Eylül Ayça Karakuş ile yazarlık ve "Adın Ömrüme Hatıra"ya dair..

Eylül Ayça Karakuş ile yazarlık ve "Adın Ömrüme Hatıra"ya dair..

Röportaj: Gonca Elibol

 

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

1985 Kırıkkale doğumluyum. Antalya'da yaşıyorum.

Neden Yazarlık ?

Yazmanın ve yazdığım yazıların duygusal yönden insan ruhunu beslediğini inanıyorum. Ve bizler ruhumuzu doyurmak için okumalıyız. Yazmak ise okumanın bölünemez parçası olduğu için, bu yüzden yazarlık diyorum...

Yazarlığa  ilk adımı nasıl attınız?

On yaşından itibaren yazan bir kız çocuğuydum. 28.yaşım benim büyüdüğüm ve yazarlığa ADIN ÖMRÜME HATIRA kitabı ile ilk adımı atmamla olmuştur.

3-022.jpg

Örnek aldığınız isimler var mı ?

Elbette var...Elif Şafak, Sunay Akın, Orhan Pamuk, Zülfü Livaneli, Ayşe Kulin, Betty Mahmudi,  Osho...vs daha birçok isim verebilirim.

Unutamadığınız  bir yazarlık anınız var mı?

Yazdığım her an benim için özeldir. Sadece okuyucularımdan gelen mesajlar beni ayrıcalikli kılıyor. Benim yazılarımı bir ayna gibi görüp kendileriyle yüz yüze geliyorlar. Ve bu benim için unutulmaz anların hediyesi oluyor.

Yazarlık dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Perspektif Akademi de kişisel gelişim uzmanıyım. Antalya Otistik Bireyler Spor Kulübü Derneğinin Yönetim Kurulundayım. Sosyal sorumluluk projeleriyle her yıl yeni çalışmalar içerisinde yer alıyorum. Zamanım olsa inanın daha birçok şeyi yapma arzum var.

Son dönemde sektörünüz hareketli bir yapıda. Siz genel olarak sektörün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Okumak ve kişileri okumaya teşvik etmek sanırım en zoru diye düşünüyorum. İnsanlar beni niye okumalı? Sorusunu kendime birçok kez sordum. Benim bir diğerinden farkım olmalı ki ben daha fazla okunmalıyım. Bu matematiksel bir kurgu benim zihnimde olan...Ama tabi maalesef gerçek bu değil. Sektör sosyal medya üzerinden gayet güzel işleyen reklam arası kitap görüntüleriyle dolu diye düşünüyorum. Okuyucularım kızmasın ama bir çoğunun özünde okuduğunu düşünmüyorum.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Hayır ben bir rekabet konusu hissetmiyorum. Herkesin yazısı ve okuyucuya vermek istediği mesaj çok farklı. Zaten okuyucu yazarını buluyor ve takibe alıyor. Tatlı rekabetin her zaman bizlere yeni kapılar araladığını söyleyebilirim.

Edebiyat  dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Edebiyat çok kapsamlı bir çerçeve. Çemberi sınırlandırılması mümkün değil. İsterdim ki ağız  Edebiyatı yapılacağına daha fazla Edebiyatı yaşayalım ve yaşatalım.

Sizce bu işi yapmak için kurs eğitimi şart mı ya da bu işi yapabilmek için nasıl bir eğitim almak gerekir ?

Kurs alınması gerektiğini düşünmüyorum. Sadece şu konuda keskin kararlıyım ki okumak ve kelime dağarcığınızın çok zengin olması gerekiyor. Sonrasında en büyük eğitiminiz kalbinizin fısıltısını dinleyebilme yeteneğiniz oluyor zaten..

Adın Ömrüme Hatıra nasıl tepkiler aldı okuyucu yorumları nasıl ?

İlk önce tüm okurlarıma ve takipçilerime sizin nezdinizle teşekkür ediyorum. Kitap önce adıyla sonra ise içeriğinde ki özgün yazılarıyla çok sevildi. Bu sorunun cevabına bir çok örnek verebilirim ama şunu çok açık söyleyebilirim. İnsanlar okuduğu satırlarda kendilerini buldular  ve  bir gün öncesinden ben size anlatmışım ve siz beni yazmışsınız yorumları benim için bir onurdu.

Çeşitli imza günü etkinlikleri de yaptınız bunlardan bahseder misiniz ?

Hepsi ayrı bir heyecan ve yeni insanlarla bir araya gelmenin mutluluğuydu.

Adın Ömrüme Hatıra nasıl başladı nasıl oluştu ?

Bu sorunun cevabını bir örneklendirmeyle vermek istiyorum. Sandık içinde sakladığım ve günü gelince iki kapak arasında toplamak için yazdığım yazılar elbette değildi...Hiç ummadığınız zamanda, karanlıklar içinde zemine iniyorsunuz. Açılan kapının ardında bir ışık doğuyor yüzünüze...İlk titremeyi tüm hücrelerinizde hissettiğiniz o gün tarih sizin için yazılıyor.

Bunun anlatılır bir yanı yok.

Bazen bir tebessüm

Bazen bir damla gözyaşı Bazen bir kırgın,

Bazen bir barışık,

Bazen ise bir çocuğun gözlerinde sevdiğini görmek,

Lakin her nefeste hep umut, hep umut..

İşte açılan asansör kapısı sizi zemine indirmiş gibi görünse de sizi zirveye çıkartmak için umut olmuştur hayatınıza.Önemli olan o karanlıktan çıkmanın yolunu bulabilmekti. Ben, karanlığımda umudu takip ettim. O umut sizler için, okurlarım için her ne ise ADI ÖMRÜNÜZE HATIRA olsun dileklerimle...

Önemli sosyal sorumluluk projelerinde de yer aldınız. Bize bunlardan bahseder misiniz ?

Evet bunu gururla ve heyecanla anlatıyorum. Bir resmin güzelliği parçalarında değil bütünündedir. Ve ben yapmış olduğum her okul projesinde resmin bütününe hakim olabilmek adına parçaları bir araya getirerek ulaşmayı denedim. Sonuç mu?  Tabi ki gülen yüzler ve amacına ulaşan projeler.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim böyle bir boş zamanım yok. Her anım gönül iş yüküyle dolu inanın...

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Betty Mahmudi/KIZIM OLMADAN ASLA kitabını asla unutamam. Hayatımın filmini ise belki gün olur benim yazılarım bir senaryo olur ve hep beraber izleriz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Hepsini çok seviyorum. Ben şanslıyım,  çünkü ikinci kitabımın ne zaman çıkacağını soran ve beni sıkı sıkı takip eden gönül dostlarım var.

Sevgilerimle...

Eylül Aşk diye yazılmalı Aşk diye okunmalıydı..Bir Eylül gibi Bir Eylül Misali..

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.