EYVAH! ÇOCUĞUM ÇOK ÖFKELİ

EYVAH! ÇOCUĞUM ÇOK ÖFKELİ

Pınar Yeşiltay Sevim yazdı...

ÇOCUĞUNUZUN ÖFKE KONTROL YOL HARİTASI

Öfke kontrolünün günümüzde gittikçe zorlaştığının farkında mısınız? 

Günlük hayatımızda bizi öfkelendiren ne çok uyaranla karşı karşıya kalıyoruz. Bir yandan stresle baş etmeye çalışırken diğer yandan günümüz modern dünyasının bizlere atfettiği maskeleri teker teker takıp çıkarıyoruz gün içinde. Her geçen gün artan rollerimize uyum sağlamak için mücadele ederken tüm rollerimizde mükemmel olmamız gerektiğini hissettiren sosyal medya paylaşımları da bizleri ayrıca “mükemmel olma” baskısıyla yoruyor. Haliyle çılgınca tüketim, muhteşem yaşam rolleri, mükemmel ebeveynlik, başarılı kariyer, mutlu görünümlü evlilik derken aslında stres ve baskı ile kendimizi tüketiyor ve daha da fazla öfkeleniyoruz. Hal böyle olunca da öfkemizi hem kendimize, hem ailemize hem de topluma yansıtıyoruz. 

Mükemmel makyaj ve ambalajlı hayatlarımızın her çıkmaza girdiğini hissettiğimizde, kendimizi her başkası ile kıyasladığımızda, trafikte önümüzdeki araba durduğunda ya da çocuğumuz kendisi ile ilgilenmemiz için ilgi çekmenin farklı versiyonlarını deneyince “neden” diye düşünmeden hemen öfkelenerek yanıt verir olduk. Gerek sesimiz yükseliyor, gerek bakışlarımız sertleşiyor gerekse kelimelerimiz karşımızdakine saplanıyor. Doğal olarak bizleri modelleyen çocuklarımız da benzer tepkiler vermeyi öğreniyor, küçük birer biz haline geliyorlar. 

Günümüzde çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi stres ve öfke ile dolular. Hastalık, ölüm, boşanma, taşınma gibi yaşam değişikliklerinin dışında öfkeli ebeveynlerinden modelledikleri öfke ve bekledikleri ama göremedikleri ilgi de çocukların öfkeli olmalarını tetikliyor. Ayrıca mükemmeliyetçi rollerini içselleştirmiş başarı odaklı (salt akademik başarı demek belki de daha doğru olacaktır) anne babaların uyumlu ve başarılı olmaları yönündeki beklentileri de çocuklarda ayrıca öfke ve stres yaratmaktadır. Günümüz dünyasının içinde bulunduğu savaş ortamı, dünya terörü, günlük gazete ve haberlerde yayınlanan olumsuzluklar, doğal afetler düşünüldüğünde, çocukların oyun alanlarının kısıtlandığı ve doğadan kopuk yaşamlar dikkate alındığında çocukların öfkelenmesine şaşmamak gerek.

Öfkelenmek her zaman sağlıksız değildir. Hala insan olduğumuzun, hala duyarlı kaldığımızın göstergesidir bir anlamda. Umursamaz, ciddiye almaz kişilerin öfkelenmeleri beklenmez ancak öfkenin kontrol edilebilmesi ve öfke ile baş edebilme becerisinin kazandırılabilmesi önemlidir. Aksi halde hem çocuklarda hem de yetişkinlerde öfke kontrol problemleri yaşanmakta ve hem bireysel hem de toplumsal hayatı felç edecek sorunlara neden olmaktadır. 

Çocuklar öfke kontrolünü ya da öfkelenince saldırgan davranışlar sergilemeyi bir çok dışsal kaynaktan öğrenebilir ama en etkili kaynakları her zaman olduğu gibi aileleridir. Aile içi iletişimde kendini ifade ederken ebeveynlerinin öfkelerini kontrol edemeden fiziksel ya da sözel şiddet uyguladığını modelleyen çocuğun diğer dışsal kaynakların hiçbiri olumsuz olmasa bile öfkesini sağlıklı bir şekilde ifade edebilmesi beklenemez. O nedenle aile içi iletişim birincil anlamda öfke kontrolünde önem taşır. Çünkü her konuda olduğu gibi öfke kontrolü ve stres denetimi de ailede başlar. Diğer yandan çocuğun izlediği televizyon programları, takip ettiği sosyal medya kanalları, okuduğu kitaplar, sosyal çevresi ve arkadaşlarının tutum ve davranışları da büyük öneme sahiptir. Saldırganlık odaklı programların çocuklardaki saldırganlık ve öfke kontrol bozukluklarına etkisi reddedilemez.

Aileler çocuklarının şahit olacağı şeklde aile içi ilişkileri düzenlemeli ve sabırlı olmayı, öfkelerini saldırgan olmayan yollarla ifade etmeyi, uygunsuz davranışlar için özür dilemeyi alışkanlık haline getirmelidirler. Çocuklar öfke nöbetlerine, şiddet davranışlarına ve saldırgan davranışlara şahit olmamalıdır. Mümkün olduğunca birbirine saygını, duygularını karşı tarafa sakince ifade edebilen bireylerin çocuklarının da kendini doğru ifade etmeyi öğrenmesi mümkündür.

Gerek olduğunun düşünülmesi halinde çocukla iletişimde ceza verilecekse (ki ben cezayı kesinlikle onaylamıyorum) ilgili cezanın çocuğun kendisi ile değil davranışı ile ilgili olduğu mutlaka belirtilmeli ve kişisel algılaması önlenmelidir. Aksi halde çocuklarda isyana sebep olabilecek ve daha kötü sonuçlar doğurabilecektir.

