve her haline sonuna kadar karşıyım.

Şiddet, insanın düşünmediğini, akli melaikelerini yitirip zorla, güçle kendisini haklı çıkarmaya çalışmasından başka bir şey değildir.

Şiddeti birilerinin yapıyor olması, birilerinin hiç yapmıyor ya da yapmaz anlamına gelmiyor.

Bakınız; ki sırf bu yüzden, trafikte arabasından inip şiddet uygulamayı tercih eden, alışkanlık hâline getiren ve normalleştirenler için bile ceza yasası çıktı canım ülkemde.

Balçova gibi, İzmir'in en entelektüel, bilgi birikimi olan, şehirde yaşama kültürü bulunan ilçesinde yaşanan olay çok ama çok ilginç.

Yaşları 17 olan iki genç kız, caddenin ortasında Balçova Belediyesi'nin iki işçisine saldırıyor, darp ediyor, araçlarına zarar veriyor, ayırmaya gelen vatandaşlara bile karşı çıkıyorlar.

İkisi de tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Muhtemelen yargılama sonunda da ceza alacaklar.

Şiddetin türevi adına ne kadar vahim bir olay!

Normal şartlarda o işçi kardeşimiz, eminim, şiddete karşı şiddetle cevap verirdi; ancak onlar için şartlar normal değildi.

Neticede belediye çalışanları.

Cevap verseler önce manşetlere ve kamuoyuna "şiddet ve erkek" konulu haber olurlar, sonra da evlerine, çoluk çocuklarına ekmek götürdükleri işlerinden olurlardı.

Bir de kadın düşmanı ilan edilip linç edilir, cezaevine gönderilirlerdi.

Tebrik ediyorum sağduyulu davrandıkları için.

Tebrik ediyorum sabırlı kaldıkları için.

Tebrik ediyorum her şarta rağmen kadına olan saygılarını koruyabildikleri için.

Güzel ülkemde yok ki “Erkeğe Şiddeti Önleme Derneği!”

Eylem yapsın, söylem yapsın, “Erkeğe Kalkan Eller Kırılsın” desin.

Bence güzel ülkemde artık erkekleri de her türlü kadın şiddetinden koruyacak yasalar, yasaklar konulmalı.

Bir dönem kullanılan “bastırılmış kadın, kışkırtılmış erkek” fikirleri, “bastırılmış erkek, kışkırtılmış kadın” diye de düşünülmeli.

“İstisnalar kaideyi bozmaz” denilmemeli.

Eşitlik, her eylemde, her söylemde ve her durumda işletilmeli.

Aksi durumda erkekler de KADES gibi ERDES istemek zorunda kalır.

Vesselam.