Yeni singel çalışmam değil bu sözler. Vatandaşın yeni repliğinin ilk dizeleri.

İzmir’in merkez ve çevre ilçelerinde yaşayan vatandaşların en büyük sorunu haline gelmiş halde İzmir’in yolları.

İZSU başta olmak üzere o kadar çok kazı çalışması, yer altı çalışması yapanlar var ki, Allah hepinizden razı olsun, canla başla çalışıyorsunuz, iş yapıyorsunuz da arkanızda bıraktığınız çukurları, molozları, yolu kimin yapmasını bekliyorsunuz.

İlçe belediyelerinin kapatmaya, yamaya yetişemediği ara sokaklardan derken şimdi de şehrin ana halterlerinde yollar berbat halde.

Arabayla giderken zaten bunu görmemeniz mümkün değil.

Çukurlara girmemek, bozuk yolda kalmamak için en iyi F1 pilotundan daha iyi manevralar yapa yapa gider olduk yollarda.

Arada bir düz yol bulduğumuzda sevinir, gaza basıp, F1 pistine çıktığımızı hisseder olduk yollarda.

Bunun siyasetle, partili olup, olmamakla hiç alakası da yok.

Sonuç ortada hizmet yok!

Belediye dediğimizde aklımıza gelen temel yapması gereken şeyi yapamıyorsa, bunun yanında sahne açmış, kültür etkinliği yapmış, tarıma, ticarete, sanayiye, kadına, çocuğa özen gösterip girişimlerde bulunmuş hiçbir anlamı yok.

Bu durumun sevineni olmasa da en kazançlı çıkanı lastikçiler, tamirciler.

O yola hiçbir araba dayana dayana devam etmez yoluna.

Ya lastik gider, ya rotlar gider, ya akslar gider, ya da araba kontrolden çıkar komple gider.

Milyonluk arabalarımızla geçtiğimiz yolların hali, Ferrari’sini patates tarlasında süren zengin köylünün hali gibi.

Bu kadar basit hizmeti yapamamanı bence iki nedeni vardır.

Ya yolları yamalayacak, düzenleyecek asfalt gücü yok belediyelerin, ya da çalışma birimleri arasında koordinasyon eksikliği var.

İkisinin de çözümü belediye başkanlarının elinde.

Asfalt yapacak gücün yoksa alt yapı çalışması yapılmasına izin vermeyeceksin, birimler arası koordinasyon yoksa belediye profesyonel bir koordinatör alacaksın.

Belediyeler, bahane üretme, sebep bulma, sonuç çıkarma, her durumda haklı olma yerleri değil.

Yerel seçimlerde kimse, en iyi bahane bulana, sebep bulana, sonuç çıkarana ve her durumda kendisini haklı gösterene oy vermedi.

Neden oy verdiğini gayet iyi biliyor.

Neden vermemesi gerektiğini de böyle böyle yaşayarak öğreniyor!