Eğer siz de çocuğunuzun öfke ile baş etmekte zorlandığını düşünüyorsanız aşağıdaki önerilere göz atmanızı öneririm.

  • Çocuğunuza doğru rol model olduğunuzdan  emin olun.
  • Kendiniz öfkelendiğinizde nasıl tepkiler verdiğinizi modelleyin.
  • Çocuğunuzla öfke kontrolü çalışmaya başlamadan önce bir şeyi ifade ederken kullandığınız kalıpları yazın ve ilgili duygu ya da düşüncenizi daha sakin ve kibar nasıl ifade edebilirdiniz bunları not alın.
  • Çocuğunuzun izlediği filmleri, programları kontrol edin.
  • Çocuğunuzun kimleri model almış olabileceğini araştırın.
  • Çocuğunuzun arkadaşları ve öğretmenleri ile hala tanışmadıysanız bir an önce tanışın ve onlardan nasıl etkilenmiş olabileceğini araştırın.
  • Çocuğunuz için sorun olabilecek konuları listeleyin daha sonra çocuğunuzla sorunları hakkında sakince konuşmayı deneyin. İlk seferde olmasa bile öfkelenmesine neden olan duygu/düşünceleri zamanla sohbetlerine konu edecektir. Sabırlı ve istikrarlı olun.
  • Çocuğunuz sesini yükselttiğinde lütfen “Bağırma!” diye bağırarak tepki vermeyin! Sakince yüksek sesle, ağlayarak ya da bağırarak konuştuğunda onu anlayamadığınızı sakinleşince konuşabileceğinizi söyleyin.
  • Herkes gibi çocuğunuzda hata yapacaktır. Çocuğunuzun hatalarına nasıl tepkiler verdiğinizi kontrol edin. Çocuğunuz sizden korkuyor mu? Yoksa sizi sığınılacak bir liman olarak mı görüyor? Hatalı davranışlarını açıkça sizinle paylaşabiliyor mu? (Kritik bir maddedir eğer sizinle hatalarını paylaştığında öfkeleniyorsanız bir süre sonra paylaşmayarak içselleştirmeyi ve kendini strese sokmayı öğrenecektir)
  • Çocuğunuzu duygularını aktarması için teşvik edin.
  • Yaptığı resimler hakkında konuşun.
  • Oyunlarına mutlaka dahil olun. Ama laf olsun diye değil kendinizi vererek ve ilgi ile oynayın. Oyun sırasındaki tepkilerini gözlemleyin.
  • Stresini atması için spora yönlendirebilir ya da ilgi ve yeteceği doğrultusunda keyif alacağı bir etkinlik planı hazırlayabilirsiniz.
  • Mümkün olduğunca ekrandan uzak kalmasını sağlayın. Bu yapabilmeniz için çocuğunuza ekrandan daha cazip bir seçenek sunmanız gerektiğini unutmayın. Belki doğada vakit geçirmek ya da birlikte oynamak, etkinlik yapmak gibi seçenekler yaratabilirsiniz.
  • Çocuğunuzun yanında stres yaratacak ekonomik durumunuza ilişkin verilerden bahsetmeyin. Hayatınızı paylaşıyor olmanız küçük bir çocuğun omzuna ekonomik sorunları yüklemenizi gerektirmez. 
  • Ekonomik ihtiyaçlarını karşılayamadığınız zamanlarda ne zaman alabileceğinize dair bir takvim sunmayı deneyin. O tarihte yapamayacaksanız yine çocuğunuza bunu bildirin. İnanın siz unutsanız da onlar unutmuyor olacaklar. Böylece güven bağınızı güçlendirmiş olacaksınız.
  • Çocuğunuzun yanında eşinize özellikle hassas davranın.
  • Yüksek başarı beklentisi içinde olmayın. Elbette hepimiz çocuklarımızın başarısı ile gurur duyarız ama yüksek beklentilerle çocukları baskı altına almak kendilerini sevmenizin başarıya bağlı olduğu kök inancına neden olarak değersizlik duygusu ve öfkeye neden olabilir. Başarısız olduğunda da çocuğunuzu sevdiğinizi sıklıkla tekrarlayın.
  • Çocuğunuzla öfkeli olduğunda nasıl hissettiği, öfkeyi neresinde hissettiği ve öfkesini tetikleyen şeyler hakkında sohbet edin.
  • Bir öfke listesi hazırlan öfkeyi dışsallaştırmak için faydalı olabilecektir.
  • Herkesin hata yapabileceğini unutmayın! Hatalarında çocuğunuza nasıl davrandığınızı inceleyin.
  • Öfkelendiğinde 10 a kadar sayabileceğini, nefes alıp vermenin önemini çocuğunuza öğretin. (Ama önce kendinizin öğrenmesinde fayda var)
  • Öfkenin konuşularak karşıya aktarılabileceğini çocuğunuza anlatın ve uygun zamanlarda hatırlatın.
  • Çocuğunuza ve kendinize işlerin her zaman istediğiniz gibi gitmeyebileceğini ve istediklerini her zaman elde edemeyeceğini iade edin. (Özellikle günümüz tüketim çağında çok zor olsa da)
  • Kendi mutluluk listenizi hazırlayın ve öfkeli olduğunda çocuğunuza anımsatın.
  • Her şeyden önemlisi çocuğunuzu ve kendinizi severek işe başlayın!

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.