İzmir’in yetiştirdiği başarılı gazetecilerden Haluk Güney, spor gazeteciliğinin her dönemde etkin iletişim aracı olarak öne çıktığını söyledi. Güney, gazeteciliğin zevkli olduğu kadar kişinin özel hayatından fedakarlık yapmayı gerektiren özellikli bir meslek olduğuna dikkat çekerek, “Basın Yayın Yüksek Okuluna başladığım yıllarda gazeteciğin zorluklarını hatırlatan pek çok bilgiyle karşılaştım. 

Büyüklerim de bu zorluklara göğüs gerebileceksem gazeteci olmamı önerdi. Ben bütün bu zorlukları mesleği çok sevdiğim için göğüsledim ve gururla yaptım. Şimdi aynı sözlerle gençlere öneride bulunuyorum. Zorluklara göğüs gerip başarmanın keyfini yaşamak istiyorsanız gazeteciliği tercih edin” diye konuştu.  

İKÇÜ Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Görevlisi Gazeteci Ali Kayadibi’nin daveti üzerine “Alan gazeteciliği” ve “Seminer” derslerine katılıp tecrübelerini paylaşan spor yazarı Haluk Güney, mesleğe girdiği 1980’li yıllardan itibaren çalıştığı gazetelerdeki spor muhabirliği, spor servisi yöneticiliği ve yazarlık kariyerinin ana hatlarını anlattı. Güney, sporun tarihin her döneminde milyonlarca insanın ilgisini çektiğini hatırlatarak, “Günümüzde kurumsal yapılara dönüşen spor, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla iletişimin de güçlü bir aracı haline geldi. Bu bağlamda spor organizasyonları, yeni nesillerin spora dahil olma kararlarını da etkiliyor. Toplumsal barış, sosyal düzeni sağlamada da sporun etkin güç olma hali her zaman var. Spor basınında görev almak isteyenler, gazeteciliğin diğer alanlarındaki yetkinliği gerektirdiğini bilmeli. Sporun eğlenceli ve rekabetçi boyutuyla ilgi çekmesiyle toplumsal yaşam içindeki gücü daha da fazla görülüyor. Gazete yöneticileri spor sayfalarını buna göre düzenliyor. Elbette spor gazetecilerinin bilgi ve görgüsüyle spor basınının niteliğinin arttığı da bir gerçek” diye konuştu. 
 
TEK SPOR DALI FUTBOL DEĞİL 
 
Gazeteci Haluk Güney, iletişim öğrencilerinin, spor denilince futbolun akıllara gelmesini nasıl yorumladığı sorusuna da, “Ben spor servisi yöneticiliği dönemimde atletizm, tenis, güreş, kayak ve yüzme gibi sporlara da yer vermeye gayret ettim. Ancak, gazete yönetimlerinin futbol kulübü yöneticisi veya sponsor olduğu dönemlerde spor sayfalarında diğer spor dallarının kapladığı alanların  daraldığını görmek mümkün” dedi. 

Spor muhabirliği, spor yazarlığı gibi alanları seçmek isteyen gençlere de önerilerde bulunan Güney  şunları söyledi: 

“Uluslararası Spor Yazarları Birliği’nin (AIPS) tüzüğüne göre profesyonel olarak baskılı veya  elektronik medyada spor fotoğrafçısı, kameraman olanların da spor gazetecisi kabul edildiğini  görüyoruz. Şu anda ülkemizde belki spor gazeteciliği fark edilmiyor olabilir. Ancak zaman her şeyi değiştiriyor. İnsanlık tarihinin en eski kitle olayları sportif etkinliklerdir. Spor gazeteciliği de tarih içinde etkinliği zayıflayan ve artan grafik izler. Siz en iyisi olmak için akademik bilginizi artırın, güncel olayları takip ederek pratik kazanın. Gelecekte size daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Spor gazeteciliğinin şekillenmesini sizler sağlayabilirsiniz.” 

Gazeteci Güney, iletişim öğrencilerinin yabancı sporcu transferi, kulüp yöneticilerinin tutumları, futbolcuların kulüp tercihlerini etkileyen durumları, spor yazarlığı, foto muhabirliği gibi konulardaki sorularını da yanıtlayarak bilgilendirdi. 

Güney ile aynı ortamlarda ve dönemlerde gazetecilik yapan İKÇÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Korap Özel ve Öğretim Görevlisi Ali Kayadibi, öğrencilerin alanlarındaki başarılı gazetecilerle buluşmasına devam edeceğini belirtti.