Gereği düşünüldü: Cezaevine gönderilmesin!

Yargıda yeni reform paketi TBMM’ye gelmek üzere.

Vatandaşın, toplumun ve toplumun sesi olan basının ortaya serdiği soruna, çözüm yaratılıyor.

Sorun ne derseniz, malum, bıçaklıyor ama öldürmüyor, çalıyor ama kaçamıyor, alıyor ama vermiyor, vuruyor ama pişman oluyor, dövüyor ama hastanelik etmiyor gibi bir takım suçlarda Türk Ceza Kanunu’na göre 2 yıldan az ceza verildiğinde, cezaevine göndermek yerine, denetimli serbestlik, kısıtlı yaşantı, şartlı tahliye gibi kurallar çalıştırılıyordu.

Vatandaşın tepkisi de doğal olarak ortaya çıkıyordu.

‘Yapıyor, ediyor, yargılanıyor, ceza alıyor ama elini kolunu sallaya sallaya geziyor’ deniliyordu.

Haklı olarak deniliyordu.

Mağduru olsun veya olmasın insanlar işlenen suçla ilgili suçlanan insanların, sadece gözaltına alınmasıyla, soruşturma açılmasıyla, sonunda bırakılmasıyla ilgili olarak adaletin tecelli etmediği konusunda hem fikirdi.

Ortada suç varken, suçlu varken, ceza varken, insanların özgürce dolaşması, insanların aklında adaleti ciddi şekilde sorgulatıyordu.

Devletin temeli Adalet dediğimiz yerde, adaletin elinin kolunun bağlı olmasını hiç kimse kabul edemiyordu.

Yasa koyucuların koyduğu yasaya bağlı olan hukukun temsilcileri hakimler, savcılar ve avukatlar da vatandaşların bu haklı tepkisine hak veriyorlardı.

Suçu işleyen insanın bir gün bile olsa cezaevinde tutulmasını beklemek adaletin tecelli etmesinden başka ne olabilir ki?

Adaletin temelinde suça, suçluya karşı mücadele varken, mağdura, mağduriyete karşı koruma varken, gereği düşünüldü, ceza verildi ama serbest bırakılsın demek insanın aklıyla alay etmek, vicdanının ayarlarıyla oynamaktan başka bir işe de yaramaz.

Nihayetinde yasama organı TBMM, bu konuda bir adım atmaya karar verdi.

Daha doğrusu AK Parti’nin içinde bulunduğu Cumhur İttifakı, bu konuyla ilgili olarak mecliste acil bir düzenlemeye gidilmesine karar verdi.

Mağdurun sesini dinleyerek, adaletin terazisinin dengesinin bozulduğunu görerek.

Allah kimseyi suçun içine düşürüp, suçlu konuma düşürmesin ama suçun içine giren, suçlu sıfatını taşıyana da özgürlüğünü alabildiğinde özgürce vermesin.

Adalette cezanın caydırıcılığı, suçun işlenmesinin de en büyük temelidir.

Cezanın olmadığı yerde, suçun daha fazla işleneceğini bilmek için hukuk uzmanı olmaya gerek var mı?

Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.