Güneş gözlüğü takmadan dışarı çıkmayın!

Güneş gözlüğü takmadan dışarı çıkmayın!

Özel Ümit Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Nezihi Ün, yaz aylarında güneş gözlüğü kullanımının önemine değindi.

Ultraviyole ışınlarının göz üzerindeki olumsuz etkilerinden söz eden Ün, “Ultraviyole ışınlarının göz üzerindeki olumsuz etkileri kısa dönemde ve uzun dönemde oluşmalarına göre iki gruba ayrılabilir. Güneşli bir günde, gün boyunca uzun süre ultraviyole ışınlarının etkisinde kalınması nedeniyle, kısa dönem olumsuz etkilere örnek olarak, gözlerde derideki güneş yanığı benzeri zedelenmeler oluşabilmektedir. Bu zedelenmeler genellikle birkaç gün içerisinde iyileşebilmekte, bununla birlikte ağrılı olmakta ve gözde bazı ciddi enfeksiyonların oluşmasına ortam hazırlayabilmektedir. Ultraviyolenin göz üzerindeki esas ciddi olumsuz etkileri ise uzun dönemde sürekli ultraviyoleye maruz kalmayla ortaya çıkan maküla (sarı nokta) dejenerasyonu ve katarakt gibi dünyadaki en önemli ve en çok görülen iki görme kaybı nedenidir. Güneşe maruz kalınma derecesini artıran çeşitli faktörler ultraviyole ışınlarının göze verebileceği hasarı artırabilmektedir” diye konuştu. 

Ultraviyole etkisinin karda, kumda ve suda daha fazla olduğunu aktaran Göz Hastalıkları Uzmanı Ün, "Deniz seviyesine göre yükseklik arttıkça ultraviyole seviyesi artar. Ultraviyole ekvatora yaklaştıkça yani enlem derecesi düştükçe artar. Güneşte kalma süresi arttıkça alınan ultraviyole miktarı artar. Açık renkli gözlere ve deriye sahip kişiler ultraviyole açısından daha fazla risk taşır. Ultraviyole miktarının en yüksek olduğu saatler 10.00 ile 16.00 saatleri arasıdır. Ultraviyolenin en kuvvetli geldiği dönem ilkbahar ve yaz aylarıdır, sonbahar ve kış aylarında ultraviyole seviyesi düşer. Tetrasiklin, doksisiklin gibi bazı ilaçlar gözlerin ve derinin ışık hassasiyetini ve ultraviyolenin olumsuz etkisini artırır" dedi. 

Neden güneş gözlüğü takılmalı? 
 

Özel Ümit Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Nezihi Ün sözlerini şöyle sürdürdü: 


“Uzun süre güneşe maruz kalanlarda, güneş göz merceğimizin içindeki proteinlerin yapısını bozarak katarakt oluşumuna yol açabilir. Ayrıca sarı nokta hastalığı adıyla hastalığının direkt UV ye maruz kalma sıklığı artmaktadır. Güneş gözlüğü, sadece gözü fazla ışıktan korumak için değil, zararlı ultraviyole ışınlarını önlemek için kullanılmalıdır. Güneş ışınlarından yararlanmayı tabii ki ihmal etmemeliyiz, ancak direkt olarak güneş ışığına bakılmamalıdır. Güneşe direkt bakıldığında, güneş gözlüklerinin de yeterince koruyucu olmayacağı unutulmamalıdır. Gözlerimizi güneşin zararlı etkilerinden korumak amacıyla güneşli havalarda, ışıktan rahatsız olmasak dahi, güneş gözlüğü kullanmalıyız. Güneş gözlüklerini seçerken özellikle kaliteli camları seçmeliyiz ve ultraviyoleden koruyup korumadığına dikkat etmeliyiz. Normalde karanlık ortamlarda göz bebeklerimiz büyür. Böylece daha çok ışık göz bebeklerimizden içeri sızar. Eğer yüzde 100 ultraviyole koruyuculuğu olmayan bozuk camları takarsak karanlık bir ortam oluşacağından göz bebeklerimiz genişleyecektir. Koruyuculuk oranı düşük olan bu camlardan geçen UV ışınları gözümüze zarar verecektir. Bu sebeple ultraviyole geçiren bozuk camları takmak göze zarar verecektir. Bu gözlükleri takmaktansa hiç güneş gözlüğü takmamak gözü daha çok koruyacaktır. Rengi ışıkta koyulaşıp, ışığın azaldığı durumlarda açılan kolormatik camlar dışında alacağınız gözlüğü taktığınızda karşınızdaki kişi eğer gözlerinizi görebiliyorsa bu camlar yeteri kadar koyu değildir anlamına gelir ve bu camların güneşi ultraviyole ışınlarına karşı koruyuculuğu yeterli olamayabilir.” 

"Gözlüklerin sertifikalarına mutlaka bakın" 
 

“Numaralı güneş gözlüğü kullananların mutlaka hekimlerine danışmaları ve bunun sonucuna göre güneş gözlüğü satın almaları gerekir” diyen Ün, “Kenarlıklı güneş gözlükleri faydalıdır. Bu gözlükler elmacık kemiklerinden yansıyarak göze giren zararlı ışınları bloke eder. Böylece koruyuculuk artar. Gözlüklerin koruyuculuklarıyla ilgili sertifikalarına mutlaka bakın. Siz de gözlük satın alırken böyle bir sertifikanın olup olmadığını sorun. Eğer varsa bu sertifika da gözlüğün ultraviyole A ve B ışınlarını geçirip geçirmediği yazacaktır. İdeal bir güneş gözlüğü ultraviyole A ve B yi geçirmez ve ideal olarak yüzde 95-100 geçirmemelidir. Ozon tabakasının delinmesi ile bu UV etkisi yükseklerde artar, zira filtre edilecek azalmaktadır. Dağcılarda tırmanma sırasında, güneşin sıcaklık etkisinin azalmasına rağmen güneş yanığı olma olasılığı daha fazladır. Dağa tırmananlar ve kar kayağı yapanlar da UV radyasyona en fazla maruz kalanlardır. Unutmayın, her pahalı olan iyidir denilemez ama ucuz gözlüklerin de bu özellikleri taşımama olasılığı çok düşüktür” ifadelerini kullandı. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.