Türkiye, bir Asiye’nin haline, bir de Asiye’den sonra can dostlarımıza, hayvanlara yapılanların tartışmasına girdi.

Hayvan hakları savunucuları, düşüncesiz sahipleri tarafından vahşi halini gösteren hayvandan, düşünceli sahipleriyle, insanlarla birlikte yaşamaktan mutlu olan, keyif alan, mutluluk veren, keyif veren can dostlarımızı maalesef birbirine karıştırdılar.

Hayvan sevgisini tartışmak kadar saçma, sapan bir düşünce olamaz.

Hayvanları korumaya çalışmak kadar da insancıl bir düşünce olamaz.

Birçok belediye, söylenen sözler, verilen talimatlar ve yaşanan olaylardan, bırakın saldırmayı, kendisine yiyecek bulmakta dahi zorlanan hayvanların üzerine acımasızca gittiler.

Sanki hepsi bir, sanki hepsi suçlu gibi.

Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç ise, bunu yapmayan, yapmak istemeyen, tam tersi can dostlarına sahip çıkan ender belediye başkanlarından birisi oldu.

Avukatlık mesleğinin ona öğrettiğini, belediye başkanlığı görevinde de gösterdi.

Suçluluğu ispatlanana kadar her insan gibi, her hayvanda masumdur, yaşama hakkına sahiptir.

Başkan Kılıç, belediye personeline verdiği özel talimatla, şehir içinde ama özellikle de şehir dışına itilmiş hayvanlara, bu soğuk günlerde, yiyecek bulmakta zorlandıkları günlerde yiyecek götürülmesini, korunması gereken şeylerin götürülmesini sağladı.

Başkan Kılıç’ın ekipleri, yalnızlığa ve çaresizliğe itilen can dostlarını Buca’nın uçsuz, bucaksız meralarında, dağlarında, ormanlarında aradılar ve buldular.

Kiminin annesini beslediler, yavrularına süt versin diye.

Kiminin babasını beslediler, yavrularını korusun diye.

Kiminin ise ne annesi, ne babası olmadığı için elleriyle beslediler, yarınları görsün diye.

Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’ın düşüncesi, büyük bir alkış, içten bir tebrik ve kalben bir teşekkürü hak ediyor.

Bize insanlar kadar, hayvanları da düşünen başkanlar lazım.

Başkan Erhan Kılıç gibi.

Sağ ol, var ol, hep ol başkanım.