Geleceğin şeflerinden Ege lezzetleri

Geleceğin şeflerinden Ege lezzetleri

İzmir GastroFest’te Ege’ye özgü otlar ve peynirleri kullanarak birbirinden özel lezzetler hazırlayan öğrenciler, yemek tutkunlarından tam not aldı.

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen GastroFest, İzmirlilere unutulmaz bir gün yaşattı. Gastronomi alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerini buluşturan festivalde, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin genç şefleri de hazırladığı lezzetlerle etkinliğe renk kattı. Festival katılımcılarına sunulmak üzere enginarlı humus, Ege otlu ve sebzeli çıtır yufkalar ile incir, ceviz ve ballı karamelli profiterol hazırlayan öğrenciler, büyük beğeni topladı.

ÖZEL TARİFLER

İEÜ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Eğitmen Şefi, Öğretim Görevlisi Aypar Satı ise, festivalin temasına da uygun olarak sürdürülebilirliği merkezine alan bir workshop düzenledi. Festival katılımcılarının soruları eşliğinde; dana dil breze, karakılçık buğdaylı keşkek, pırasa konfi, nar ekşili et suyu çektirmesi ve taze baharatlı yeşil yağdan oluşan tabak hazırlayan Satı, yemek tutkunlarıyla çok özel tarilfler paylaştı. İlgiyle takip edilen etkinliğin moderatörlüğünü ise Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk gerçekleştirdi.

egeye-ozgu-otlar-ve-peynirleri-kullanarak-birbirinden-ozel-lezzetler-hazirlayan-ogrenciler-yemek-tutkunlarindan-tam-not-aldi-1.jpg

Festivalde yer almaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Aypar Satı, Ege’ye özgü lezzetlere yenilikçi yorumlar getirdiklerini belirtti. Satı, “Öğrencilerimizle birlikte hazırladığımız lezzetlerde, minimum atık oluşumuna dikkat ettik. Geleceğin şefleri olan öğrencilerimiz, yerel lezzetlerimizi İzmirlilere sunarken, elimizdeki ürünlerden nasıl maksimum verim alabileceğimizi gösteren, örnek atıştırmalıklar hazırladı. Konuklardan aldığımız olumlu dönüşler, başarılı olduğumuzu gösterdi” diye konuştu.

Yaklaşık 30 dakika süren workshopa ilişkin de bilgiler paylaşan Satı, “Festivalin bu yılki teması ‘değişimin öncüleri ve gıdanın geleceği’ olarak belirlendi. Dolayısıyla, öğrencilerimizin de desteğiyle hazırlanan tabakta, sürdürülebilirlik ve yerel ürün kullanımına vurgu yapmayı amaçladık. Örneğin dana dil; İzmir’deki söğüş kültürüne ait olmasına rağmen değeri yeteri kadar bilinmeyen, akıllara pek ilk sıralarda gelmeyen bir et ürününün, nasıl bir restoran tabağının ana ürünü haline gelebileceğini göstermek amacıyla seçildi. Yine aynı şekilde keşkek gibi özel bir lezzetin de restoran tabağının ana parçası haline gelebileceğini gösterdik. Workshop esnasında yemeğin hazırlanış aşamalarından ve kullanılan tekniklerden bahsettim. İzleyenlerin, bu lezzetleri evlerinde nasıl hazırlayabileceklerine ilişkin tüyolar verdim. Sürdürülebilirlik, yerel ürün kullanımı, mevsimselliğin önemi, seçilen ürünlerde lezzet uyumunun nasıl yakalanabileceği ve restoran kalitesinde tabaklamanın nasıl yapılabileceği açıklamaya çalıştım. Hazırlanan tabaklar, izleyenlere ikramlık olarak da sunuldu” diye konuştu.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.